Emel İrtem, Seni Seviyem
Artık bu gizemli bahçelerde dolaşan ayaklar benim değil billah değil, bilmem kimin Sizin mağrur bakışlarınıza yaslanmış Gözler benim değil billah değil Yeryüzünde ilk defa söylenen […]
Artık bu gizemli bahçelerde dolaşan ayaklar benim değil billah değil, bilmem kimin Sizin mağrur bakışlarınıza yaslanmış Gözler benim değil billah değil Yeryüzünde ilk defa söylenen […]
Mektup yanar pervane döner.. sen nasılsın Gönlümden bir yol geçer.. sen nasılsın Sonra kapı açılır, açan korkar, vıy der kaçar Bu kül bahçesinde sakin bir […]
Siyahlar bile habersizken peygamberden Yağmurun ezdiği karınca günahsızken Tanzim edilmiş köprülerden geç Geri dönüyor ölenler alışamazsın sen En iyi sen yetiştir gökyüzünü yoksa ağlarsın Sen […]
“Çoktan seçmeli bir yenilgiydi başladıklarımız” Başka şey bilmez misiniz? Bütün gemiler mi yandı denizlerin yokluğunda lütfen Bütün şehirler mi uzak buraya? Hiç çıkamaz mı insan, […]
Geceye bir içleniş benimkisi En basit olan, en klişe Ve dimağlarda bayağılaşmış, pörsük Kınına bir türlü sokulamayan, bir nevi Basit düşünürsem çıldıracağım Kafamı karıştıran düzen […]
sarı türküler biriktirdim ağzımın kenarında buğdayın hasadından sana da pay biçtim paylaştıkça çoğalmak için anadolu kokan yüzünün her kıvrımında başımı eğdiğim yerde vatan oluşun bağlıyor […]
Yirmi üçümden gün aldım yirminci yüzyılın son çeyreğinden biraz yıl “kaldırımlar” gibi bir şiir yazmam için çok az zamanım var -ya hiç yok- şair olmam […]
Gecenin bir yarısıydı Birin ikinci yarısı gibi gitti Arkasından bakmaya fırsat vermeden Gitmek sözcüğünün anlamını düşünürken üstelik Gidişin de güzeldi sevgili Ben ikisini de sevdim. […]
Deryalar içinde başıboş yüzen dertler gibiyim. hülyalar peşinde koşuyorum. ama dert çalışmam lazım… çalışmam söylenen onlarca ders ve öğrenmeden “başarılı, başarısız” diye yaftalandığım bir sistemle […]
tarihi olaylar o günün şartlarına göre değerlendirilirmiş sevgilim seni sevmem tarihi bir olaydır, bir gün beni sevmen gerekebilir gereklilik kipinin olumlusunu kullan istersen, olumsuzundan güzeldir. […]
Denizin en az yeri bir köpüğü başlatıyor Yürüyorum kumların çakılların yanı sıra Yüreğimde bir sancı keskin bir akasya kokusundan Avuçlarımda bir yanma Büyüyen bir ürpertiyim […]
Dönelim Döndürsün bizi Kalbin akıp giden bulutlara benzeyen sesi Yağmursuz bir yağmura açılmış kapılardan Ve akılda kalan bir yokuştan Ve yalnız çocuklara özgü o sonsuz […]
Bu gemi ne zamandır burada Çoktan boşaltmış yükünü Gece de olmuş, rıhtım da bomboş Mavi bir suyun düşünü uyutur bir tayfa Arkada, güvertede Ah, neresinden […]
Tapınırken bulduk kendimizi O sonsuz geceye Gece mi, değil mi, bir gece hayaleti mi belki Dolaştı durdu bizimle Bütün gün dolaştı durdu ve Sindi Büyülenmekten […]
Burada herkes kırk yaşında. işte şu yağmurlar, işte şu balkon, işte ben işte şu begonya, işte yalnızlık işte su damlacıkları, alnımda kollarımda işte yok oluşumdan […]
I Evlerin saat beş olma hali Ben yorgunum anlamaktan Bir duvar, bir tebeşir gibi yazmaktan yazılmaktan. Ve akşam Alanların caddelerin bana biraz fazla geldiği Üstümü […]
Gerçekte duymadığım sesler bitti Öğleye doğru bir gök gürültüsü yalnız Karıştırdı ortalığı bir süre Gök akıttı bir parça yağmurunu Ve deniz kuşları umutsuz Arıyorken kokularını […]
Ben bu kadar değilim Kışlada ölü bir zaman Bir güzel at durdukça gider Gittikçe döner bir bir güzel at durdukça Askerim, benim ağzım kuşlardan. Güneşi […]
İçinden doğru sevdim seni Bakışlarından doğru sevdim de Ağzındaki ıslaklığın buğusundan Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de Beni sevdiğin gibi sevdim seni Kar bırakılmış karanlığından. […]
Soruyordun İlkyaz işte Uyanıp bir bahçeyi dinliyoruz Tenhalık böyle Dallar mı kırılmış, sarmaşıklar mı toz içinde Beklesem hemen gelecek olduğun Tam öyle olduğun Oysa hep […]
Ben mişim -neymiş- su sesiymiş Oymuş -cam kırıkları gibi gövdemi yakan- Yanağında sardunya kokusuyla yazdan Kimmiş o gelen ya giden kimmiş Bir yabancı mı, yoksa […]
Usul usul konuşuyorlar aralarında Denize bakıyorlar bazen – çatalını gezdiriyor biri tabağında – Gölgesi bir kuş ölüsü Karşıda yeni budanmış ağacın – Olsa, başlangıçlar sona […]
Seni günlere böldüm, seni aylara Daha yıllara, yüzyıllara böleceğim Ve her zaman söyleyeceğim ki beni anla Böyle eskitilmiş de olsa bu kalbi Minesi çatlamış bir […]
Bir taht inşa etmiş kendine Ölüm Uzak batıda yalnız bir şehirde, İyi ve kötü ile en iyi ve en kötünün Sonsuz dinlenmeye çekildiği. Benzemez bizim […]
“Sen yaratılışın ilk günü yaratılan ilk kadınsın. ” Aşk, karanlıklar içerisinde Uykusuz beklemekten ibarettir Gündüz lakırdıları en az güneş kadar Karartır ve kirletir onu İlerleyen […]
buyruk olunacak bir baş sahibi olamadan asabiyet her atoma sinmiş silinmişlik hissinin tezahürü tedirgin bir tecavüz mağduru kalbi kananan ölü bir böcek gibi emeklemekten ileriye […]
Ben sana yürüyordum Koşar adım Herkes aksi yönde kaçarken Görebilseydim perdenin arasından saçlarını Duracaktı yağmur Durmadı. Toprak koktu yine ellerin Sahi ne renkti yokluğun Nasıl […]
Arada sırada ve uzaklarda, kendi mezarında bir banyo yapmak gerek. Şüphesiz, her şey çok iyi, her şey çok kötü, şüphesiz. Yolcular gelip geçiyor, büyüyor çocuklar […]
Kış gelmekte. Sessizliğe ve sarıya bürünmüş yavaş yapraklarla devredildi bana o muhteşem yazdırım. Kardan bir kitabım, geniş bir el, bir kır, bekleyen bir çemberim ben, […]
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim Şöyle diyebilirim: “Gece yıldızlardaydı Ve yıldızlar, maviydi, uzaklarda üşürler” Gökte gece yelinin söylediği türküler Bu gece en hüzünlü şiirleri […]
Soruyorsunuz: Ve nerede leylaklar? Ve gelinciklerle örtünmüş metafizik? Ve onun sözlerinde çok sık gümbürdeyen ve boşluklarla ve kuşlarla dolduran yağmur? Bana olan biten her şeyi […]
nerelerdeydin diye sorarsan “hep eskisi gibi”, diyeceğim. toprağı örten taşlardan söz edeceğim, sürdükçe kendini harcayan ırmaktan; ben yalnız kuşların yitirdiklerini bilirim, gerilerde kalan denizi bilirim, […]
değil yalnız deniz, değil yalnız kıyı, köpük, güçleri boyu nağme nedir bilmeyen kuşlar, değil yalnız şurada buradaki kocaman gözler, değil yalnız yaslı gece ve gezegenleri, […]
Yüzü yere düşmüşler artık yenilmez. Ağaçların dallarında niçin kalır güz yapraklar düşene dek? Ve nerede asar o kendi sarı pantolonlarını? Doğru mudur güzün beklemekte olduğu […]
Şairler size ben hep kandan karanfillerden söz ettimse bağışlayın -ama ölenler vardı, usulca gün ışırken ve rüzgarda sallanıyordu durmaksızın karla ağırlaşmış bir selvi dalı Kardeşler […]
İşte orada Mescid-i Aksa Orada inceden inceye bir ağrı Süleyman mülküne gözyaşı düştü Nasıl da kalbinde fırtınalar kopmuştu Belkıs’ın Nasıl da düşmüştü yola ilk mektup […]
Aslında çok büyük değildi görebildiğim kadarıyla gökyüzü. Senin gözlerine baktıktan sonra. Ruhum eksik ve bir yanım kireç bağlamış. Kafamda dolan şarjörler fikirlerimi patlatıyor. Ellerimde havai […]
cins donmamış olan beni taşıyamaz o halde bu ırmak beni taşıyamaz gözüm pek bir yabanın ardılı pek bir yabancının dikeni gözüm benim ya da yolun […]
bir mızıkam olaydı zafer şarkıları çalaydım bir kulunç gibi gireydi saçlarıma gece saçlarım en çok geceleri ağarır çünkü saçlarım saçlarım her sonbahar biraz solgun biraz […]
kapalı havalarda kapatılsın sokaklar umutsuz insan istilasına. sonra yasak edilsin gökyüzü, sığınağını sapa yerde bırakmış serçelere. ve bütün pencere kenarlarından toplatılsın çiçek vazoları; birazdan düşecek […]