Bünyamin K:, Kırılır Korkuluk
İnsan otuz yaşadığında n’apar? Dili dişi ağrır; dindışı ağrır. Gençlik lekesi çıkmaya başlar ovuşturdukça bağrını… İnsan kırk yaşadığında n’apar? Karşı odada alıngan bir ceylan biblosu […]
İnsan otuz yaşadığında n’apar? Dili dişi ağrır; dindışı ağrır. Gençlik lekesi çıkmaya başlar ovuşturdukça bağrını… İnsan kırk yaşadığında n’apar? Karşı odada alıngan bir ceylan biblosu […]
her sabah okul yerine aşka giden bir çocuktun sen annen kırlangıçlar doldururdu beslenme çantana belki uykusundan hiç kalkamayan bir pazar sabahıydın sevgilim, yapışık ikizleriz biz […]
Anne ben geldim, üstüm başım Uzak yolların tozlarıyla perişan Çoktan paralandı ördüğün kazak Üzerinde yeşil nakışlar olan Anne ben geldim, yoruldum artık Her yolağzında kendime […]
Güneşle sevişmek bir hayal oldu ham sular yumadı yoz arzumuzu sözüm, parmağından sekip göğsüme değdiği zaman mı eritir buzu? Trenler ne kadar hızlanabilir süsleseler günlük […]
Bu şiir Arzu için. – karıma bendeki o tuhaf bilgi, o garip ruh hali gece gündüz duran ve durmakla mükellef olan eşya hangi sırrımızla zehirler […]
Anne ben bugün evleniyorum. Biliyorum Konuşacak çok şey var aramızda Aramızdaki sessiz harfler, üç noktalar, boş sayfalar Anne kelimeler anne kelimeler yakamdan tutmuş anla Gün […]
hep haziran gibi bir kere daha bir kere daha gölgemi öpüyorum bu altın yamaçlı kırmızı külahlı dağ bulutlarını da ben anamın mor nakışlı şalvarından istiyorum […]
Gecikmiş bir paydosun anonsu bu duyulan Hayır! Hiç kimse için istavroz çıkaramam! Ah şu Roma’yı yıkan bizdeki üstün akıl Ne çok azmettiriyor metruktaki güneşi. Sarsıyor, […]
Annem tuz almaya gönderdi beni O gün bugündür eve dönmedim sokakları çocuk adımlarıyla caddeleri suçlu telaşıyla geçtim zamana açılıyordu bütün pencerelerim anıya dönüşebilecek kelimelerle kurdum […]
efendim, haklılar: kapımı çalmayan komşular, selam vermeyen cemaat bir kızı olduğunu unutan annem, olmaz öyle şey demeyin; unutturduğum haklılar, öyle çirkin öyle çirkinim ki yüzüm […]
Ateşe bak demek geçiyor nedense şimdi sana içimden erik ağaçları gene aldandı ve kar düştü üstlerine ben bu bahar da yetişemedim soğuk tutmalıydı diplerini ateşe […]
Benim oralarda hiçbir işim yoktu Şeytana uydum, Aç ahtapotlar kaynaşırken dipte Kaypak kalabalıkta sürükleniyordum. İnce yüzünüzde üzgünce bir bakış Birden sizi gördüm, Açtı arı doruklarda […]
yüzme bilmeyen bir kaptana vuruldum utanma mevsiminden kalan gül kırıkları suç işliyor kalbim ayıplanan limanda mendile bağlanmış üç lokum bu sevincim sevincim bir ikindi lokumları […]
Seni seven aşık neylesin malı. biz batan güne sahip çıktığımızda ay, Bitlis’te sarı tütün ya da bir akarsu imgesi gibi yiğit ve bütün bir ağıttı […]
kuşlar uçuyor, Tanrım yaralılar var uzak değil deryadaki ayak izleri avcının ki barut gibi bir soğuk göğe takılı göğün tek avuntusu ceplerindekini boşaltmak ve sürmek […]
O kız orada dururken Ben nasıl bütün dikkatimle Roma’nın, yok Rusya’nın Ya da İspanya’nın Politikaları üzerinde durayım? Oysa gezmiş görmüş bir adam bu Ne söylediğini […]
geleceğin gürültülü zafer şenlikleri için, o soylu kuşak uğruna, yoksun kaldım atalarımın şölenindeki kadehimden, mutluluğumdan, onurumdan. omuzlarıma atılıyor şu kurt köpeği çağ, oysa benim kanım […]
Üç gündür temizim Henüz başlamadı nöbetim Hayat kolay geçecektir Ve bir sevda böyle bitemedi derken Züğürtlükle eleleydik Dostlarımız –ki onları severiz onlar da bizi sever […]
sorup duruyordum kendime kendim duruyordum çünkü soruluyordu verilebilecek tüm cevaplar hazırdım nasıl olursa olsun hazırdım bir bir anda soruluyordu duruyordum da ayakta ondan soluyordum yatakta […]
Uyumuyorduk artık, çünkü zemberekleri arasında yatıyorduk hüznün ve büküyorduk göstergeleri çomaklar gibi, ve fırlayıp kamçılıyorlardı zamanı kan çıkasıya, ve söylüyordun büyüyen alacakaranlığı, ve oniki kez […]
kız dedim uçurumum ol gel kalbimi kuşlara ufala eski su, derin kin, içli ırmaklı suskun kız kız gel senin hiçin olayım fes ve horoz kırmızısı […]
“nereye gidiyor kahrımız böyle çarçabuk, bize bir kez bile “az iç, ölmeye mi niyetlisin?” demeden kaldı ki ceplerimiz kıyasıya dolu iddia kuponları ve yanmayan çakmaklarla […]
Çölün tek gölgesi çöldü. gökyüzü bulamıyordu kendini gökte –tümden kara oyuk tümden gökyüzü– yoktu gözünü aradığı yerde bir körün aşağılarda annem uyuyordu yukarılarda gözyuvarları büyüdüm […]
bulvarda bir zambak uyanıyor usulca küsüyor bir yaprak dalına ağzının yarısı tütüne kesmiş bir işçinin adımları kardeşimin gülkurusuna boyadığı kundura sevdiğimin ağlatan mektupları ve adı […]
ta başından biliyordum desem yalan mahkumdu saçlarının karasına beslediğim hakikat nasıl da yakışmıştı bahtımın karasına gardiyanlık nagihan bi isyan patlak verdi bir gece yalnızdım yine, […]
Kendine düşen kedileri diri diri gömerler; alarm çalarım sesimden uzak. Saatler, yüzünü döner hayatın; köşede cinayetler… Dilimde bedeniniz, yalnızlıkların bekareti bozuk; peşin peşin yakamam ışıkları, […]
Ömrüm şimdi ilk kez gittiğim bir şehrin Kamil Koç bekleme salonunun televizyonundan Otobüs geldiğinde yarım kalacağını bile bile izlediğim bir film. Nasıl da dışardan bakıyorum […]
Ya kurtulmasaydık diyordum tufandan Ya çağırmasaydı bizi Bir dağ gibi içine gömülseydik Sulardan aşkı doğurabilseydi analar Anlardık o zaman Havanda demir döven adamları Anlardık Davud’un […]
Ne zor yazarak anlatmaya çalışmak sustuklarını. Demek takvim yapraklarıyla saçlarını keseceklermiş. Bir gün, ateşin onları iyileştirdiğini unutarak ellerini de yakacaklar. İyi ki unutacaklar, en iyi […]
Bir sınıfta tam kırk çocuk dizili; Bir kara tahta, üstünde bir üçgen; Bir koca daire, sağır, çekingen; Merkezi güm güm eder davul gibi. Dilsiz, vatansız […]
Ayaklarıma bağlanmış tenekelerden tanıyorum kendimi, Yüzüme geçirilmiş bin bir renkli çuval, İzlediğim şu an ekranından evrenin tam da benim. Adıma yaşanmışlıklar giydirmişler, Her biri görseniz […]
Kadınsın sen Göğsünde fundalık çiçekleri Alnında, yeni açmış çiçeklerden bir sis. Rüzgardan bir ata binmiş de uçuyorsun unutulmuş ülkeme doğru bir başkasının boynuna dolanmış kolun […]
Birkaç dakika daha çal ömrümden hayat bir uzun ip gibi dolansın boynuma rüyama uzanan el kırılır bir gün tabutuma değdiği yerden kaf dağından kalkan duman […]
Biliyorum daha önce Talip’te de söylemiştim bunları Çünkü bir tekrardan ibaret benim hayatım ya da bir talipten ibaret hiç gelmeyen geldiğini zanneden, yahut gelmiş gibi […]
Amerikalı şair. Yüzyıldan önce yaşamış dünyada. Nerede olduğu bilinmiyor. Ben halkım, kalabalıklar, yığınlar, ayaktakımı. Bilir misin, dünyanın bütün büyük işlerini benim yaptığımı? İşçiyim ben, […]
Aklınız durgundur. Oturup “hayat güzeldir” diye yazmak gelir içinizden. Gerçekleşmesini diledikleriniz için “Allah büyüktür.” Belki “geçecek, her şey geçecek” diye yazmak, Şiir yazmak, Bir arkadaşınıza […]
-Ergin Günçe’ye- hep kaybedersem elimden bir şey gelmezse fazla kafir fazla kızlara göz dikip hep fazla ve memurlardan fazla kopuk asgari ücrete burun kıvıranlara yumruğumu […]
Bizim değil gölgelerindir dünya. Sarı bir sabıra bakar insan bazen Sarı bir sabır ne kadar insansa İnsan bazen zeytinlere gider Atları doyurur, perdeyi eller Bazen […]
nereden uçuruyorum sebepsiz bakıncaları kalıcağını biliyorum saçlarımda fütürsuz rüzgarlar söz dinlemiyor mu onca yakıştırmalarım sancısız aktarılan bir günün yok mu sabahı cevap veriyorum içimin pusatlarına […]
Bunlar, ölüm korkusundan beslenen, büyüyen dirim Yaraları; birleşemez sıkıntıyla, iğrenç sövgülerle, Mutlu, güvenli bir varlık, görünüşe bakılırsa. Ölüm kapısında pusuya yatmak içindir bunlar. Bundan gelir […]