Guillaume Apollinaire, Mirabo Köprüsü
Mirabo köprüsünün altından akıyor Seine nehri Ve aşklarımız Anımsamam mı gerek onları Sevinç acıdan sonra gelirdi her zaman Gece gelsin saat çalsın Günler geçiyor ben […]
Mirabo köprüsünün altından akıyor Seine nehri Ve aşklarımız Anımsamam mı gerek onları Sevinç acıdan sonra gelirdi her zaman Gece gelsin saat çalsın Günler geçiyor ben […]
kirpiklerim tozlu, uzak ve arka ülkelerden geldim ağlamak girmemiş göz ormanlarından geçerken birikti bakışlarım bir çok erkeği birden ağlatacak kadar kapım hiç eskimedi kimseler girmezdi […]
belki gözleri kendinden uzak acıya memur annendir ekmekler ufalar göğü kapısına toplamış kenarda ülkenin doğusu gibi dürülmüş çarşaflar bilmenin arzusuna yatırıp incir kokuşlu bedenini sataşmaya […]
yenil! çünkü en güzel zaferi ölçüsüz devrimin bir gayzer düşlemek bu portrenin yasına büktüğün her acının “ses çıkarmıyor artık” bileği yasaklanıyor sokaklar sessiz bir çağlayanla […]
Sen olmasan. Seni bir lâhza görmesem yâhut, Bilir misin ne olur? Semâ, güneş ebediyyen kapansa, belki vücut Bu leyl-i serd ile bir çâre-i teennüs arar, […]
I Elleri el gibi kocaman Beyazda bir nokta gibi kocaman Kocaman boşluğun küçülttüğü her şey gibi Biriyle kendini artırıyor durmadan Biriyle koyunlar gibi güdüyor ötekini […]
Şayet yaşıyorsam, gölgemi çiğniyorsam sürekli İhtiraslarım sonsuzsa, kör bir yarasa gibi kendimi duvardan duvara çarpıyorsam Hayatımı karartma hakkını kullanıyorum demektir Yorulan at kırbaç dinlemez, kırbacı […]
saat on hâlâ uçamıyor otomobiller başı yağlı bir şehirden geçiyorum tırnakları uzun ve ojeli üstüne kan sıçrıyor ben geçerken şehirlerin uykuya dalıyorum yol giderken saat […]
Sıcaktan çıtırdıyor fıstık çamları, öğle göğü mavi gömleğin senin. Bir sözcüğün gölgesine sığındık güneşten. Öteden geçen kuş sürüsü baş harfleri adının, soyadının, o gömleğin yakasına […]
Kötü ressamların bile bozamadığı bir güzelliği var karşımdaki soğuk duvardan bana gülümseyen Yeşilçam oyuncularının bir daha asla ele geçmeyecek bir incelik; Al Yazmalım, Gülen Gözler, […]
Gece yüzündeki kırıntıları silker üstüme Sıkıldıkça çiçek aldırır Küsünce gider yatar Tellerde bir bayramın unutulmuş kâğıtları Konuşmaz bir yol kıvrılır içimde Olmamış bir devrimin bütün […]
Bu kentte senin yaşadığını bilmedim ne temizlikçi kadın söz etti, ne bekâr odam böyle giderse de bilmeyeceğim ne zeytin bahçesi gördüm burada ne doğru bir […]
bu kent büyük bir ihaneti gizliyor sabahlara dek inlemesinden belli seni nasıl uzak kentlere götürsem nasıl uyutsam nasıl dinlendirsem bu kent gizliyor büyük bir ihaneti […]
“Nebi (SAV), gölge ile güneş arasında oturmayı yasakladı” İbni Mace 3722 Biri gölgede diğeri güneşte iki ayak izi arasında unutulmaktan mıdır nedir yataklık etmiş onca […]
içinde üzüm geçen anıları özlemiyorum içinde akşam geçen şarkıları da içinden tren geçen şehirlerde yaşamak da istemiyorum. içimde bir türkü büyütmeden ölmek istemiyorum. sen de […]
I Gerçekten karanlık bir çağdır yaşadığım! Ahmaktır hilesiz söz. Düz bir alın Vurdumduymazlığa işaret. Gülen Kötü haberi almamış henüz. Nasıl bir çağdır bu, Ağaçlardan bahsetmenin […]
Ölüme kalmayacaktır bu dünya. Çırılçıplak ölüler Aydaki rüzgardaki adamdan olacaktır; Kemikleri tertemiz ve tertemiz kemikleri yok olduğunda, Yıldızlardan olacaktır, ayakları, dirsekleri; Akılları başlarında olacaktır delirseler […]
Bir gün, bir uzun gün hep denize baktık Miller ve ağırlıklar bitti Gelip geçmeler bitti, gemilerin Beyaz ve kocaman gövdeleri Gözün kahverengi suyuna geldik. Palamutlar […]
Kalmaz ortada acıma Yoksulluk olmayınca; Ne de merhamet Bizim gibi mutluysa millet Birbirini korkutup barışı aradıkça Sevgiyi kendine sakladıkça; Zulüm sarar dört yanını Pusularla tutarlar […]
Balıkların gözünde meşhurdur nehir Gürültü sessizliğin gözünde, Dünyaya varis olacağından haberdar, Kimse bunu demeden önce. Çitlerin dibinde uyuklayan kedi Meşhurdur yuvasından bakıp duran Kuşların nezdinde […]
Asırlık bir bekleyişin oturdum yanına belki bir türkü başlar da beraber söyleriz diye İş bulamayan bir bulutum gökyüzünde öylesine avare öylesine başıboş Para nedir ki […]
Ben ne zaman sevsem seni iki kuş ayrılır pencere pervazından biri sana doğru süzülür biri hep kaybolur gökyüzü iki ayrılık arası dinlenme tesisi tüm durakların […]
Sabaha karşı oturup ağladınızAma mesela şimdi benNe aradığımı bilmiyorum Sabaha karşı oturup ağladınızÇünki sizin aşkınız vardıKurumuş çiçekleriniz vardıAşina yıldızınız gökteOturup çok çok ağladınızAğlayıp iyi ettinizSize […]
Demir Atıma bindim, Gök çekecek beni birazdan Ben ki Bir ses yerine koymuştum, Kendimi, geldiğim zaman İp sarkıtıldı Çok yukarılardan, Kuru ağaçtan okundu ezan Üç […]
Şehitler tepesi boş değil, Biri var bekliyor. Ve bir göğüs, nefes almak için; Rüzgar bekliyor. Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye; Yattığı toprak belli, Tuttuğu bayrak […]
Göz göze bir geldik mi Yalım yalım tutuşur kardan örtüler Yaklaşan güneşin altında Açar kollarını pencereler İyiliğin yolları boyunca Açılır kuşlar açılır eller Günler açılır […]
Akşam vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü ve öğlenlerle sabahlarda bir de geceleri hiç durmaksızın içmekteyiz bir mezar kazıyoruz havada rahat yatılıyor Bir adam oturuyor evde […]
Altın kafes idi benim durağımDost elinden yaralandı yüreğimEvvel yakın idim şimdi ırağımFelek beni nazlı yârdan ayırdı Dostumun yaylası çayır çimendiŞu şirin dillerden ikrarın verdiYeminler eder […]
Her şey büyüyüp güçlenecek yine bir gün: sular dalga dalga hep, karalar düzgün, ağaçlar kocaman, duvarlar küçücüktür; vadilerdeyse güçlü, çok yönlü, görürsün bir çobanlar ve […]
Bu yekpâre akış, durgun, derinden… Her aynada yalnız kendi görünen Bu yüz ve şifasız hüznü eşyanın Kendi cevherinde mahpus bir ânın Dağıttığı dünya hep yaprak […]
Dokuz ay koynunda gezdirdi beni Ne cefalar çekti ne etti anam Acı tatlı zahmetime katlandı Uçurdu yuvadan yürüttü anam Anaların hakkı kolay ödenmez Analara ne […]
insan sevdiğine son kez bakamaz oysa ben deşilen bir yaranın nereye akacağını bilmeden, ellerim ceplerimde, bir gitmek sakladım bir gitmek ki; suriye kadar dağıldım her […]
Öyle güzel ki ölürüm artıkBeyaz uykusuz uzaktaKars çocukların da Kars’ıÖlüleri yağan kardaDonmuş gözlerimin arası Sen küçüğüm sımsıcakNe derler ona – bu kızaktaBoyuna türküler yakıyorsun yaSanki […]
Gümüşüm ve aynen. Yok önyargılarım. Ne görürsem ben, yutarım aniden. Tam olduğu gibi, sevgiyle ve nefretle puslanmamış Zalim değilim ben, doğrusözlü yalnız — Küçük tanrının […]
“her gün biraz daha eksilenlere, tüm eksik kalanlara” Açık bir yara gibi başlıyorum her güne Sadece telefon, sadece yüksek baslı bir müzik Türküleri bitirdik, sazları […]
Her şey tehdit ediyor bizi: zaman canlı kırıntılarda ayırır gibi geleceğimle şu anda olduğum şeyi, palayla yılan gibi; bilinç, berrak, dolanır durur bir o yana […]
Eğer bir gün susarsam, bu artık söylenecek hiçbir şey kalmadığı içindir; her şey söylenmiş, hiçbir şey söylenmemiş olsa bile. Kendimi öldürmeyi hiç düşünmedim ama, sessizce […]
I Bir balık vardı kalbinde; Çin denizlerinden getirmiş; Ufacık, gelir geçerdi bazen Gözlerinin içinden. Gemici idi ama unutmuştu Meyhaneleri, portakalları; Gözleri suda. II Ötekinin sabun […]
Aldanmıyorsam bir zamanlar hayatım, önüne bütün gönüllerin açıldığı, yoluna bütün şarapların döküldüğü bir şölendi. Bir akşamdı dizimi oturttum Güzelliği-Terslik edecek oldu-İler tutar yerini bırakmadım ben […]
Ölü bir arkadaşın yasını tutuyorum, Benim gibi iyi bir marangozdu o da. Birlikte sokaklarda ve düzlüklerde gezdik, Ve savaşlarda, kayalıklarda, hüzünlerde. Nasıl da görürdü her […]