Kemal Sayar, Sonsuza Dek Sophie
Gözleriniz madam Gözlerinize bakıyorum da Sanki bir yangın yeri Yüzünüz talan edilmiş bir İmparatorluktan kalma gibi, Bir şair oturmuş o iki kaşın arasına, Tüten dumana […]
Gözleriniz madam Gözlerinize bakıyorum da Sanki bir yangın yeri Yüzünüz talan edilmiş bir İmparatorluktan kalma gibi, Bir şair oturmuş o iki kaşın arasına, Tüten dumana […]
cadde iyileşecek, cesur renkle parlayacak akşamüzeri tek kusuru, tüneller açamadı yorgun kalplere hep boy uzattı, içe kapandı yeri geldiğinde cadde bir ceza alanı, fırtına öncesi […]
Edip Cansever için Kadını bir gürültüye sapladılar. Evler tıkırtıydı, tıkırtıydı, tıkırtı kahkahamın düşürdüğü çiçekleri bulamadılar fırtınalı bir geceydi çünkü bulamadılar bombalar, bö sesleri, savaş alaborası… […]
Şu yiğit kaşlar, şu gözler öyle metin ki, O ağızlar hiyanete açılmaz, Ve onların altındaki şu ince boyun, hazır Giymeye darağacı giysisini öteki gün: Eski […]
Rahmetli amcama bal çektin kovandan, adamı gam duvarı nem dedin görünmez bir erkek heykeline yaslanıyordun on yedinci sigaran elinde bilime inancın zayıftı, iyice zayıfladı bu […]
Behlül Dündar çevirisiyle Xavier Villaurrutia şiiri. Sonunda uzun sessizliğiyle çöker gece O büyük gölgesiyle her şeyi örten. İncecik bir ses yükselir ansızın Sonra […]
Hatırlayacaksın Hatırla hemen Bizim eskiden Nereli olursak olalım İster oralı olalım yerli İsterse garip yıpratık ağlaksı Tuhaflığın gariplerinden İddet müddeti babaların dolunca keyfe keder Mecburen […]
Hepsinin gelmesini bekleme; Bir kişi gelmeyecek. Sen alışmayasın diye, Korkmayasın diye, Düşünesin diye… Kendine yetmen için… Herkesin kendinden kaçacağı yerlerde Sen kaçmayasın diye. Gelenler gitmeyecekmiş […]
Sayın ölü, Bir zamanlar bu zamanda bulunmuşluğunuz Eski teknoloji bir yüke dönüşmüştür Satılması, üzerinden para kazanılması Bu şartlarda mümkün görünmemektedir Güzel adınızı aramızdan alın Hanımefendi […]
Bir başkası yönetir yaptıklarımızı Bizi kaybedişe sürüklediklerinde, bir kumarbazın Elindeki işaretli kağıtlarızdır, Sonuncusu ve korku ve bir suçun hatırası. Eski bir macera romanının Baş karakteri […]
Okurum bir şiirde: Konuşmak kutsaldır. Ama konuşmaz tanrılar yaratır ve yıkarlar dünyaları insanlar konuşurken. Onlar, sözsüz oynar en tehlikeli oyunları. Tin iner, ve gevşetir dilleri […]
Yerin derinliklerinden geldiler, ellerinde susmak bilmeyen bir yeraltı güneşiyle, ne kadar diplere bastırılırsa o kadar boğulmak bilmez yankısıyla yüreklerinin. Ağır ağır geldiler, karanlık sarnıçlardan […]
Hiç mi kurdum yokmuş benim sizinkiler gibi Beni halayınıza dahil edebilecek bir sebebim bile yokmuş, kahretsin -Ama kurtlarınız ne kadar sevimliymiş hanımefendi Onları neden döktünüz- […]
I. dikkatimi dağıttığında kuşlar ben ona uyarım yürümek isterim yol bitmesin çünkü merhametli kokumu biliyor yıldız çekiyor bana gelip geçen buluttan bu gidişle göğü okumakla […]
belki kaldırım taşları nallanır kırmızıda dur tır pistonundaki karanlık güç anne ayaklarını öper böylece cami duvarındaki merakına sığınırım , affet ben de seni öperim Gonzalez […]
Ah karanlık çöken bahçenin sessizliğinde oturmak, Kız kardeşin değirmi ve koyu gözleri açılmışken erkek kardeşte, Onların kırık ağızlarındaki erguvan renk Eriyip gitti akşam serinliğinde. Yürek […]
Yorgun musun? Yattın mı? Uyu— Düşünme beni. Ben ki Hiç düşünülmedim senden önceleri. Senden öncesi: Düşüncesi kızgın kumlara serpilen Azgın yellerle savrulan Bir damla gibi— […]
Büyük çizgileriyle tanıyorum umutsuzluğu. Kanadı yok umutsuzluğun, akşam vakti deniz kıyısında bir taraçada, toplanmış bir sofrada kalayım demiyor. Umutsuzluk bu, o bir sürü olayların dönüşü […]
Bırakalım bu rengin zamparalığını Dur bak musalla ile kargalar arkadaş Elinde süpürge topluyor yaprakları Sakallarından kar dökülen bir ihtiyar Ekmek arayan başıboş köpekler Artık gün […]
kaldırımın kenarındaki güllerden kopardı çocuk denecek yaştaydı daha kokladı gülü kokladı gülümsedi sonra koşarak uzaklaştı kaldırım boyunca. bir gül şiirin gündemine taşınmıştır artık çocuk gündüzlerinden […]
Yürüyen merdivene biniyorum, Genç bir adamla çok hoş bir kız Var önümde. Kızın pantolonu ve bluzu tenine yapışmış. Yukarı çıkarken Kız bir ayağını Bir basamak […]
Şiir yazarken ölmezse bir şair, şair değildir (Hiçbir ülkenin atasözü değil). gök gürültüsü kalbimin çarpıntısına denk bu ilk bahar yaz günü mevsimlerle aram yok asit […]
Ben sana çok dualar yolladım Gücümce hamd ve senalar yolladım Sen bana akıl-fikir vermiştin Suç benim Rabb’im, Ben çuvalladım Hüsrev Hatemi İZDİHAM
Benim de öyle akşamlarım vardır. Kapıdan girince anama sarıldığım, Çocuklara karamela ve çekirdek getirdiğim, Meyhaneye uğramadan çakır keyif, Düşmanım yok, Gündeliğim cebimde, Küfretmeden Öyle tasasız […]
Artık olan oldu bize Gelsen de bir gelmesen de Gelemeyiz biz yüz yüze Gelsen de bir gelmesen de Hep kendini çektin naza Yok bahara yahut […]
Gözüm boşluk, dünya nokta, Görünmedin, görünmedin. Olmuşumda, olacakta, Görünmedin, görünmedin. Kuru taşa renk yürüdü, İpek kurdunu arıdı, Denizde sular çürüdü, Görünmedin, görünmedin. Geceyi dal […]
Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Gözyaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum; […]
Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş Mavilerde sefer etmek! Bir sahilden çözülüp gitmek Düşünceler gibi başıboş. Açsam rüzgara yelkenimi; Dolaşsam ben de deniz […]
Geçen sonbahar gömmüştük hançerimizi Kare taşlardan yapılmış bir avluya; Hem değerli, hem keskin bir hançerdi. Kabzası erimiştir şimdi, benziyordur Sığırtmaçların yosun tutan saçlarına. İskeletine kan […]
Ben var ölmek İstemek bir boyalı tebeşir Karalamak ölümü Ondan sonra gidilir Bir uzansam çatıya Kuş uçursam ilmikten Ağzında cam kırığı Keser ipimi birden Dokusam […]
aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci, üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten; ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci? hem dersini bilmiyor, hem de […]
Sevinçler, yaşandıkları günlerin Taşınmazlarıdır, hepsi Hepsi ardımızda kalır. Kimi sevinçler daha yüksektir, ne zaman başımızı çevirsek Eski siyah beyaz bir film gibi titrek, Eski günlerin […]
Aşk var sanıyorduk, bu ne boş ümitmiş Aşk, sadece eski çağlara aitmiş Birçok kişi yıllar yılı beklerken onu Kalbler boşa çarpmış ve ömürler bitmiş Hüsrev […]
I Gökte martıların uçuştuğunu söyle Koyu mavi denizin üstündeki açık mavide. II Bir müzik, soluktan biraz fazla, rüzgârdan az, Söz mırıltısı gibi, müzik mırıltısı, Bilinçaltı […]
her şeye toprağa ihanet gibi yükselen bi avm ve senin brokoli çorbanı ekmeksiz içişin sahi ne oldu da; önce yanılmıyorsam siyah bi araba sonra […]
kustuğum kovalardan ve kül tablalarımdan doğacak baykuş bakışlarından ibaret yüzölçümüyle, bir şekil iblis gibi içime düşecek yaşamak yalnızlıkla büyümüş bir çocuk ölecek tüm akranlarını öldürmüş […]
Şehit olmak burada bir memur maaşının adıdır. orda metinalı, bir kırımın döl yatağında. ölümün sarıçamlarında uykusuz her sabah. orda, persler ve ilhanlılarlar şarkılarını söylüyor hâlâ: […]
Baldırından ısırlmış şu kuduz hayata. ölmek için iyi mazeretim yok daha sakarlık, hastalık, kaza, intihar hatta cinnet hepsinde telef olacakmıĢım sanki yani pisipisine yani yok […]
bugün kalbimi eski bir plak gibi öyle çok tersine çevirdim ki bazı şarkılar vardır cızırtılı bir yağmur gününü anlatır uzaklarda süren sarı yağmurluklu bir hayatı […]
Seni bir gün en yakının ele verirse eğer, öğren susmasını ve ağlamamasını. bir kavanozun içinde mavi bir gül yetiştir her gün daha çok yaşayan. bir […]