Güray Süngü’nün Kitaplarından 21 Alıntı
Güray Süngü, 1976 yılında İstanbul’da doğdu. Birçok dergide yazıları yayınladı ama en güzellerini İzdiham’da. Düş Kesiği adlı romanıyla 2010 Oğuz Atay Roman Ödülü’ne, Kış Bahçesi […]
Güray Süngü, 1976 yılında İstanbul’da doğdu. Birçok dergide yazıları yayınladı ama en güzellerini İzdiham’da. Düş Kesiği adlı romanıyla 2010 Oğuz Atay Roman Ödülü’ne, Kış Bahçesi […]
Binlerce yıl öteden bir masal getirdim, dedi adam, kadının yorgun ve asırlardır ona dönmeyen yüzüne bakarak. Tepkisizliğe inat üzeri yıldız kaplı çuvalı karıştırmaya başladı ve […]
Babam ve sayısını hatırlamadığım, içlerinden sadece birini tanıdığım –Golçin, ilkokul dördüncü sınıf öğretmenim– birkaç genç adamla İsfahan’ın Zayenderud* nehrinde yüzüyorduk. Geceydi, dolunay vardı ve gökyüzü […]
Yanımda yolculukta karışmış bir valiz gibi ölümlü öznelerle yüklü pişmanlık valizleri taşıyorum. Hep öznelerim ölümlü, cümlelerim devrik. Adı yakarmak gibi olan Havara taşından yapılmış bir […]
Lidyalılar pişman, Sokrates yorgun bu aralar. Çağımızı anlatıyorum aklınız karışmasın. Ve Sümerler dertlenmemizi sağlayan tek kavimdir. Neden mi? Buyurunuz efendim. İlkokula giden bir çocuğu düşünün, […]
Sevgisine muhtaç olduğu insandan hakaret işitmekten geliyordu. Sıradanlaşmış sevgide değersizleşen ne varsa onda şaşkınlığa sebep oluyordu. Saçlarına hafif bir dokunuşla elini uzatmamış bir insanın olmayışına […]
O akşam ailecek yatakta uzanırlarken Xu Sanguan şöyle dedi oğullarına: “Aklınızdan en çok geçen şeyin ne olduğunu biliyorum. Yemek yemek, pilav yemek istiyorsunuz, yağda kızarmış […]
Irk Şenliği’nin yapıldığı 12 Ekim 1936 günü, Salamanca Üniversitesinin konferans salonunda büyük bir tören düzenlenir. Salamanca Piskoposu Dr. Plá y Daniel’in de hazır bulunduğu törenin […]
Onun için geldi ve geçti diyorlar. Bu sözde biraz dargınlık var elbette biraz sitem. Sadece diyorlar alıp oradan oraya attığı yetmezmiş gibi bir de saçlarımızdan tutup […]
Önerilen müzik: Beirut- Ederlezi Kapının sesini duydum, deprem oluyormuşçasına yatağımdan fırlayıp kapıya koştum. Minicikti ayaklarım, annem terliksiz olduklarını görüp üzülmesin diye daha da hızlandım. Odamdan salona […]
Müthiş bir baş ağrısıyla uyandı. Gözlerini açtı. Etrafa baktı. Perdeleri kapalı camdan içeriye gün ışığı sızıyordu. Nerede olduğunu anlayamadı. Ahşap tavanlı taş duvarlı olduğuna bakılırsa […]
Bunca sene aynalara yanlış bakmışım. Otuz yıldır gördüğüm şey, bir biçim, şekil; kaşlarımın, gözlerimin yüzüme oranı ve aslında suretimdeki orantısızlıktı. ”Aynaya çok bakma, aynanın ardına […]
Mitat Enç yeri doldurulamaz, mümtaz bir şahsiyettir. Bir bilim adamı, bir edebiyatçı, kendisini vatanının iyiliği için vakfetmiş biri. 1909 yılında Gaziantep’te dünyaya gelmiştir. Dünyadaki belli […]
Çağdaş Türk şiirine kesin bir başlangıç noktası göstermek gerekir mi? Değişik dünya görüşlerine bağlı eleştirmenler siyasal kaygılarla, kendilerini kuşaklar arasındaki çekişmelere kaptıran eleştirmenler ise bireysel […]
Sanatın, «istenen» ve öne sürülen siyasal bir propaganda değil de, sadece sanat oluşu düşüncesi, kendi çağlarım yansıtan ve belli siyasal akımları güçlendirmeye yardım eden belli […]
Ufak bir salonda oturarak dondurma yiyorlar. Bu esnada birbirlerinin akıllarından geçenleri hiçbir zaman bilemeyecekler ve bunu akıllarından geçirmiyorlar. Dillerini bu kadar çok göstermeleri tuhaflarına gitmiyor. […]
Gencim; susmanın en yakışıksız kaldığı günler bir elbise üzerimde. Gencim; sloganik çözümlerin sadrı kahreden bozulmuşluğu sînemde. Gencim; acıları yudumlamaktan yoruldum. Gencim; beni âdem kılacak duruştan […]
Ömer Çakıroğlu’nun uzun yıllardır titizlikle hazırladığı Semai Kahvehaneleri; 16. yüzyılda başlayıp Cumhuriyetin kuruluşuna kadar devam eden âşıklık geleneği üzerine hazırlanmış çok kapsamlı bir araştırma kitabı. […]
Olur mu ya, erkek kardeşlerinin kafamda boza pişirmelerine bir şey demeden katlandım ama yürüyüşe çıkmak için seni dört gözle beklediğim bir anda sırılsıklam çıkagelmen hiç […]
“Madem artık babanız da yok…” Stella Vaizey, karşısındaki iki yüzün daha da meraklı bir hal aldığını görünce duraksadı. Ne kadar da bilmiştiler! Sizi inatçılar, George […]
Uçakta, senin yanındayken, tehlikeden korkmuyorum artık. İnsan tek başına ölür ancak. Asla yenilmeyeceğim. Yene yene yenik düşeceğim ancak. Bozulan her oyun, sonunda mezarım olacak aşka […]
Onun için geldi ve geçti diyorlar. Bu sözde biraz dargınlık var elbette biraz sitem, biraz hüzün, biraz ayrılık. Ona zaman diyorlar oysa o hep Biraz […]
*Beklemek, karşılaşmaktan daha müthiştir; tehdit, darbeden daha kötü. *Çünkü, düşünen yalnız bir insan, kaçınılmaz olarak kendisiyle meşgul olur. *Gerçek mutluluğun kaynağının bizde olduğunu, mutlu olmayı […]
Tiyatro. İnsanın var oluşundan günümüze yegâne kültür yapıcı, ortak etken. Önce eylem vardı, ilkel insan dilsizdi fakat bir gün mutlaka konuşacaktı, oynayacaktı. Doğa karşısında güçlü […]
Babam öleli 12 yıl olmuştu ve ben 20 yaşına geldiğimde babasız olmanın acısını artık çok daha iyi anlıyordum. Annemle birlikte küçük ama mutlu bir dünya […]
Kendinizi beş metre boyunda ve hiç durmadan yüzlerce kilometre koşacak gibi hissetmek isterseniz nefret, kokaini havada karada geçer. (sf.27) Kadınlar konuşacak bir sürü kişi ister. […]
Sıkı sarıl doktor bana çürük karpuzlar getiriyorum beraberimde Karanlık mı soğuk bir Babil akşamı belki Belki samsun sahi kaldı mı bu kentler bir bir Bir […]
Katıksız demokrasi, ayak takımının despotizmidir, diyor Voltaire. Demokrasinin temeli hırstır, diyor. Demokrasi adaletin temelidir, Vacherot’ya göre. Proudhon’a göre, ruhani ve cismani bütün iktidarların sona […]
1.Sadece soran cevap alacaktır. 2. Her adalet, insanlar tarafından bilinip uygulanması sebebiyle daima yeni bir haksızlık, yine kendisinin adaletini arayan bir haksızlık değil midir? Tekrar […]
Gerçek yalnız başına aranmalıdır. Dünyada bağlılığa değer ne kadar az şey vardır. “Azizim senin bu anlattıklarına metafizik derler.Mideme dokunduğu için doktorlar bunu yasak ettiler bana.” […]
Devlet ve kültür politikaları açısından en ilginç örneklerden biri ülkemizdir. Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar ki kültür politikalarına baktığımızda devletin belirleyici etkisini net bir şekilde görmemiz […]
Eskiyi canlandır ama yeni olanı da bil; o zaman öğretici olabilirsin. -Konfüçyüs Güneşin, gri yağmur bulutlarının yoğunluğu arasında kaybolduğu boğucu sabahlardan birinde çayını […]
Çok defa düşünürüm: Bâkî ile Sinan acaba dost oldular mı? Süleymaniye’nin yapıldığı yıllarda Bâkî yirmi beşle otuz arasında genç bir molla idi. Bir yıl kadar […]
Billur dalgalı yaşlı okyanus, muçoların yaralı sırtında görülen mor izlere benziyorsun biraz; yeryüzünün vücuduna dövülmüş uçsuz bucaksız bir mavisin sen; seviyorum bu karşılaştırmayı. Senin, ilk […]
Sanat, yavaş yavaş kuvvetten düşünce, kaplıcalara götürülen bir hasta gibi tabiata çıkarılır. Ne yazık ki tabiat artık ona bir şey yapamaz. Bir anlaşmazlık var. Sanatın […]
Büyük üstad Dostoyevski’nin Budala romanını, çelikten bir empati gömleğiyle okumak gerekiyor. Zira ben kitabı zorlanarak okuyordum ta ki Prens Aglea ve Nastasya arasında bir uçurumda […]
Jack Kerouac’ın Yolda adlı kitaptan kısa bir bölüm. Durum giderek kötüleşiyordu. Yağmur gürüldüyordu. Evde önceden Lee Ann tek başına yaşıyormuş. Buna dayanarak Remi’ye, eşyalarını toplayıp […]