Andre Gide, Kalpazanlar
Bernard erkenden geldi o sabah. Olivier daha uyuyordu. Bernard, önceki günlerde de yaptığı gibi, elinde bir kitapla dostunun başucuna yerleşti, bu da Edouard’ın nöbete ara […]
Bernard erkenden geldi o sabah. Olivier daha uyuyordu. Bernard, önceki günlerde de yaptığı gibi, elinde bir kitapla dostunun başucuna yerleşti, bu da Edouard’ın nöbete ara […]
“Sen, dedi sonraları Lucien, aslında yalnız kendin için olağandışısın.” (s.11) “-Paranın gerçekten önemli bir şey olduğu kanısında değil misin? dedi. -Pek değil. Ben asıl para […]
“İnsan her zaman taşıdığı ben tarafından telef edilir: Bir isme sahip olmak kesin bir yıkılma biçimine talip olmaktır.” (s.9) “Kuşkusuz her şey bilinçlerimizde bozulup çürüyor: […]
Onun masası hiç gelmeyecek birilerini bekler gibidir. Beklenenin geldiği görülmemiştir. Gelecek olana, gelse de gelmese de boynuna sarılamayacak kadar yorgun bir masa. Anadolu’nun saf hali […]
İki valiz, bir omuz çantası ve üzerinde büyük mağazalardan birinin adı ve arması bulunan büyükçe bir naylon torbaya doldurduğu gücenik geçmişiyle, terminalin, yüzlerce sesin kesişmesinden […]
Histeri düzeyinde evhamlı bir annenin küçük kızı olarak doğduğum gün alnıma yazılmıştı balkon çocuğu olmak. Bir çocuk, özellikle de bir kız çocuğu için en güvenli […]
Bir zamanlar diyordum ki: Bu Türktür, bu Bulgardır, bu Yunanlıdır. Ben vatan için öyle şeyler yaptım ki patron tüylerin ürperir; adam kestim, çaldım, köyler yaktım, […]
“Bir kapımız olursa onunla İşte onunla bir kapımız olursa Belki de bu şiir gibi hafifleyecek dünya” Yavuz Erdem, Kötü Bir Şairden İyi Bir Koca Devşirme […]
“Korkuyorum sana aşktan bahsetmeye ben” Ferdi Tayfur Arabesk müzik en çok o anlarda anlam kazanır. Normal zamanlarda hepimizin biraz acıma ve alaylı karşıladığımız, Orhan […]
İnsanın kendisiyle yüzleşmesi giderek zorlaşıyor. Çünkü hepimiz o kadar büyük bir boş meşguliyetler döngüsünün içinde esir durumdayız ki dönüp kendimize bakacak vaktimiz olmuyor. “Hakkınızdaki kötü […]
“Canına tak etmişti. Kim bilir bu kaçıncı tak edişti? Tak etmek ne demekti? Bıkmak mı, ölmek mi, özlemek mi, üzülmek mi… Yeterdi! Hiçbir zaman doktor […]
İftarı bekliyoruz ama dayanamıyorum. Elim sigara paketine gidiyor, paketi açıyorum saate bakıyorum; daha bir saat var. Bu defa elim onun ellerine gidiyor ama tutamıyorum, sigara […]
İlkokul yıllarında sırt çantalarımızın ağırlığından yakınıp dururdum. Okula çoğu zaman arabayla gidip geliyor olsam da zor gelirdi o ağır çantayı taşımanın zorunluluğu. Nihayetinde o çantadaki […]
Bay K.’nın ev sahibinin küçük kızı ,’’Köpek balıkları insan olsaydı küçük balıklara daha iyi davranırlar mıydı?’’diye sordu. Bay K.,’’Evet,’’ dedi.’’ Köpek balıkları insan olsaydı, denizin […]
Üniversiyete gitmek üzere otobüs durağına geçiyorum. Bir bomba düşüyor Suriye’ye, bi’ sigara yakıyorum. Yarısında otobüs geliyor sigaranın, son dumanı içeri üflüyorum. Bağdat’ta bi’ intihar bombacısı, cennete […]
Çok güzel günler geçirdim, inkar edemem. Çok güzel sahurlar ve gerçekten çok güzel iftarlar. Ramazan ayının verdiği mahmurlukla her şey bambaşka güzelleşirken ben de güzelleştim. […]
DENİZE ATILAN ŞİŞE I Horatius, yıllar kanatlarını koparıncaya kadar güzelden güzele koşan kelebek… Hayatı iksir gibi yudum yudum içen ve her nefeste fâni zevklerinden ebedi […]
Yaşam yolumuzun ortasında karanlık bir ormanda buldum kendimi, çünkü doğru yol yitmişti. Ah, içimdeki korkuyu tazeleyen, balta girmemiş o sarp, güçlü ormanı anlatabilmek ne zor! […]
Yoshinori Ohsumi, otofaji mekanizması keşfi ile 3 Kasım 2016 tarihinde fizyoloji veya tıp alanında Nobel Ödülü’ne layık görüldü. Otofaji, Latincede auto (kendi) ve phagein (yemek) […]
Ömer. Dünyaya umut olan mavi gözleri ile annesinin kucağından hayata ilk bakışlarını atarken nereden bilebilirdi ki; hayatın, onun gözleri kadar güzel olamayacağını ? Ömer, o […]
“Yalnızım ve en kuvvetli tarafım da bu. Nasıl yorumlarsan yorumla. Hoşçakal” İsmet Özel “Şu yalnızlık çıkmazında önümde niye sen varsın Niye her şey bir anda […]
Japon Edebiyatı’nın en üretken, öncü ve hayalci yazarlarının başında gelir Akutagava. Tıpkı Sait Faik gibi “yazmasa çıldıracaktı” yazarlardandır. 150’den fazla kitap, hem de sadece 12 […]
A ortaya çıkar, kafası alçılıdır, ağzıyla bir gözü dışında bütünüyle kanlı sargılarla sarılıdır. A: Kesik kafa konuşuyor. Büro: Peki, dinliyoruz. Kısa kes. A: Bu kabalık […]
Karşılarına oturmuş öylece onları izliyordum. Sonunu belirleyecek olanın varlığını hiçe sayışları beni fazlasıyla güldürdü. Onları rahatsız etmeden şöylece bir baktım, gözlerimi kısarak kaç kişi olduklarını […]
82 yaz sonuydu, belki de Eylül, üniversiteye kaydımı yaptırmak üzere ilk kez geldiğim Ankara’da yaptığım ilk iş Kızılay’a giderek Selanik Caddesi’ndeki Mavera bürosunu bulmaktı. Mavera […]
Louis-Ferdinand Céline yirminci yüzyıl Fransız edebiyatının önde gelen yenilikçilerinden. Öfkeli ve dağınık üslubuyla dürüstlük, güzellik ve her türlü değerden yoksun dünyaları kasvetli bir hava içinde […]
“Bir olayı veya durumu kurgularken şunu düşünürüm: Yaprağın rüzgârda salınışı bile hikâyeye katkı sağlamalı. Tek bir sözcük boşuna olmamalı.” Bize bizden parçalar taşıyan öykülere imza […]
Didem Madak röportajı, internette sadece İzdiham’da. Hayat hikayelerine bayılırım. Ben toprağa 36 numara ayaklarıyla basan, biraz şaşkın bir kadınım. Tuhaf bir masal. Yerde ne var yer […]
Bitkin bir şekilde yürüyordum parkta… Bir arabada çalan parça: “Özledim seni harbiden / aklıma da düşüverir aniden / içince, açılınca…” Müziğin verdiği “melankoli” ile […]
I- Seyyaha Dair Ortaçağın en büyük seyyahı ve Rıhletü İbn Battûta diye bilinen seyahatnamenin sahibi, tam adı; Ebû Abdullah Muhammed b. Abdullah b. Muhammed […]
Möbius şeridi, geometrik olarak uzunca bir şeridin bir ucunu 180 derece bükerek diğer ucu ile birleştirilmesiyle elde edilen şerittir. f(u, v) = ( (cos(u) + v*cos(u/2)*cos(u)), […]
Oğuz ilinde aylardır tuhaf bir şeyler oluyordu. Meraklı muhabir, kafasını kaşıyarak, “ne ola ki” diye düşünüyor, bu eşsiz esrar perdesini aralamak istiyordu. İcra edeceği meslek […]
Ben düzenli gazete okumaya bir berber dükkânında başladım. Biraz utana sıkıla yazıyorum, doğru kelimeler mi kullanıyorum, emin değilim acaba “berber dükkânı” ifadesi doğru mudur? Dilim […]
ODA Susar ve örersin haroşadan bir hırka. Bir ters bir düz gelir gider anılar. Acılarından bir atkı bir hırka. Annen der ki ‘Sıkı giy üşüme!’ […]
Eczaneler benim için hep rahatsız iş mekânları, kalfalar ise güvenilmemeleri gereken kişilerdi. Ne de olsa bu iş sağlıkla ilgili olduğu için eczacı her zaman bizzat […]
Beton binaların balkonlarına can sıkıntısı asmış can veren annelerin, ekmek telaşına düşmüş oğullarının mahşer yeri gibi bağırıp çağırdığı “salı pazarına” geçiyoruz. Sesler artıyor, renkler de […]
Çarşamba Her avukat, başka bir deyişle “dava vekili” “kültürel anlamda çokyönlülüğünün” kibirli kanaatinde keyif çatar, (çünkü ne de olsa “yasa biçimler” herhangi bir köhne […]
“Epigraf kullanmayın, çünkü yazının içindeki esrarı öldürür!” Adli “Böyle ölecekse, öldür o zaman sen de esrarı, esrar satan yalancı peygamberi öldür!” Bahti Yatağın başından ucuna […]
Tanıtım bülteninden “Öykü yazmak mühim bir görevdir. Yanan evdeki küçük bir kızı kurtarırmışçasına aceleyle yapılması gerekir. “ Etgar Keret Türkiye’de öykünün güçlü bir tarihi […]
BATI SANATINDA KISA BİR PARODİ ÖNİZLEMESİ Parodi, modern ve postmodern sanatı birbirine bağlamıştır, James Joyce’u Salman Rushdie’ye, Pablo Picasso’yu Cindy Sherman’a, Sergei Prokofiev’i Luciano Berio’ya… […]