Esma Koç, Mandalina Kolonyası
(Bir uykudan sıçrayarak koşulan şiirler) Her şeye küserek başlanmış bir yaşamda sevindiğim yerlerden sancıdım incindiğim yerden kaçıncı kopuşum alıştıkça vazgeçiyor mu insan vazgeçmek saksıda susan […]
(Bir uykudan sıçrayarak koşulan şiirler) Her şeye küserek başlanmış bir yaşamda sevindiğim yerlerden sancıdım incindiğim yerden kaçıncı kopuşum alıştıkça vazgeçiyor mu insan vazgeçmek saksıda susan […]
çocuğun yere düşerken çıkardığı sessizlik havada bir lastik top gibi patlayan kubbe soluksuz çatlayan ev çocuksuz ölü sokak annenin kara gözü kara çöl kardeşim- güneşte […]
ben büyük bir riskim bilmediği bir trene binerken kendi ayaklarına takılmamalı insan bazı geceler sabaha yavaş ilerliyor alnına dokunarak yürütebiliriz güneşi bir talihsizlik olarak başka […]
Yaşlı bilgelerden döndü kalemim kırılgan, nazenin, bitmeyesice derdim ben sana sefil içimi bağışlasam, Reyya dağına çıksam da bağırsam, yine de arz edemem halimi Mihca. gözlerini […]
göğsünde mektuplarımı saklayan sevgilimi bilmediniz siz bilmediniz ne zaman ona baksam elimi kestiğimi hep benim kanım döküldü, belli olmadan nerede yaşlandığım boşuna mı bitlendim hazmetmek […]
Müminler kardeştir İşte bu yüzden öldürürler birbirlerini İşte bu yüzden dağların başına resim olan keklikleri Bekleyip bir ağacın gölgesine yatarak Vururlar ve kan hiçbir şeydir […]
Sen varken bütün çiçekler kekeme ve harabe bütün şehirler sen varken kuşlara misafirliğe gidiyor ellerim nergis bile gönül koyuyor sulara. Sen varken karadan giderek uzaklaşıyorum […]
Korsan yürüyüşlerden biraz cesaret getir eve gelirken Ovalanmış kelimeler, Tarkovski’den bir sahne Geceyi bekle bir tutam yıldız tozu getir Yaşamak için bin bir bahane Ne […]
Biraz sessiz olur musunuz? Belki bu sessizlik şehrimizi onarır O bezgin park heykelleri Gelir avcumuza sırlarını bırakır. Biraz sakin olur musunuz? Ne de olsa solacak […]
önce ayaklarımı çıkarıyorum uykudan bir piyanoyla kutlu ayaklarımı ağzımı giyiniyorum sonra, yani yaşamaktaki sesimi, parmak uçlarımı sözünü kesiyorum geveze bir çağlayanın ki gök ağdıramıyor benim […]
Önümüze çıkan bütün şairlere sorduk: Sizce en büyük şair kim? Bir aydan beri üzerinde çalıştığımız bu konuda birbirinden enteresan cevaplar aldık. Arkadaşımız Murat Güven’in yaptığı […]
Sanırsın yanlışlar doğruyu götürmeyecek sanırsın götürürse ellerinde kırılmış bir çiçek Oturmuş dışarı bakıyorum haketmişim gibi oysa haketmek gerek dışarı bakmayı Çünkü içerden içlerinden egosantrik geliyorlar […]
merhaba. ben Muhip beyin salonunun tam ortasındaki masayım. adım Katonya. şaka yapıyorum. elbette bir adım yok. yalnızca masayım. su kadar yalınım. bazen de doluyum bir […]
Sonsuz dünyaların kıyısında buluşur çocuklar. Uçsuz gök hiç çırpınmaz başlarının üstünde, tedirgin su gürültüyle çarpar. Sonsuz dünyaların kıyısında çığlıklarla, Oyunlarla buluşur çocuklar. Kumdan kurarlar evlerini, […]
Sen tefsiri olmayan bir cümleden geliyorsun Dilinin altında seni dilsiz bırakan hurufât Sözlüklerde yüzünü ararken yakalanmışsın İçinde gitmekle kalmak arası yarım bir mesele. Sen hissesi […]
Anti-kapta aynılizm handi-kapları Kahrolsun emperyallektüeller Yaşasın hiç-seloglar Düşe-kalksın fahi(şe)izm Bildirsin MAO Ver elini MUĞ LA-MİM uygar Atla-antis bir ska geçir kulağıma Atla – iblis biz […]
Gidişatım iyi diyor Bu gidişle teşhis edilebilir bir hastalığım olacakmış ne güzel! Göğe bakmayacakmışım, boşluk çok saçma gelecekmiş Öyle dedi; ben onun delisiyim. Öyle dedi; […]
İklimimi değiştireceğim bebek Bu mevsimde bize bu yağmurlar denk gelmeyecek.. Mütemadiyen mevsim yazmış bize de okumak gerek.. Ya da saçma bir sapanın şarjöründe ölmek desek. […]
Sevgili Sanrı, Sana uzun uzun zahmetsiz yazabilmeyi isterdim lakin daktilomun sorunları giderek artıyor bu son zamanlarda. Kelimelerimin uzun taç atışları nominal değerlerini kaybediyor Bu son […]
Durdurun lan duvarı, ineceğim. Bir öğlensabahıakşamüstükaranlık basınca Duvarlar iyi bakıyorlar aslında bana Bir iftar üstü Kafamı yiyeceğim Gölgemden besleniyor şu karşımdaki duvar Doymak bilmez namussuz […]
Bir bahara kavuşturmak için ruhumu Yalınayak dolaştım çöllerde Kalbim kızgın güneşte kavruldu. Ah! Altı kanatlı bir melekti beni bekleyen İki yolun buluştuğu o yerde. Gece […]
Yazık oldu senin genç ömrüne. Ey şair! Değer verme sevgisine sen halkın Tez geçer gürültüsü zafer övgülerinin; Aptalın yargısına, soğuk kalabalığın Gülüşüne de boş ver, […]
Gelmiş iken şu dağları gezeyim Ölüm ile ayrılığın elinden Dertsiz bulamadım derdim yanayım Ölüm ile ayrılığın elinden Yaz gelince bulanayım coşayım Elim ile mezarımı eşeyim […]
gözlerinin eğrisi dolanıyor yüreğime bir dans, bir dinginlik çemberi zamanın aylası, gece beşiği ve güvenli ve eğer hiçbir şey kalmadıysa aklımda yaşadığımdan gözlerinin her zaman […]
Tanımadığım bütün kadınlar adına seviyorum seni Yaşamadığım bütün çağlar adına seviyorum seni Enginlerin kokusu sıcak ekmeğin kokusu adına İlk çiçekler adına eriyen kar adına İnsanın […]
Kimseler bilemez beni Senin beni bildiğin kadar İçinde yanyana uyuduğumuz Gözlerin Benim insan parıltılarıma Dünyanın gecelerinden daha iyi bir gelecek hazırladı İçinde uçtuğum gözlerin Yolların […]
Sen yokken ben faili meşhur birçok olaya karıştım güzelcik; Bir hırsızlık çetesinin azılı iki elamanını dizlerinin üzerine çökerttim. Dur ihtarına uymayan Ve plakları alınamayan otomobilleri […]
Beni fişlemişler anne. İçinde İslam, devrim sol ve örgüt geçen devrik cümleler kurmuşlar hakkımda. Sahi bunları sen bilmiyorsun değil mi? Boş ver. Bilme daha iyi. […]
Sorsalar bende neler yorgun Yüzümde bir yerde saklı Yolun başıymış, sonu belli gibi Bahçe temizliyorum, yağmur yağıyor Aldım artık o derslerimi Yok yazılmışım üç kasımda […]
Bir yazı daha yumrukluyor buzdan ellerim Sönen lalelerden ve aradığım şeyhten Payıma düşen baş ağrıtan bir lodos oldu, kesilmedi ama sesim Çünkü bilirim sonbaharın sakladığı […]
Baharlar gelecek ama önce dinle Geçmişini ödünç ver bana Bu asla romantik bir talep değil Çünkü sana kıştan bahsediyorum Kış bu Doğanların daha çok öldüğü […]
Sen, bir türlü kapıma dayanmayan kış Hem güçlü hem yitik, hep beyaz hep yarım Resim bilseydim seni işsiz piyanistlere anlatırdım Sonra operalara inerdi kaşların, hepsi […]
Yediğin içtiğin senin olsun Kördüğümlerini anlat. Susup da suya koysam bir kağıdı Yolunu bulabilir mi su, okuyup Üfledim ve söndü koskoca bulut Bir umuttur ölmek, […]
“Gönül nedir bilene gönül veresim gelir Gönülden bilmeyene hissiz diyesim gelir.” – Sadettin Kaynak, Nihâvend (Eda Karaytuğ’dan dinlemek gerektir.) Ayaklarımda son abdestimden kalan Hem yumuşak […]
Tıp genetik der, ben derim cinnetlik Dinlediğim derdin yarısını söylemem Zaten hayat herkese başka şarkı söyler Hep bunlardan lansor’a müptela midem Aç karnına günde iki […]
Niçin sürgünsün şair yaşadığın toplumda? (1) Işıksız bir karmaşadır siyasal partiler, Bir yararı olur mu şu tasasız ruhuna? Çiçeğe durmuş şiirin sararıp soluyor; O boğucu, […]
Sen her gün köşe başlarında Yırtık urbanla kirli ellerinle Avuç açan, sefil insan. İnan yok farkımız birbirimizden Sen belki tüm yaşamınca dilenecek; Beklediğin beş kuruşu […]
Değil mi ki o derin acılarımla şimdi Buna destek olacak tek bir kolda yoksunum Ve çocuklara bile zorlukla gülüyorum Ve açmıyor içimi çiçekler renkleriyle Anlamalıyım […]
Yaşamak istiyorum Yaşamak istiyorsun Yaşamak istiyor Böyle şiir olmaz, diyeceksin; biliyorum. Ama böyle dünya olur mu? Böyle barış olur mu? Böyle hürriyet olur mu? Böyle […]
Bir kuştüyüne değip de berelenmeden Bir güz yeşilinde örselenmeden hiç Çayırın acı yeşillerine uğramaksızın Hırpalanmadan gün ışığında Papatya kokularıyla ırgalanmadan Sen yine orda mısın demeden […]