Okan Yıldız, Acz
Bir ceset ayaklandı hedm edilmiş mezardan Yanında şafakları, huysuz atları sürür Acz şahlanır elinde, ağaç sararır ardan Asırlardır değişmez, aynı şehrahda yürür. Alalanmış hiddeti tüm […]
Bir ceset ayaklandı hedm edilmiş mezardan Yanında şafakları, huysuz atları sürür Acz şahlanır elinde, ağaç sararır ardan Asırlardır değişmez, aynı şehrahda yürür. Alalanmış hiddeti tüm […]
Daha doğar doğmaz kendini küçük hissetmeni sağlarlar Hiç zaman ayırmazlar sana, vereceklerine hepsini Acın o kadar büyür ki hiç hissetmez olursun… Evde döverler seni, okulda […]
okyanusun ortası kör bir gözdür kanatları silinmiş kuşlar için başlarını göğe dikip çünkü onlar dümdüz boyunlarıyla çığlık atmalılar gene de ayıramadım onları kendimden bu yüzden […]
ömrüme zarar veren erkekler sevdim cam kırıklarıyla sundular bana tenlerini seviştikçe çoğalan ellerine inandım uzun…çok uzun ayrılıklardan sonra sabırsız bir çarmıh gibi açılan kollarına çarmıh […]
Zamanla, Geçer, her şey geçip gider, zamanla Unuturuz yüzü ve sesi unuturuz Kalp daha da yenilince, gitmek dert olmaz Aramak daha uzağı, peşini bırakmak gerekir […]
Friedrich Nietzsche’ye Bir ben biliyorum Yorgun gözlerinin altındaki halkaların Ebemkuşağı olduğunu ve İstediğinde yedi renk bakabileceğini Siyah saçlarındaki akların aslında Hırçın dalgaların gelgitlerinden oluşan Köpüklerin […]
artık geri dönüş yok kızım hayat, sonsuz bir uğultu gibi, ardından iteleyecek seni. ama unutma kızım, hayata sırtını dönüp ağlamaktan hep daha iyidir insanlara has […]
Bir ideolojidir seni sevmek, Körü körüne bağlanılacak bir duygu ya hu… Sen bilmezsin, Eskiden kalma insanlar vardır, Hani şu her şeyin hemen eskimediği devirlerden… Sevmenin […]
kadın derin bir devlettir atlarla gider yosunlarla döner her gece. kış bahçeleri sever gibi yaşamaktan , vakit bulamıyor , gül kokması gereken gecenin hakaretini dinlemeye. […]
“bin ışık yılı gitmek için vaktimiz var mı azığımız, şarabımız var mı, ateşimiz var gemliği geçince melekleri göreceksin sakın şaşırma ayetler fosfora bulanmış iniyor olacak, […]
Ve Bir Yerlerde, Güzellik Yarışmasında Dereceye Giremediği İçin Hayatlar Parçalanıyor… bir gün geleceğim ve bir haber getireceğim damarlara ışık saçacağım ve sesleneceğim içerden: ey sepetleri […]
AYDIN Uyku süzen gözler, yumurta ekmek, Fenerbahçe, televizyon, kırık ayna, bağlama… Bunların hepsi bir kimlik eder mi? Kimlik kontrolü yapan dudakların Bir tek kendini kontrol […]
artık hiçbir yerde kaydım yok bilinmiyorum mülki amirin görev yerinde sayı fazlasıyım altın kentlerde ve yeşeren taşra yörelerinde. Vazgeçilmişim çoktan ve hiçbir şeyle anımsanmamışım. Yalnızca […]
Göğe bakmak gibi bir şeydi anlaşılan Açık mavi bir göğe, gündüz yıldızları olan Sana bakmak gölde kayık olmaktı Kış günü köy evinde soba olmaktı bir […]
Her acı, bir diğerine uzaklığıyla oyalar kendini artık herkesi utandıracak yaştasın sana hak veriyorum: Bir hayat kurmalısın kendine Göğün eksik yerleri artık başka renk kimse […]
Kusar kusmuklarını tam tamlar Ey atinin vefakâr kırlangıçları! Ebabil olun dönün taşlarla Korkak köşelerde sizi bekleyen karılar ordusu… Çocukların gözlerinde birer hüzün vakasıdır vatan Sahip […]
I İmgelem yetisi, arzunun sihirli ve yıkıcı güçlerinden yararlanarak, eksik kalmış birçok kişiyi, tümüyle doyurucu bir varlık biçiminde geri gelmelerini elde etmek için gerçeklikten dışarı atmaktan […]
Gözleriniz madam Gözlerinize bakıyorum da Sanki bir yangın yeri Yüzünüz talan edilmiş bir İmparatorluktan kalma gibi, Bir şair oturmuş o iki kaşın arasına, Tüten dumana […]
cadde iyileşecek, cesur renkle parlayacak akşamüzeri tek kusuru, tüneller açamadı yorgun kalplere hep boy uzattı, içe kapandı yeri geldiğinde cadde bir ceza alanı, fırtına öncesi […]
Edip Cansever için Kadını bir gürültüye sapladılar. Evler tıkırtıydı, tıkırtıydı, tıkırtı kahkahamın düşürdüğü çiçekleri bulamadılar fırtınalı bir geceydi çünkü bulamadılar bombalar, bö sesleri, savaş alaborası… […]
Şu yiğit kaşlar, şu gözler öyle metin ki, O ağızlar hiyanete açılmaz, Ve onların altındaki şu ince boyun, hazır Giymeye darağacı giysisini öteki gün: Eski […]
Rahmetli amcama bal çektin kovandan, adamı gam duvarı nem dedin görünmez bir erkek heykeline yaslanıyordun on yedinci sigaran elinde bilime inancın zayıftı, iyice zayıfladı bu […]
Behlül Dündar çevirisiyle Xavier Villaurrutia şiiri. Sonunda uzun sessizliğiyle çöker gece O büyük gölgesiyle her şeyi örten. İncecik bir ses yükselir ansızın Sonra […]
Hatırlayacaksın Hatırla hemen Bizim eskiden Nereli olursak olalım İster oralı olalım yerli İsterse garip yıpratık ağlaksı Tuhaflığın gariplerinden İddet müddeti babaların dolunca keyfe keder Mecburen […]
Hepsinin gelmesini bekleme; Bir kişi gelmeyecek. Sen alışmayasın diye, Korkmayasın diye, Düşünesin diye… Kendine yetmen için… Herkesin kendinden kaçacağı yerlerde Sen kaçmayasın diye. Gelenler gitmeyecekmiş […]
Sayın ölü, Bir zamanlar bu zamanda bulunmuşluğunuz Eski teknoloji bir yüke dönüşmüştür Satılması, üzerinden para kazanılması Bu şartlarda mümkün görünmemektedir Güzel adınızı aramızdan alın Hanımefendi […]
Bir başkası yönetir yaptıklarımızı Bizi kaybedişe sürüklediklerinde, bir kumarbazın Elindeki işaretli kağıtlarızdır, Sonuncusu ve korku ve bir suçun hatırası. Eski bir macera romanının Baş karakteri […]
Okurum bir şiirde: Konuşmak kutsaldır. Ama konuşmaz tanrılar yaratır ve yıkarlar dünyaları insanlar konuşurken. Onlar, sözsüz oynar en tehlikeli oyunları. Tin iner, ve gevşetir dilleri […]
Yerin derinliklerinden geldiler, ellerinde susmak bilmeyen bir yeraltı güneşiyle, ne kadar diplere bastırılırsa o kadar boğulmak bilmez yankısıyla yüreklerinin. Ağır ağır geldiler, karanlık sarnıçlardan […]
Hiç mi kurdum yokmuş benim sizinkiler gibi Beni halayınıza dahil edebilecek bir sebebim bile yokmuş, kahretsin -Ama kurtlarınız ne kadar sevimliymiş hanımefendi Onları neden döktünüz- […]
I. dikkatimi dağıttığında kuşlar ben ona uyarım yürümek isterim yol bitmesin çünkü merhametli kokumu biliyor yıldız çekiyor bana gelip geçen buluttan bu gidişle göğü okumakla […]
belki kaldırım taşları nallanır kırmızıda dur tır pistonundaki karanlık güç anne ayaklarını öper böylece cami duvarındaki merakına sığınırım , affet ben de seni öperim Gonzalez […]
Ah karanlık çöken bahçenin sessizliğinde oturmak, Kız kardeşin değirmi ve koyu gözleri açılmışken erkek kardeşte, Onların kırık ağızlarındaki erguvan renk Eriyip gitti akşam serinliğinde. Yürek […]
Yorgun musun? Yattın mı? Uyu— Düşünme beni. Ben ki Hiç düşünülmedim senden önceleri. Senden öncesi: Düşüncesi kızgın kumlara serpilen Azgın yellerle savrulan Bir damla gibi— […]
Büyük çizgileriyle tanıyorum umutsuzluğu. Kanadı yok umutsuzluğun, akşam vakti deniz kıyısında bir taraçada, toplanmış bir sofrada kalayım demiyor. Umutsuzluk bu, o bir sürü olayların dönüşü […]
Bırakalım bu rengin zamparalığını Dur bak musalla ile kargalar arkadaş Elinde süpürge topluyor yaprakları Sakallarından kar dökülen bir ihtiyar Ekmek arayan başıboş köpekler Artık gün […]
kaldırımın kenarındaki güllerden kopardı çocuk denecek yaştaydı daha kokladı gülü kokladı gülümsedi sonra koşarak uzaklaştı kaldırım boyunca. bir gül şiirin gündemine taşınmıştır artık çocuk gündüzlerinden […]
Yürüyen merdivene biniyorum, Genç bir adamla çok hoş bir kız Var önümde. Kızın pantolonu ve bluzu tenine yapışmış. Yukarı çıkarken Kız bir ayağını Bir basamak […]
Şiir yazarken ölmezse bir şair, şair değildir (Hiçbir ülkenin atasözü değil). gök gürültüsü kalbimin çarpıntısına denk bu ilk bahar yaz günü mevsimlerle aram yok asit […]
Hindistanki bir ota, Siyelk’teki bir çanağa Ve Belki Nesebim Buhara’daki bir fahişeye dayanır. Babam Kırlangıçların iki göç dönüşünün arkasında, iki kar düşüşünün arkasında Babam iki […]