Ahmet Telli, Bu Kent Öldürüldü Diyorlar
Bu kent öldürüldü diyorlar Kurşuna dizildi bir gece yarısı Hayaletler geziniyormuş şimdi Sokak aralarında ve caddelerde Baykuş tüneği olmuş alanlar Ve yarasalar uçuşuyormuş… Silah ve […]
Bu kent öldürüldü diyorlar Kurşuna dizildi bir gece yarısı Hayaletler geziniyormuş şimdi Sokak aralarında ve caddelerde Baykuş tüneği olmuş alanlar Ve yarasalar uçuşuyormuş… Silah ve […]
Göz değil bunlar kesinlikle değil irin gibi bir nefret akıyor sadece Dudaklar yok burun yok alın yok yüzü yok bu mumyalanmış yüzün Ölümün rengi gri […]
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık […]
Titrek bir damladır aksi sevincin Yüzünün sararmış yapraklarında Ne zaman kederden taşarsa için Şarkılar taşırsın dudaklarında. İşlerken hülyama sesten örgüler Bir çini vazodan dökülen güller […]
1. Ey özünün sırlarına akıl ermeyen; Suçumuza, duamıza önem vermeyen; Günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık; Umudumu rahmetine bağlamışım ben. 4. Rahmetin var, günah işlemekten korkmam; […]
141. İnsan çeker çeker de sonra hür olur; İnci sedef zindanlarda yuğrulur. Paran pulun yoksa bugün, sağlık olsun: Bugün boş duran kadeh yarın doludur. 142. […]
Ağaçların daha bu bahçelerde Bütün yemişleri dalda sarkıyor Umutların mola verdiği yerde Geceler bir nehir gibi akıyor. Baksan bir uzaklık var hangi yana Hangi eşyaya […]
Ahmet Haşim’in harika bir şiiri. Piyale’den. Sene 1926! Annemle karanlık geceler ba’zı çıkardık; Boşlukta denizler gibi yokluk ve karanlık Sessiz uzatır tâ ebediyetlere kollar… […]
Düşünürken buldum kayayı. Otlarla konuşmaktan geliyordum. Ölü bir yaprak, adını unutmuş bir sokak, sav dolu bir tümce, suçlu bir ırmak, bir de partal bir kuş […]
Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümayan, Güller gibi… sonsuz, iri güller Güller ki kamıştan daha nalan; Gün doğdu yazık arkalarında! Altın kulelerden yine […]
Ne içindeyim zamanın, Ne de büsbütün dışında; Yekpare, geniş bir anın Parçalanmaz akışında. Bir garip rüya rengiyle Uyuşmuş gibi her şekil, Rüzgarda uçan tüy bile […]
Benim günlerim Soğanağa’da geçti Bir pencere, avuç kadar bir gök Sevim Matilda Hayrünnisa Eleni Her Allahın günü daha bir sevmek Daha bir cumhuriyeti, İlya […]
Siz ne güzeldiniz benimle bilemezsiniz A harfinden bir çarşı güneşi yüzünüzde Hèlene uyruklu bir rüzgârdınız her şiirde Benimdi, Ronsard’ın bir ülkesiydi yeriniz. Şimdi kim bilir […]
Uyandırdım Hudson’u, tıfıl bir su gibi Mırıldanıp duran olduğu yerde Ben ki okudum suları okumadıklarıma geçtim hızla Okyanus’ta sallandım durdum ölümle bir gece Bilmediğimiz sokaklara […]
Bir buğday büyüyorsa şimdi Türkiye’de Yeminle aşkla büyüyor. Yeminle lavanta çiçekleri, haşhaşlar, kekikler aşkla büyüyor. Koyunlar, keçiler, sığırlar Mısır, pirinç, yulaf Aşkla büyüyor dünyada. […]
I Benim yüzüm bir bayram telâşıdır Küller ve biraz da deniz artıklarıyla Ben ki çocuklarla büyüdüm ve (Bu yüzden uzundur ya biraz kollarım) Bir denizde […]
Ölüm daha kolaydır sevmekten, der ya Aragon Anla ki ölüme benzer sevmek. Sözcükler ki alevdir Ve karadır şairlerin hayatı Hem nice şiirlerde nice aşklarda Tarar […]
Yavaş sessiz senin buyruğunda toplanır altın yavaş sessiz Yavaş sessiz senin buyruğunda dağılır buğday yavaş sessiz Yavaş sessiz senin buyruğunda bölünür halkın ekmeği. Seninle hızla […]
yeryüzü kırlarında böyle yürekleri taşıtlardan yana çarpan yaramaz adamlardı sürücüler bakarlardı dikiz bir bencillikten boyuna yalnızdık aradan bunca dağ geçti. patikalar boyu iz sürüp taşradan […]
kendini bildi bileli yalnız konumuyla ilgili yalnızlığında gerçekten yalnız olduğunu sanarak çıldıran korkunç kalabalık bir adamdı dünya süreli nöbetlerle köpükten giysiler biçip ağızlara çarpmalarla geliyordu […]
Ayrılık kolay mıdır acaba? bir yerlerde karşılaştık seninle, bilmiyorum, hatırlamak; içimde rahatsız onca düşünce çağın plastik çiçeklerine hevesleniyor sokağın başındaki kızlar, ürkek, bilekleri titriyor camdaki […]
I bu tuvalde akşam bir kurdeladır gök çözük sevgili saçlarıyla anlatıldığından ayrıca ırmak yataklarına yer verilmemiş ressam diyor ki su düşlemek için vardır –aya gelince […]
uzun bir nehirdir satranç kıvrak ve uzatarak boynunu nice güneş batışını yerinde görmüş boynunu oysa veba tarihçileri bilmemişlerdir her karenin bir karşı veba girişimi olduğunu […]
Bulut yok, Rüzgâr yok. Havuzun başındayım, Balıkların sudaki izleri, Aydınlık, ben, çiçek, su. Yaşamın temiz buğday başağı. Annem reyhan topluyor. Peynir, reyhan, ekmek, bulutsuz gökyüzü, […]
Bir gülücük düştü çimene telafisi olanaksız! Ama nasıl yitirecek kendilerini Gece dansların. Matematikte mi? O ne saf zıplayışlar öyle, o ne kıvrılışlar Elbette sonsuza değin. […]
Ama enine olmayı tercih ederdim. Ben kökünü toprağa batırmış bir ağaç değilim Taşları ve o ana sevgisini emen Bu yüzden büyüyemiyorum parlak yapraklara her nisan, […]
Gitmekle kalmak arasında kıpırdamayan gün, katı bir saydamlık kalıbı. Hepsi görünüyor ve hiçbiri anlaşılamıyor, ufuk dokunulamayacak bir yakınlık. Masada kağıtlar, bir kitap, bir vazo: nesneler […]
Aşkına müteşekkirim O benim son mucizem Mucizeler çağı geçtikten sonra Teşekkürler aşkına.. O bana öğretti okumayı, yazmayı O donattı beni sözlerin en güzeliyle Aşkın bir […]
1 Boya kutusunu önüme koyuyor oğlum Bir kuş çizmemi istiyor benden Kül rengine batırıyorum fırçayı Bir dörtgen çiziyorum, üstüne bir kilit ve çubuklar Oğlum, gözleri […]
Arif Çağlar için 1. Atlasları getirin! Tarih atlaslarını! En geniş zamanlı bir şiir yazacağız 2. Harbi karşılık verecek ama herkes Göğünde kuş uçurtmayan şu üç […]
Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında Bir teneffüs daha yaşasaydı, Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür Devlet dersinde öldürülmüştür. Devletin ve tabiatın ortak ve […]
Belki ona gideriz yarın, Belleksiz sevgiliye, Poplin elli korkak çocuğa, Duyarlığı, unutkanlığının kanı anaya- Ona belki gideriz yarın, Gören gözlü kör güzele, Çılgın gülüşlü bebeğe, […]
onun bedeni bir tımarhane içinde çok işçi, deli ve çalışkan! onun bedeni bir kule. içinde çok basamak, karanlık ve nemli. güdürerek çıkarır merdivenlerden, ağlatarak indirir […]
emel’e “ben babamın yuvarladığı çığın altında kaldım.” çolak mırıltılarla dövmelenen çocuk her gün her gece eğer adasında,gözü ağzı elinden alınmış, yosunlar sarmış bedenini çığlıklarken bunu […]
yontusal bir dinginlikle sıralarım sözcüklerimi vasat bir yere bu duyumlanmaz imgeleme – taşkınlıktan ırak mı ırak ah! ya benim ele geçirilemez coşkularım varolamamış henüz biçimleyemediğim […]
1985. zaman da aynı karanlık aynı yarasaydı, Manolya delirmezden önce. Büyükannemizin kocaman bakla bir evi, Uzun pencereleri vardı, sedirinde ölü doğmuş fareler pembeliği. Okurduk leziz […]
Kimdi o kedi, zamanın eşyayı örseleyen korkusunda eğerek kuşları yemlerine, bana ve suçlarıma dolanan? Gök kaçınca üzerimizden ve yıldız dengi çözüldüğünde neydi yaklaşan yanan yatağından […]
günlerden bir özge gün müdür yaprak dökümü müdür gizemli neylerin dağlar leyla albenisiyle mi donanmıştır bulutların doluktuğu bunlar sözcük müdür yoksa tuz ırmağı mı Roma’ya […]
I Mutluyum,çünkü galip gelmedim Cana ferahlık veren o gizemli sarnıçtan Arklar açmalıyım bahçesine kalbimin. Mutluyum, çünkü galip gelseydim Madalyam olacaktı,yüreği kangren yapan Ve bir gururum, […]
kış olur kimse bakmaz, soğuk suyun yüzüne hep bu kaderi yaşıyor sanki sanayi siteleri uzaktır, her insana oralar ürkeklik zırhını kuşanmış çıraklar çıkarlar ekmeğin tam […]