İtibar’ın 2014 Ocak Sayısı Çıktı
İtibar, Ocak sayısını da önceki sayıları gibi ayın ilk gününde okura sundu. Ocak sayısının kapağında, Prof. Dr. Turan Karataş ile yapılan söyleşi duyruluyor. Akademik ortamda […]
İtibar, Ocak sayısını da önceki sayıları gibi ayın ilk gününde okura sundu. Ocak sayısının kapağında, Prof. Dr. Turan Karataş ile yapılan söyleşi duyruluyor. Akademik ortamda […]
İlk sayısı Ekim’de çıkan aylık edebiyat ve fikriyat dergisi İtibar, Şubat sayısında da sürpriz isimlerin ürünlerine yer veriyor. Ekim ayından bu yana zengin bir içeriği […]
Eşref Edip, bir gün Mehmed Âkif’e sorar: “Türkiye’de seni çok seviyorlar. Acaba köylüler de şiirinizi okuyor mu!” Mehmed Âkif cevaplar: “Sana bir hadise nakledeyim. Sebilürreşad’ı […]
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git. Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler Cemal Süreya Sana büyük bir sır söyleyeceğim Korkuyorum senden Aragon Kansam […]
zincirlerim pas içinde unutulmuşsam bu şarkıyı al duygumdan bu kadını al ve bu sabah esintisi çocuklarını çeperlerini döven bir dalga olsun saçlarım kürdün teki kadar […]
Ey görünmez kovaların sahibi sal bir kova, Yahut yeşert bu kuyudan bir sarmaşık yaprağı Hicabi Kırlangıç (Mahalle Mektebi / Temmuz-Ağustos 2015) Barbarlığımı severek barbarlığımı yazarak […]
Hece Dergisi Aralık 2012 sayısı çıktı. Dergiden özel bir bölüm var. 2012 ŞİİRİ Sözle hiçbir şeyi yerinden edemediğini bile bile o “cansıkıcı” eleştirme işiyle uğraşmak […]
(Bir uykudan sıçrayarak koşulan şiirler) Her şeye küserek başlanmış bir yaşamda sevindiğim yerlerden sancıdım incindiğim yerden kaçıncı kopuşum alıştıkça vazgeçiyor mu insan vazgeçmek saksıda susan […]
Kıyısında durmuş denize bakar gibi Derin nefesler alıp derin sözler ile Güzelleştirebilir elbet Güzel bakmasını bilenler. Nurettin Durman (Yedi İklim, Şubat 2014) işte bir başka […]
ah yok mu senin şu kibarlığın! üstüne su sıçratmaktan korkmaların yağmur yağıyor haydi yola çıkalım! ahmaklar saçak altındayken biz ıslanalım. Zeki Altuntaş (Barbar, 6) Ben […]
duyuyor kamçı gibi bu acı acı değil kılıç değil gürz değil kargı ok ucu değil düşlüyor yorumunu kimse bulucu değil kitaplara bakıyor kan geliyor ağzından […]
Dışarda kar sesi ve soğuk Buğday tanelerini serpseydik dağlara Kapılarımız gıcırdasaydı dişlerimiz gibi açılmamaktan Yeryüzünde bir kaplan olmaktan Hüseyin Atlansoy (İtibar, 39) Bir kız […]
çocuğun yere düşerken çıkardığı sessizlik havada bir lastik top gibi patlayan kubbe soluksuz çatlayan ev çocuksuz ölü sokak annenin kara gözü kara çöl kardeşim- güneşte […]
Kentin orta yerinde bağıra çağıra soyunup geçtiysem de ruhumu, kim duydu Ahmet Günbaş (Mühür, 50) Böyle kar görmedim fakat Öfkeyi usul usul beyazlatan içimde Donarak […]
Nasıl da yakışmış tenine Binlerce yüz binlerce Ayin yapan kelime! Taha Aycı (Edebiyat Ortamı, 36) hâlâ mı çalkanıyor göğsümde hicrî gelgitleriyle mutantan bir deniz ……. […]
Yanağından dişlenmiş bebeydi Kefensiz gördüğümde Sarılıp ağlasaydım keşke Nazım Payam (Dergah, 285) gidemiyorsak, ağlayalım çok fazla ağlarsak yakınlaşabiliriz belki uzaklara çocuğu gördün mü hani koşarken […]
Yaşamak dedim senden ne kaldı bana Şu zoraki duruşumdan namaza Şu göğsümde tümseklenen dünyadan Kral ödlek ve tavşan kartal avında …… Şükür ki terzilere diktirdiğim […]
İşte tam orada Adını vermek istemeyen bir çiçek Otopark manzaralı bir ağacın yanında Çalışıp çabalıyormuş ama istemeyerek. Rüzgârdan aldığım izinle bir İki yaprağın arasını düzelttim […]
bilsen şaşardım geliversen gözlerin ışısa kalırdım öylece güneşe dik hiç kırpmazdım bakışımla gizlediğim özleyişi sarı beyaz bir çöl dökülürdü parmaklarımdan Hüseyin Atlansoy (Hece, 204) madem […]
iki yay gibi yan yana inandık tutuştu şavkımız ve her gece yanmıştı hep o görünmez kandiller Seyfettin Ünlü (Yedi İklim, Aralık 2013) Kahrol dememek için […]
bir adam şehre koşarak girerken sendelemiştir kanla karışık yağmur gibidir şimdi tüm mushaflar her şey sulusepken her sokak keşfedilmiştir “ayağım kaydı” demektedir eskiden o büyük […]
Bugün günlerden Salı Yaşadım yaşadığımca, fazlası yok hayatın Günahsız değilim elbet, melekler beni tanır Bir bilirim Allah’ı, Muhammed’dir sevgilim Allah’ın hakkı üç Bir de seni […]
yılın ilk karına sövüyor dünya kapıları çarpıp çıkıyorum cümlelerden, o soruyu buluyorum, koyduğum yerde bir sis düdüğü gibi, gizli ve aşina: insanda teselli var mı […]
İlk taşı kim atsın, erenler atsın Hırsını hedefe gerenler atsın Bağışlar her şeyi bir keman sesi Bu bozkırlar su öğütmez derseniz İsa’yı ağlarken görenler atsın […]
BAHÇENİN EN YALNIZ KÖŞESİNDE Bazı şiirler, sevgili Itrî’nin Segâh Tekbir’i gibidir; karşılaşıldığında, ne olup bittiğini kişi anlasın ya da anlamasın, kendi hükmünü icra eder. Çok […]
şimdi engellerden geçmem, burgaçlardan çıkmam mı gerekli …. her şey kendisi olup dururken ah kalbim, ah kalbimin alâmeti Turan Koç (İtibar, 29) Keder neden yok […]
Tutuşmuş şafaktan yürekte fitil Ne kadar üflesem sönecek değil Ettim de bu rüsvay dünyaya kavil Kısırmış günleri nesli yoğ imiş Kendisi toprakta mintanı yerde Gördüm […]
sen güzel bir şeysin bu kara kitap da neyin nesi sağıma selam verdim aldı melek orda bir cennet varmış hadi gidek. Faik Ertuğrul (Barbar, 9) […]
ben büyük bir riskim bilmediği bir trene binerken kendi ayaklarına takılmamalı insan bazı geceler sabaha yavaş ilerliyor alnına dokunarak yürütebiliriz güneşi bir talihsizlik olarak başka […]
Yaşlı bilgelerden döndü kalemim kırılgan, nazenin, bitmeyesice derdim ben sana sefil içimi bağışlasam, Reyya dağına çıksam da bağırsam, yine de arz edemem halimi Mihca. gözlerini […]
Aydın: Aydın bir insan çeşididir. Ülkenin kara tarafında doğmuşları da vardır, deniz tarafında doğmuşları da vardır, ama akıl başa eriştikten sonra denize doğru meylettikleri söylenebilir. […]
Gözlerim seğiriyordu. Bulutlar hızlandı. Karardı, kızardı, beyazladı, şekiller değişti, köpürdüm. Havalandım. Kanım geri döndü.. Kaplan dişlerini etimden çıkardı. İri pençelerini göğsümden çekip toprağa bastı, kalbim […]
Daima kurmaca yazarlarının zihnini kemirip duran şu soru, kurmacanın tarihiyle yaşıttır herhalde: “Yazılması gereken her şey gerçekten de yazıldı mı?” Bu bir soru olduğu kadar, […]
Biz küçükken Bruce Lee bir efsaneydi bilen bilir: Bruce Lee, vücudunu öyle geliştirmiş, sertleştirmişti ki, bırakın bıçak, kılıç, mızrak, mınçıkayı (!), ona mermi bile işlemezdi. […]
Aykut Ertuğrul’un düzenlediği 100 Yüze İmza ve Söyleşi’nin bu sezonki son programına genç öykücüler Arda Arel ve Ertuğrul Emin Akgün konuk olacak. Post Öykü Genel […]
Ne zaman ve neden başladığını kimse hatırlamıyor. O kadar uzun zamandır sürüyor ki, artık kimse bu soruların cevaplarını merak da etmiyor zaten. Merak edilmeye değer […]
Entelektüelliğin 32 Farzı.. 1) Bütün sohbetlerinde ben 6 yaşından beri kitap okuyorum (lan) havası ver. 2) Muhatabın herhangi bir şeyden bahsettiğinde (gerek anlamlı gerek anlamsız) […]
Sevgili Kızım, Bir ölü bir evden ancak bir kez dışarı çıkar. Sen hiç bilmedin ama ben hangi eve varsam her gün oradan ölü çıktım. Sevgili […]
Kardeşim Kaddafi, su içince bir mebus / kalkar dokunulmazlık! Başın bunca kalabalıkken “şimdi sen de nereden çıktın?” dediğini duyar gibiyim. Ben Bekir oğlu, Emine’den olma, düşmek […]
göğsünde mektuplarımı saklayan sevgilimi bilmediniz siz bilmediniz ne zaman ona baksam elimi kestiğimi hep benim kanım döküldü, belli olmadan nerede yaşlandığım boşuna mı bitlendim hazmetmek […]