Ömür Dediğin programında amca bizi mahvetti
“Uyanıyorum, bakıyorum yok” dediğinde insanın boğazına bir şey oturuyor. Gönlünün eşini bulan garip değildir, demişti Neşet Baba.. Gönlünün eşini bulup da kaybedenden daha garip kimdir? […]
“Uyanıyorum, bakıyorum yok” dediğinde insanın boğazına bir şey oturuyor. Gönlünün eşini bulan garip değildir, demişti Neşet Baba.. Gönlünün eşini bulup da kaybedenden daha garip kimdir? […]
Çiy doladım kasnağına gecenin. Işıksızlığın hep yoksul yalnızlıklara çıkması doğurur o rüzgârı. Giz dizilmiş çardaklar incir kokulu, çiçek hattı gözlerine doğru. Kokunda korku. Kafka; mürekkebini […]
100 yıl önce basılan bir eserde delilik çeşitleri aşağıdaki gibi tarif ediliyor. Asıl deli: Kendi kendini cennetlik sanır. Ağzı açık deli: Söyliyecek yerde ağzını açar […]
Ey yazı yolunun genç yolcusu! Şimdi kulaklarını dört aç, sözlerimi iyi oku! 1-) Kitap okuyup okumaman beni ilgilendirmez, ne halin varsa gör! Fakat okumayan birine […]
Yakınlarda bir telefon olsaydı Hastaneye haber verirdik Ya yetkisiz birinden salık bekler Ya da elinden artık bir şey gelmeyen Bir doktora baş vururduk El altında […]
Sen o geçmiş günlerin çekmece şairisin: Tabut dibeğinde düzgün çarpan kara el, yürek içinde kefen yazmaları alacalı bulacalı. Ölümü yaşarken yakalar gibi kol gövde soğumasında […]
Evler ve insanlarla ağaçlar mimarın yaptığı hepsini görürsün kahvenin penceresinden yakında öyle yaşlanacağım ki her zaman olduğu gibi başlayacağım çalışmaya özelliklerimin tarihini. Fakat doğanın yüzü […]
Öldük, ölümden bir şeyler umarak. Bir büyük boşlukta bozuldu büyü. Nasıl hatırlamazsın o türküyü, Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü, Alıştığımız bir şeydi yaşamak.. […]
Hadi kalk topla etrafına yıldızları bir bir onar seğirdimlerini kalenin açılsın merhaba siperleri ve selamlıklar çeksin yükümüzü bizim sen hep böyle güzel bana hep törenlerle […]
Çünkü sen Clarice, her şeyin çer çöp haline geldiği bu dünyada, şeylerin içine kıymet koymasını bilen, bilmekle kalmayıp bu kıymeti sakin tutmak için gönlünü ve mesaisini koşulsuz harcayan birisin. Ama cılız biri!
Sevgili Anne’ciğim Nasılsın iyi misin İnşallah iyisindir. Bu sana son mektubum Çünkü ben artık iyiyim Cennette havalar nasıl? Buralardan soracak (Eğer) bizleri soracak olursan tipi […]
Unutmayı konu edinen kitaplar çoğunlukla unutmaya ironik yaklaşan kitaplardır. Bellek kaybı ya da yanılması, karakterin hayatında yeni bir hikayenin filizlenmesine sebep olur. Hatıralar ne tamamen […]
Fabrikada, sokakta, alnı açık duranların yanında dev gibi doğruldular. Zafer yakında. Bilek var, vuruşmaya. Güç var, konuşmaya. Soluk var, harcanmaya. Zafer yakında. Can var, […]
Sessiz biri gelir de başını vurur lalelerin: Kim kazanır? Kim kaybeder? Kim koşar pencereye? Kim o kadının adını en önce söyler? Adam saçlarımı bürünendir. Adam […]
Baudrillard Amerika’da Avrupa kültürünün Amerika ile hesaplaşmasına alışılmadık bir boyut getiriyor. Amerika’yı ne modern Avrupa’yı tanımlayan kavram ve değerlerin tükenmişliğine ya da tıkanmışlığına bir alternatif olarak gören ne de Avrupamerkezci bir kültür ve uygarlık anlayışıyla eleştirmeye yönelen bir kitap bu. Üçüncü bir yaklaşımın, Amerika’yı Amerika olarak anlamanın ve bunu da yerinde, Amerika’nın kendisinde yapmanın zorunluluğunu savunuyor.
SIRF BİRİSİ İYİ GECELER DEMEDİĞİ İÇİN, İYİ GEÇMEYEN GECELER VARDIR!
Ülke ve dünya gündemi, içinde bulunduğumuz derin karanlığın vahametini sürdürmeye devam etmektedir. Bu karanlıktan en çok etkilenenler ise savunmasız korkularıyla fotoğraf makinesini silah zannederek ellerini kaldırması gerektiğini henüz ağızları süt kokarken öğrenen çocuklar olmaktadır!
Zilleri işte böyle çalıyorlar Akıl Hastanesinde ve işte zilci bayan her Salı sabahı gelip bize müzik dersi veriyor ve görevliler bizi katılmaya zorladığından ve bizler […]
şimdi sen uyuyorsun diye, tüm ninniler başında nöbette. -yatağından şaşmayan bir ırmak gibi gövden, kollarına gerinen çapkın baharda. şimdi sen uyandın diye, çekilir derttir hayat. […]
Sırdaşlığın Tarihi! af edersiniz! ayakkabılarımı bağlamalıyım, şu sırrı bir dakika tutar mısınız?.. ya bir dakika diyorum, basıp basıp düşüyorum iplerime… aaa olur mu, bırakıp kaçar […]
Artık telaşlı bir akşamdayız Bakışlarımıza ram oluyor tabiat Bizden biridir gizli kalmıştır acıları Meteor nereye düşmüştür Bıçak nereye saplanmıştır Kurşun nereye doğru hız almaktadır Anası […]
Bir çift güvercin havalansa Yanık yanık koksa karanfil Değil bu anılacak şey değil Apansız geliyor aklıma Nerdeyse gün doğacaktı Herkes gibi kalkacaktınız Belki daha uykunuz […]
İnsanların beni mutlu etmek için sinsi planlar yaptığını düşünüyorum. Bir Zen Budizm ustasına sormuşlar vaktiyle, bu dünyada en değerli şey nedir diye. Usta, ölmüş bir […]
2014 yılında ünlü aktör/yönetmen Tommy Lee Jones tarafından sinemaya aktarılan “Refakatçi”, Amerika’da özellikle Westernromanlarıyla çok satanlar listesine sıklıkla girmiş Michigan’lı yazar Glendon Swarthout’un ülkemizde yayımlanan ilk […]
Bir önceki hali Bence güzeldi, değiştirme Etkiyi sınamak, yakın yürekte Senin şiirlerinin Tatlı bir karanlığı var Bir sözcük için, gün ağarıncaya kadar Sizce şiir Bunca […]
bastıkça kanıyor toprak bu bir şair benzetmesidir halbuki kanamaz bastıkça toprak ama kanıyor işte kalbim toprak yaşamak herkese göre olur almak lazım insanlardan sevmeye, sevilmeye […]
Say bademleri, Say acı olanı, uyanık tutanı say, Beni de onlara kat: Gözünü arardım hep, gözünü açtığında, Sana kimselerin bakmadığı bir anda, Örerdim ya o […]
Seninle iki satır konuşmak için gayretler aldım Bize gelişi üç yeni zelanda doları İnandım hep kontradan gelen yalanlara Müdahale istedim iktisadi birimlerden Sana, bana ve […]
yağmuru seviyorum dediğimde, anlamıyorlar beni Aya onlara hızlıca akıp gitmeyen bulutlardan bahsetsen yararı olur belki. rengi kararınca bulutların, ruhlarında boyuna açan sahte gelincikler soluveriyor aniden. […]
Şairler ölmek istemezler, çünkü ölmek unutulmak, yok olmak demektir. Şairler ölmek isterler, çünkü ölerek yaşamak onlar için hep daha cezbedici bir duygudur! Bu açıdan bakıldığında şair belki de son hamlesini, hayata sınırlar koyan, onu basitleştiren bütün yaşam koşullarına “şiirlerin” ölümsüz dizeleriyle “ölüm” diye bağırarak yapar!
Damon Galgut, Güney Afrika’ya bakıyor ve soruyor: İnsanlar rahatsız edici gerçekleri göz ardı ederek yaşamayı daha ne kadar sürdürebilecek? Damon Galgut İyi Doktor’da Güney Afrika’nın […]
evini sıcacık kucaklıyor bir kuş uçmaktan yorulan bir kuş diye fısıldıyorum babamın kulağına biliyor yine de yuvasına dönmeyi babam ırmaklar babam betonlar ve kötü adam […]
İngiltere’nin prestijli etkinliklerinden Baileys Kadın Yazarlar Roman Ödülü’nün başlattığı kampanyayla sosyal medya üzerinden bir halk oylaması yapıldı ve “kadınlar tarafından yazılmış en etkileyici ve okurların hayatını değiştiren kitap” Harper Lee’nin “Bülbülü Öldürmek” romanı seçildi. Gelecek sene Baileys Ödülü’nün jüri başkanlığını üstlenecek, halihazırda İngiltere merkezli insan hakları kuruluşu Liberty’nin direktörü olarak görev yapan Shami Chakrabarti, romanı “çoğumuzu insan haklarına duyduğumuz inançla ilk kez tanıştıran kitap” olarak nitelendirdi.
O günden sonra kuracak güzel bir cümlem olmadı hiç dünya için. Rüyalarım tüller ve silahlardan bu yana sisli. Kıvrılıp giden dalgın bir yol, yolda […]
Firuze bir sükut kaplar ortalığı, Yırtar yeri göğü bilirsin sessizce öldüğünü, Ram olan kaderde. Hangi ölümümün sesini duydun da öldürdün beni yüreğinde Teneşirde yıkarken kendi […]
Feysbuk ile gerçek hayat arasındaki 7 farkı yayınlıyoruz. Ama çok güzel. Yazarın adını vermiyoruz! O çünkü bir ödül avcısı. Feysbuk’ta herkes mutlu, gerçek hayatta değil. […]
Yine hepimizi sarsan bir suç var ortada, birkaç da suçlu, çokça da lanet… Ve yine o suçun içinde işlenebildiği bir toplum yokmuş gibi davranıyoruz.
Evet, böyle dehşet verici suçların orantılı cezalarının olması lazım… Ancak toplum olarak insani değerleri ayakta tutamazsak bu ağır cezalar yine de caydırıcı olmayacak. Amerika’da idam var ama dünya tarihinin en meşhur, en acayip, en acımasız seri katilleri de Amerika’dan çıktı, çıkıyor.
Bir şeyleri çok daha iyi düşünmemiz ve çok daha iyi anlamamız gerekiyor, aksi halde ‘insan’ın içine yuvarlandığı karanlık girdapları çözemeyeceğiz!
izdiham.com yenilendi.
izdiham.com mobil uyumlu yeni tasarımıyla yayında.
Ya bizim efkarımız ne olacak?
Bizim efkarımız hep olacak!
Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) üyelerinin yaptığı seçimde 2015 yılında Türkiye’de sinemalarda gösterilen uzun metraj yerli filmler içinden kazananlar belirlendi.
Siyad’ın yıldızı en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi kurgu, en iyi senaryo olmak üzere dört kategoride de ödüle layık görülen Abluka filmi oldu.
“Hiç Sesler”: Sana söz yine baharlar gelecek” “O eski hâlimden eser yok şimdi.” – İbrahim Tatlıses, Yalnızım “I’m not half the man i used to be.” […]