“Ankara Edebiyat Mahfili” Faaliyetlerine Başladı
Ankara Edebiyat Mahfili, farklı meslek gruplarından temsilcilerin oluşturduğu kültür, sanat ve edebiyat merkezli bir yapı olarak kuruldu. Bir araya gelinen yer, buluşma alanı manasında kullanılan […]
Ankara Edebiyat Mahfili, farklı meslek gruplarından temsilcilerin oluşturduğu kültür, sanat ve edebiyat merkezli bir yapı olarak kuruldu. Bir araya gelinen yer, buluşma alanı manasında kullanılan […]
Çıldırmanın verdiği özgüvenle yürünen yolların can yakan gürültüsündeki hissizlikten. Patikaların telaşlı nefes alışverişiyle insanın içine doğan irkilme duygusunun kararttığı gözleri. Hangi dağda kurdun öldüğünün merakının […]
Hangi sabah aralasan perdeni, karşında hep o; ait değilim hissi.Hangi umuda tutunsan nâfile, kendi hayatının yüküsün sanki.. Nerede değilsen orada mutlu olacakmışsın hissi; Zaman-mekan mefhumundan […]
O topraklardayım. Soyumun büyüyüp, yetiştiği topraklarda… O mis kokuyu içime çekiyorum, ciğerlerim yerinden çıkıyor adeta. Bereketli topraklar, hani bize Allah-u Teala’nın rızıklandırılmamızda vesile kıldığı, dedemin […]
“Dünya dediğimiz rüyalar âlemi, bir uykudagezerin şaşkınlığı içinde kapısından giriverdiğimiz bir evse eğer, edebiyatlar da, alışmak istediğimiz bu evin odalarına asılmış duvar saatlerine benzerler,” diyor, […]
İndiriyorum tüm silahlarımı, kabuk bağlamış yanlarımdan kopardım kanatlarımı. Vazgeçemeyişlerinizin üzerine sıktığınız acizliklerinizden kurtuluyorum. Bekleyebilmenin asilliğinden, geri dönüşlerin bencilliğinden sıyrılıyorum. Bavulum yok! Yarım kalışlara ait değilim. […]
Bir filmde geçiyordu; komiser imama sorar, hocam ben karımı dövmek istiyorum ama dövemiyorum. Bu günah mı? İmam hayır cevabını verir. Komiser: ama dövmek istiyorum. İmam: […]
Uzun süredir yaz aylarına denk geliyor bayramlar. Seneye belki daha soğuk olacak, ondan sonraki sene daha soğuk. Ama biz her sene ilk defa bayramla karşılaşıyor […]
Kalan Sağları Hain İlan Etmeden Önce Yapılması Gerekenler: Sevgili okur o nadide zihniniz kalan sağları neden hain ilan etmeye çalıştığımızı anlamlandırmaya çalışırken kalın sağlıcakla ben […]
‘’Bugün günlerden ne?’’ diye sordu ‘’Pazar’’ dedim.’’ Keşke Cumartesi olsaydı, Cumartesi en sevdiğim gündür. Ben Cumartesi doğmuşum biliyor musun? Cumartesi 13.30 ‘ da.‘’ Mutsuz olduğundan […]
İnsan, bir canlılık belirtisi olarak her an duygularıyla var oluyor, başka bir anlatımla belki de duygular insanı her an yeniden yaratan bir töz gibi. Büyümek, […]
1-Üstkurmaca, yazarın da metne dâhil olarak yeri geldiğinde metinde neler yapacağını, neler yapmayı denediğini açık ettiği, olay örgüsünün zaman zaman sekteye uğratıldığı, başı sonu belirsiz, […]
Ardında bıraktıklarıyla, yarınından umduğuyla yol bir giz ve sırdaştır. Tekliğin en ısrarcı gürültüsü yolculukta yaşanır. Yolcunun pencere köşesinden uzaklara daldığı yer asıl kendini bulduğu yerdir. […]
Zaman hızla ilerlerken arkama bakmadım yürüdüm. Yürürken usulca tökezlediğimi bir bekleyişimin olduğunun farkına vardım. Boşlukta ve zamansızlıkta mana arayışındayken bir örümceğin yuvasını örerken ki telaşına […]
Anadolu mayasında varlığı en baskın olan birkaç duygudan dem vurmak istiyorum. Büyük Usta Neşet Ertaş’ın bir ayrılık, bir yoksulluk, bir de ölüm derken, muhteşem bir […]
Büyük bir kaçışın kararsızlığındaydı kadın. Yaşama dair bilgilerinin rahatlığı, bilmediklerinin korkusu ile çatışıyordu. İnsan; konforundan uzaklaşmamayı nasıl öğrenmişti? Tüm yenilikleri keşfedenler, buna nasıl cesaret göstermişlerdi? Neden […]
Şeref Bilsel, şiire adanmış bir ömür… Doğan Hızlan, Hilmi Yavuz, Eray Sanberk, Şükrü Erbaş, Ali Cengizhan, Latife Tekin ve Haydar Ergülen’den oluşan seçici kurul, ödülün […]
Hasret türkülerinin sonu neden hep üç noktadır bilir misin? Çünkü kalan, gidene dair dönme ümidini hiç yitirmez. (…) Ne son noktayı koymaya cesaret edebilir ne […]
Ruhum sıyrılırken giyotinden kalabalıklarımdan arınmış geliyorum sana burası yaşanası yerler değil. Ama sıkıyorum dişlerimi sanki uzatınca ellerim değecekmiş gibi, sanki hiç uzak değil ayrılıklar. Birazdan […]
Kimsesizliği saçlarının kokusuna yansıyan bir çift göz…Odalarda ışık, ses ve konular birikmiş.Ebeveynlerin kendi çocukluklarından eksik kalan yanların sancısı içinde büyüyor konular…Nedenini bilmediği gibi sorgulamayan da […]
Dünyadaki en büyük acıyı yaşamış kederli anne ve babalar için. Keder nedir diye soracak olsak yalnızca yaşayan kişiye ait, onun bilebileceği ve herkeste bambaşka bir […]
Mecnun yollara düştü, aşk oldu, Yakub yollara düştü hasret oldu. Veysel yollara düştü, îmân oldu. Herkesin nasibine bir yol veren hayat bana da yürümeye üşenilen, […]
ÖDÜLLER SAHİPLERİNİ BULDU Her yıl İzdiham tarafından dağıtılan ve insana mahsus yerlerde gösterdikleri emek ve ortaya koydukları eserlerle her ne yaparlarsa yapsın en iyisini yapanların ödülü […]
“Olacak olan olur, sen sakince bekle; biten şeyler için de fazla üzülme. Biliyorum özlüyorsun geçmişi ama gençlikmiş, o coşkuymuş, renklermiş her şeyin bir ömrü […]
Yunus dağdan odun toplar, dergâha götürür yanmaya. Yemekler pişsin doysun mideler, sobalar harlansın ısınsın tenler diye. Dergâhta canlar Yunus’u bekler, oysa Yunus, dağın, ormanın ve […]
Çocuklara neşe, büyüklere ise endişe veren bir beyazı vardı buraların. Kendimi bildim bileli soğuğun, ayazını kar beyazına demirlediği bu limandaydım. Değdiği her yeri buza yazan […]
Ağlatmayacakdın, yola bakdırmayacakdın Ol va’de-i tekrâr-be- tekrârı unutma Esrâr Dede (Gidiyorsun güzelim, çare yok. Ben bu ayrılığın dayanılmaz acılarına katlanayım çaresiz, tamam; ama sen de […]
Otobüs durağının yanından bize doğru ilerlerken yaşam sanki tüm ağırlığını onun omuzlarına bırakmış gibiydi. Uzun süredir Türkçe konuşmadığından bahsetti, tüm gece dilediğince ifade imkânı bulabileceği […]
Kendi argümanlarını güçlendirmek için okuyan aklın aldığı yol, tekrar başa geldiği yoldur aslında. İnsanı aklının ve kalbinin krizlerinden kurtaran yeteneği ise; kıyas yapabilmesidir. Bir fikre, […]
Kimine uzak, kimine yakın bir saraydır gönül. Kimi içinde kalır,kimi dışında. Kimi de gönülden habersiz yaşar gider… Yaşamakdenirse buna! Kimi sultân olur yerleşir en güzel […]
Sevim için… Beni yazmaya iten şeyleri seviyorum. Sevmekle birlikte büyük bir nefret de doğuyor içimde bu işiyaparken. Çünkü yazdıklarımın çoğu, içime dönüp gördüklerimden ziyade dışıma […]
Modern sancılar çekiyoruz geçen son asırda. Asrın mücceddidleri ekonomik darboğazda imanî duruş sergilemekte zorlanıyor ve enflasyona takılan her takva borç olarak yazılıyor bazı değerli kağıtlara. […]
Orhan Veli’yi şanslı biri zannederdim; İstanbul’u Dinliyorum’u yazdığı için. Bugün böyle olmadığını öğrendim. Orhan Veli de hemen herkes gibi güzel olan şeyin değerini vakti geçtikten […]
Çok yol yürüdüm. İstemeden yürüdüğüm yollar oldu. Gideceğim yere gitmemek için uzatıp dolandığım yollar.. Adımlarımı bulutları üstünden atar gibi; suyun üzerinden akar gibi […]
Bir şehri terk ediyor gibisin, belki de daha bir çok şeyi, yüzün dalgın, saçlarının acelesi var, hayata hep geç kalmış hissiyle yola çıkıyorsun, kendinin de […]
Beklemenin keşfini yapan zatı muhteremden henüz haber alabilmiş değiliz belki de hala bekliyordur. Tarihte ilk bekleyen kimlerdir sorusuna henüz bir cevap bulamazsak da beklemenin tarihçesini […]
“sen biliyor musun acaba giden neden böyle büyük özlenir.” Bülent PARLAK (Yalnızlığın İcadı) Ne de çoğaldı özlemlerimiz son günlerde. Sanat edebiyat dünyası, manevi mimarlarımız […]
Nasıl sevdiğini ve nasıl öldüğünü açıklayamaz insan. Ben bilinemez olanın ardından gitmek istiyorum. Nasıl sevdiğimi düşünerek nasıl öleceğimin ipuçlarını da bulmuş olacağım. Niçin sevdiğimi bilmeden. […]
Şubat geldi bak… Duyuyor musun beni, okuyor musun? Bu aynı bakışlar, deniz aynı ve derin bir fay hattı haritasında kaybolan onca yıldan sonra beton kokusu […]
Bir şair olarak Bülent Parlak’ın bazen hayata sımsıkı tutunan bazen de onu yere çalıp üzerinde zıplayan, söküp içinde ne olduğuna bakan ve öylece bırakan bir […]