17 Kasım 2019

Sulhi Ceylan, Dünya

ile izdiham

Şayet yaşıyorsam, gölgemi çiğniyorsam sürekli
İhtiraslarım sonsuzsa, kör bir yarasa gibi kendimi duvardan duvara çarpıyorsam
Hayatımı karartma hakkını kullanıyorum demektir
Yorulan at kırbaç dinlemez, kırbacı vuran eldir delirten Nietzsche’yi

Haritaların bilmediği bir coğrafyaya açıyorum gözlerimi
Saati tam ortasından tutup çekiyorum
Uzasın diyorum fakat ölüm olmasın
Çığlığımı devredecek birini arıyorum
Çünkü insanlar en çok suç ortaklığında buluşur
Neden dinlemiyor kimse sesimi, muhteşem hikâyemi anlatıyorum
Reçetesiz ilaçlar, beklentisizlik, budanmış rüyalar
Yumruk gibi yüzüme karşı kapanan bir çift göz
Kanamamayı reddediyor yaram, yara yara susuyorum
Uluyarak kalbimin sokaklarında dört dönüyorum

Bir vergi mükellefini daha kaybetsin mi devlet?
Kısır bir toprak olsun mu nefesim, nefesimde kelimeler solsun mu?
Kül yağmurları yağsın mı düşlerimin üstüne, yarınlar omuzumu çökertsin mi?
Sahipsiz bir gölge olup ayaklar altında ezileyim mi?

Tamam, insin yüzüme bir kasırga
Anlatılmaya değer bir ayrılık hikâyem olsun.

Sulhi Ceylan, Renklerden Ayrılık kitabından

İZDİHAM