İtibar Dergisi 37. Sayıdan Mısralar Seçtik
duyuyor kamçı gibi bu acı acı değil kılıç değil gürz değil kargı ok ucu değil düşlüyor yorumunu kimse bulucu değil kitaplara bakıyor kan geliyor ağzından […]
duyuyor kamçı gibi bu acı acı değil kılıç değil gürz değil kargı ok ucu değil düşlüyor yorumunu kimse bulucu değil kitaplara bakıyor kan geliyor ağzından […]
Dışarda kar sesi ve soğuk Buğday tanelerini serpseydik dağlara Kapılarımız gıcırdasaydı dişlerimiz gibi açılmamaktan Yeryüzünde bir kaplan olmaktan Hüseyin Atlansoy (İtibar, 39) Bir kız […]
çocuğun yere düşerken çıkardığı sessizlik havada bir lastik top gibi patlayan kubbe soluksuz çatlayan ev çocuksuz ölü sokak annenin kara gözü kara çöl kardeşim- güneşte […]
Kentin orta yerinde bağıra çağıra soyunup geçtiysem de ruhumu, kim duydu Ahmet Günbaş (Mühür, 50) Böyle kar görmedim fakat Öfkeyi usul usul beyazlatan içimde Donarak […]
Nasıl da yakışmış tenine Binlerce yüz binlerce Ayin yapan kelime! Taha Aycı (Edebiyat Ortamı, 36) hâlâ mı çalkanıyor göğsümde hicrî gelgitleriyle mutantan bir deniz ……. […]
Yanağından dişlenmiş bebeydi Kefensiz gördüğümde Sarılıp ağlasaydım keşke Nazım Payam (Dergah, 285) gidemiyorsak, ağlayalım çok fazla ağlarsak yakınlaşabiliriz belki uzaklara çocuğu gördün mü hani koşarken […]
Yaşamak dedim senden ne kaldı bana Şu zoraki duruşumdan namaza Şu göğsümde tümseklenen dünyadan Kral ödlek ve tavşan kartal avında …… Şükür ki terzilere diktirdiğim […]
İşte tam orada Adını vermek istemeyen bir çiçek Otopark manzaralı bir ağacın yanında Çalışıp çabalıyormuş ama istemeyerek. Rüzgârdan aldığım izinle bir İki yaprağın arasını düzelttim […]
bilsen şaşardım geliversen gözlerin ışısa kalırdım öylece güneşe dik hiç kırpmazdım bakışımla gizlediğim özleyişi sarı beyaz bir çöl dökülürdü parmaklarımdan Hüseyin Atlansoy (Hece, 204) madem […]
iki yay gibi yan yana inandık tutuştu şavkımız ve her gece yanmıştı hep o görünmez kandiller Seyfettin Ünlü (Yedi İklim, Aralık 2013) Kahrol dememek için […]
bir adam şehre koşarak girerken sendelemiştir kanla karışık yağmur gibidir şimdi tüm mushaflar her şey sulusepken her sokak keşfedilmiştir “ayağım kaydı” demektedir eskiden o büyük […]
Bugün günlerden Salı Yaşadım yaşadığımca, fazlası yok hayatın Günahsız değilim elbet, melekler beni tanır Bir bilirim Allah’ı, Muhammed’dir sevgilim Allah’ın hakkı üç Bir de seni […]
yılın ilk karına sövüyor dünya kapıları çarpıp çıkıyorum cümlelerden, o soruyu buluyorum, koyduğum yerde bir sis düdüğü gibi, gizli ve aşina: insanda teselli var mı […]
İlk taşı kim atsın, erenler atsın Hırsını hedefe gerenler atsın Bağışlar her şeyi bir keman sesi Bu bozkırlar su öğütmez derseniz İsa’yı ağlarken görenler atsın […]
BAHÇENİN EN YALNIZ KÖŞESİNDE Bazı şiirler, sevgili Itrî’nin Segâh Tekbir’i gibidir; karşılaşıldığında, ne olup bittiğini kişi anlasın ya da anlamasın, kendi hükmünü icra eder. Çok […]
şimdi engellerden geçmem, burgaçlardan çıkmam mı gerekli …. her şey kendisi olup dururken ah kalbim, ah kalbimin alâmeti Turan Koç (İtibar, 29) Keder neden yok […]
Tutuşmuş şafaktan yürekte fitil Ne kadar üflesem sönecek değil Ettim de bu rüsvay dünyaya kavil Kısırmış günleri nesli yoğ imiş Kendisi toprakta mintanı yerde Gördüm […]
sen güzel bir şeysin bu kara kitap da neyin nesi sağıma selam verdim aldı melek orda bir cennet varmış hadi gidek. Faik Ertuğrul (Barbar, 9) […]
ben büyük bir riskim bilmediği bir trene binerken kendi ayaklarına takılmamalı insan bazı geceler sabaha yavaş ilerliyor alnına dokunarak yürütebiliriz güneşi bir talihsizlik olarak başka […]
Yaşlı bilgelerden döndü kalemim kırılgan, nazenin, bitmeyesice derdim ben sana sefil içimi bağışlasam, Reyya dağına çıksam da bağırsam, yine de arz edemem halimi Mihca. gözlerini […]
Aydın: Aydın bir insan çeşididir. Ülkenin kara tarafında doğmuşları da vardır, deniz tarafında doğmuşları da vardır, ama akıl başa eriştikten sonra denize doğru meylettikleri söylenebilir. […]
Gözlerim seğiriyordu. Bulutlar hızlandı. Karardı, kızardı, beyazladı, şekiller değişti, köpürdüm. Havalandım. Kanım geri döndü.. Kaplan dişlerini etimden çıkardı. İri pençelerini göğsümden çekip toprağa bastı, kalbim […]
Daima kurmaca yazarlarının zihnini kemirip duran şu soru, kurmacanın tarihiyle yaşıttır herhalde: “Yazılması gereken her şey gerçekten de yazıldı mı?” Bu bir soru olduğu kadar, […]
Biz küçükken Bruce Lee bir efsaneydi bilen bilir: Bruce Lee, vücudunu öyle geliştirmiş, sertleştirmişti ki, bırakın bıçak, kılıç, mızrak, mınçıkayı (!), ona mermi bile işlemezdi. […]
Aykut Ertuğrul’un düzenlediği 100 Yüze İmza ve Söyleşi’nin bu sezonki son programına genç öykücüler Arda Arel ve Ertuğrul Emin Akgün konuk olacak. Post Öykü Genel […]
Ne zaman ve neden başladığını kimse hatırlamıyor. O kadar uzun zamandır sürüyor ki, artık kimse bu soruların cevaplarını merak da etmiyor zaten. Merak edilmeye değer […]
Entelektüelliğin 32 Farzı.. 1) Bütün sohbetlerinde ben 6 yaşından beri kitap okuyorum (lan) havası ver. 2) Muhatabın herhangi bir şeyden bahsettiğinde (gerek anlamlı gerek anlamsız) […]
Sevgili Kızım, Bir ölü bir evden ancak bir kez dışarı çıkar. Sen hiç bilmedin ama ben hangi eve varsam her gün oradan ölü çıktım. Sevgili […]
Kardeşim Kaddafi, su içince bir mebus / kalkar dokunulmazlık! Başın bunca kalabalıkken “şimdi sen de nereden çıktın?” dediğini duyar gibiyim. Ben Bekir oğlu, Emine’den olma, düşmek […]
göğsünde mektuplarımı saklayan sevgilimi bilmediniz siz bilmediniz ne zaman ona baksam elimi kestiğimi hep benim kanım döküldü, belli olmadan nerede yaşlandığım boşuna mı bitlendim hazmetmek […]
Babalarını erken yaşta kaybetmiş çocukların gövdeleri ancak bir boşluğa katkı yapar. Annelerini erken yaşta kaybetmiş çocukların gövdeleri ise artık o boşluğun ta kendisi olmuştur. Babamı […]
Türkiye’de edebiyat deyince akla gelmeyen tek isim belki de Doğan Hızlan’dır. Her gün birbirinden daha iyi olmayan metinler yazan, gitmediği açılış, gitmediği lokanta sergisi, gitmediği […]
Her karşılaştığımda, beni hırkasını kemiren deliye çeviren, yanarak yere düşmüş uçakların içinde “en arka koltukta oturuyorum” diye teselli veren, hiç karekökü alınmamış bir asal sayının […]
Müminler kardeştir İşte bu yüzden öldürürler birbirlerini İşte bu yüzden dağların başına resim olan keklikleri Bekleyip bir ağacın gölgesine yatarak Vururlar ve kan hiçbir şeydir […]
Babalarını erken yaşta kaybetmiş çocukların gövdeleri ancak bir boşluğa katkı yapar. Annelerini erken yaşta kaybetmiş çocukların gövdeleri ise boşluğun ta kendisi olmuştur. Babamı kaybettiğim gün, […]
Cebimde hiç param yoktu ve kurtuluşumun ancak otel satın alınca gerçekleşeceğine inanıyordum. Sizin için kurtulmak ne ifade eder bilmiyorum ama benim için kurtulmak; o günlerde […]
Ne zaman çocukluğum aklıma gelse çakıl taneleri gibi yan yana dizilmiş hatıralarımın el sürüldükçe beni titreten en koyu kısmını hatırlarım. Bütün ömrünü “servetim” dediği çocuklarına […]
Bir yıl önce başladım ben bu greve. Kendi çapımda, hasta bakmaktan vazgeçtim. Kime ne? Çok düşündüm yazmaya başlamadan önce. Nasıl anlatmalı, diye. Madde madde sıralamak […]
Korsan yürüyüşlerden biraz cesaret getir eve gelirken Ovalanmış kelimeler, Tarkovski’den bir sahne Geceyi bekle bir tutam yıldız tozu getir Yaşamak için bin bir bahane Ne […]
Sen varken bütün çiçekler kekeme ve harabe bütün şehirler sen varken kuşlara misafirliğe gidiyor ellerim nergis bile gönül koyuyor sulara. Sen varken karadan giderek uzaklaşıyorum […]