Melih Cevdet Anday, Bir Misafirliğe
Bir misafirliğe gitsem, Bana temiz yatak yapsalar; Her şeyi, adımı bile unutup Uyusam. Melih Cevdet Anday İZDİHAM
Bir misafirliğe gitsem, Bana temiz yatak yapsalar; Her şeyi, adımı bile unutup Uyusam. Melih Cevdet Anday İZDİHAM
Saat yedi buçuğuydu güzün Ve ben bekliyordum Kimi beklediğim önemli değil. Günler, saatler, dakikalar Bıktılar benle olmaktan Çekip gittiler azar azar Kaldım ortada, tek başıma […]
Bağışlamak sevmenin yarısı derdi yaşlı bab’annem Ben onu çok küçükken tanıdım En çok da dağıtırken yüzünün ışıltısını Yeni doğmuş gün arsızı kuşlara. Elinden her iş […]
Hep yenilmek nasıl da yaklaştırıyor seni bana Kaldığımız yerden devam ediyoruz saat kaç Bir başına düşmez bu olmazların elması Seni bana resmeden ellerden Ki zamanı […]
Kimlik belgemi kaybettim. Yeniden yazmalıyım hayat hikâyemi en baştan Birçok makama, bir nüsha Tanrı’ya Bir de şeytana. Negev’de rüzgârla alazlanmış bir kavşakta Otuz üç yıl […]
bu kadar çok yalanı nasıl söyledim şiire döküldüm bak tekrarlıyorum kendimi içimdeki nehir nerede başladı nerede bitti beni bu şiir anlatmaz ki üzgünüm ben seni […]
İspanyol şair Alberti, Cervantes Ödülü almış, 1920-1999 yılları arasında yaşamıştır. Biliyoruz sevgilim, şimdi çevremizi saran şu görünüm uyumuş gibi, ölmüş gibi; ağaçların akıllarında bir […]
Ama daha sonra daha sonra bizi siz reddetmeyin. Çocuklar kadınlar sabırlı hayvanlar mumlaşmış ellerimizi görmeye dayanamayıp çekip gittiğinde. Hareketlerimiz bir kelebeğin uçuşu gibi güvensiz. inatçı […]
böcek ilacı “içimizden geçenleri” öldürür mü, demiştin sahildeydik, havaya zıplayan sokak dansçılarını martılar yiyordu hayatın cüzdanındaki fotoğrafını gösteriyordun bana bak diyordun nasıl da kargacık burgacık […]
benim de bir oğlum olsa adını özgür koyardım.bu, çok mantıklı. oğluma, balık ve silah tutmamayı kadınlara ve iyi davranmayı onlara yani, bunları elbette öğretirdim. aramızda […]
Bilge bir ulak çehresiyle git, balad, gecikmeden, seni yolladığım o güzel kadına, ve söyle ona nasıl iğreti hayatım. Şöyle gir söze: gözlerim meleksi çehresine bakmak için arzu […]
Bilemezdim böyle bilemezdim Bir gün evdeyim dediğinde Her şeyin dokunaklı geleceğini Geçenlerde bir arkadaş demişti İnsan yaşadığı kadınla ölmeli Bu gözyaşlarını tanıyorum bir yerden Tanıdığım […]
Bir gün gelir, “Tanrım!” diyemezsin artık. Toptan bir temizlik zamanıdır. Artık “Sevgilim!” diyemeyeceğin bir gün. Çünkü boşunalığı kanıtlanmıştır aşkın. Ve gözlerden yaş akmaz. Ve ancak […]
korkma sönmez’i okuyordum sahnede gözlerim çakmak ıslak sakallar içindeki babama bakarak kulaklarıma taşıyordu kan karlı bir şubat çiliyordu evren paşaya yanıktı örtmen kolonya içiyordu korkma […]
Bırak kalsın masada ekmek Testide su Ayna puslu, pencere camı kirli Bırak kalsın saçların dağınık, Gözlerin uykulu. Saksıdaki çiçek susuz, kedi Yalını bekler bir köşede […]
Ölüyor şair! ağzında kırlar ve yıldızlarla bir ermeni tabutu kadar parlak korkular içinde dostları topuklarını ovuyor portakal kabuklarıyla kokusunu taşısın diye dünyanın resmî tören istemiyor […]
Ve Douve’sun işte sen şimdi son odasında yazın. Bir semender duvarda kaçıp gitmede. O güzel insan başı yaymada yaz ölümünü. Yok olmak isterim sende, dar […]
Giriş yerine Benim bir köpeğim vardı. Dişiydi. Mahallenin en gösterişli erkek köpekleriyle dolaşmaya çalışırdı. Ama her defasında gebe kalır ve terk edilirdi. Sonra öldü. Yalnızdı […]
Seni bırakıyorum semender ellerimle Seni bırakıyorum Seni bırakıyorum Duvarlarda kurutulan anemon ellerimle İçimdeki sulara İçimdeki sazlıklara İçimdeki bataklıklara Seni bırakıyorum Seni bırakıyorum kendine kapanmış Kollarımın […]
Doğu yeli esiyor karşıdan kirpiklerim tozlu Ergin başaklar geçiyor iki yanımdan Sensiz Bir serin denizde misin kumda mısın Öyle mi omzunda kuruyan deniz tuzu Bensiz […]
Takahama Kyoshi 1954 yılında ölen Japon edebiyatçı. İşte Kyoshi haikuları. Şafak sökerken, Kiraz çiçeklerine Vurup geçer yağmurun sesi. Çisil çisil yağan Hoş yağmurda Kiraz […]
Akşam yemeği yiyorum biraz, aydınlık pencerede Oda kararmış gökyüzü görünüyor. Dışarı çıkınca Geniş kırlığa götürür dingin yollar az sonra. Göğe bakıyor ve yiyorum- kimbilir şimdi […]
DÜN, BUGÜN, YARIN When I was a little child , Bir yokluktu Ankara. Apres moi dull and wild Town ne oldu, que sera? İTHAF ve […]
Basri Bey oğlumuza Bütün dünyâya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım; Nihayet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım. Şehirden kaçmak isterken sular zaten kararmıştı, Pek ıssız […]
Yolunu en başında kaybetmiş yolsuzluklara Adres tarif etmenin şüphesi düşsün içime Kakorafiyafob olamadığım için affedin beni Özrümü de bir başarı sayın, Sayın kayyum heyeti. İnanmak […]
cebime tıktığım kuşlar çok üşüyor ben de üşüyorum desem kim inanır bunca yıkıntının altında bunca kırık cam batmışken ayaklarıma belki yine seviyordur diye bir papatya […]
haydar uzağı bir şehre gidiyorum ayaklarımın altı kızıl toprak varolmanın yokluğuna bir dergi aldım okumuyorum sayfalarına ağlıyorum insan acımadan yazamaz ki neden masumiyet hep ansızın […]
Hanginiz aklınıza getirdiniz. Benim bir gün insanlığımı Bitkilere hayvanlara kadar Bir gün tutup genişleteceğimi Bütün bu dünyaya saracağımı sonra da Şu esen rüzgâra bıraktım işte […]
sen bana bakma bunu suyla da konuştum çocuklarını kıran bir soydan geliyorum eskiden de aynı töre işlerdi yakardık birbirimizi bana benden erken bir ölüm de […]
annem mi bir kadın geciken bir kadın gece yatısına ölüm kendini göstereli babamın saçlarından günübirlik bir kadın üsküdar’la istanbul arasında babamdı sakalıydı babamın bir akşam […]
güllerin bedeninden dikenlerini teker teker koparırsan dikenleri kopardığın yerler teker teker kanar dikenleri kopardığın yerleri bir bahar filân sanırsan kürdistan’da ve muş – tatvan yolunda […]
önce sola, sonra sağa, yine sola bakan akıldır, kalp uzatmaz. akıl iki kere ikiyi iyice bilir kalp ikiyi inkar edecektir. insan uykudadır, ölünce uyanır, günün […]
Gizem bir geyik başı gibi uzanıyor aramızda Boynuzlarında senin karmaşan ve sana ait Bilmediğim, Bilmek istemediğim onca şey. Buna benzer çözemediğim bir çok şey Ormanda […]
Biri bunu açıklasın da artık gideyim diye geldim. Birinin birine değdiği bir yer varmış buralarda. Birinin elini tutmaktan yapılmış bir dünya dediler. Hiç yoktan, bir […]
Ölüm, bütün zamirlere uğrayacaktır. içinizden biri mi ölmüştür ayakkabıları ters çevrilmiş soğuktur nefesi acıyla yıkanmış beyaz bir örtü üstünde kaygu kızgın bir mille içinizde […]
Suyun suya göz kırptığı aralığa Bir çingenenin hasmını lanetleyen sesi gibi uğursuz karabüyücülerin tüm acılarını topladığı üçayaklı masanın Tam karşısında kendini asmasıyla geliverildi. Tam o […]
bir kadın gözlerini gizlemeye karar vermişse korkunçtur, bütün gıcırtılarından yataklar durur. ne zaman bir çim kokusu konuşmaya karar vermişse belânın dilinden katanalar arka ayakları üzerinde […]
Geceleri korkulu yollara gittiniz mi Biz çok şeyi vakit yok pek kısa geçiyoruz Limanda bilinen gemiler oysa açıklardadır Kullanırız bir sözü ama hangi anlamda? İnsan […]
I Kayalar bilmez Konuşur durursunuz onlardan Avuçlarında başlayıp biten Büyüklüktür yalnız Ve unutmak gelip gidişini yanıp sönüşünü denizin Güneşlerin kırmızı II Gülmek ağrısını duymazlar Yahut […]