Edip Cansever, İçinden Doğru Sevdim Seni
İçinden doğru sevdim seni Bakışlarından doğru sevdim de Ağzındaki ıslaklığın buğusundan Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de Beni sevdiğin gibi sevdim seni Kar bırakılmış karanlığından. […]
İçinden doğru sevdim seni Bakışlarından doğru sevdim de Ağzındaki ıslaklığın buğusundan Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de Beni sevdiğin gibi sevdim seni Kar bırakılmış karanlığından. […]
Soruyordun İlkyaz işte Uyanıp bir bahçeyi dinliyoruz Tenhalık böyle Dallar mı kırılmış, sarmaşıklar mı toz içinde Beklesem hemen gelecek olduğun Tam öyle olduğun Oysa hep […]
Usul usul konuşuyorlar aralarında Denize bakıyorlar bazen – çatalını gezdiriyor biri tabağında – Gölgesi bir kuş ölüsü Karşıda yeni budanmış ağacın – Olsa, başlangıçlar sona […]
Seni günlere böldüm, seni aylara Daha yıllara, yüzyıllara böleceğim Ve her zaman söyleyeceğim ki beni anla Böyle eskitilmiş de olsa bu kalbi Minesi çatlamış bir […]
Bir taht inşa etmiş kendine Ölüm Uzak batıda yalnız bir şehirde, İyi ve kötü ile en iyi ve en kötünün Sonsuz dinlenmeye çekildiği. Benzemez bizim […]
“Sen yaratılışın ilk günü yaratılan ilk kadınsın. ” Aşk, karanlıklar içerisinde Uykusuz beklemekten ibarettir Gündüz lakırdıları en az güneş kadar Karartır ve kirletir onu İlerleyen […]
buyruk olunacak bir baş sahibi olamadan asabiyet her atoma sinmiş silinmişlik hissinin tezahürü tedirgin bir tecavüz mağduru kalbi kananan ölü bir böcek gibi emeklemekten ileriye […]
Ben sana yürüyordum Koşar adım Herkes aksi yönde kaçarken Görebilseydim perdenin arasından saçlarını Duracaktı yağmur Durmadı. Toprak koktu yine ellerin Sahi ne renkti yokluğun Nasıl […]
Arada sırada ve uzaklarda, kendi mezarında bir banyo yapmak gerek. Şüphesiz, her şey çok iyi, her şey çok kötü, şüphesiz. Yolcular gelip geçiyor, büyüyor çocuklar […]
Kış gelmekte. Sessizliğe ve sarıya bürünmüş yavaş yapraklarla devredildi bana o muhteşem yazdırım. Kardan bir kitabım, geniş bir el, bir kır, bekleyen bir çemberim ben, […]
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim Şöyle diyebilirim: “Gece yıldızlardaydı Ve yıldızlar, maviydi, uzaklarda üşürler” Gökte gece yelinin söylediği türküler Bu gece en hüzünlü şiirleri […]
Soruyorsunuz: Ve nerede leylaklar? Ve gelinciklerle örtünmüş metafizik? Ve onun sözlerinde çok sık gümbürdeyen ve boşluklarla ve kuşlarla dolduran yağmur? Bana olan biten her şeyi […]
nerelerdeydin diye sorarsan “hep eskisi gibi”, diyeceğim. toprağı örten taşlardan söz edeceğim, sürdükçe kendini harcayan ırmaktan; ben yalnız kuşların yitirdiklerini bilirim, gerilerde kalan denizi bilirim, […]
değil yalnız deniz, değil yalnız kıyı, köpük, güçleri boyu nağme nedir bilmeyen kuşlar, değil yalnız şurada buradaki kocaman gözler, değil yalnız yaslı gece ve gezegenleri, […]
Yüzü yere düşmüşler artık yenilmez. Ağaçların dallarında niçin kalır güz yapraklar düşene dek? Ve nerede asar o kendi sarı pantolonlarını? Doğru mudur güzün beklemekte olduğu […]
Şairler size ben hep kandan karanfillerden söz ettimse bağışlayın -ama ölenler vardı, usulca gün ışırken ve rüzgarda sallanıyordu durmaksızın karla ağırlaşmış bir selvi dalı Kardeşler […]
İşte orada Mescid-i Aksa Orada inceden inceye bir ağrı Süleyman mülküne gözyaşı düştü Nasıl da kalbinde fırtınalar kopmuştu Belkıs’ın Nasıl da düşmüştü yola ilk mektup […]
Aslında çok büyük değildi görebildiğim kadarıyla gökyüzü. Senin gözlerine baktıktan sonra. Ruhum eksik ve bir yanım kireç bağlamış. Kafamda dolan şarjörler fikirlerimi patlatıyor. Ellerimde havai […]
cins donmamış olan beni taşıyamaz o halde bu ırmak beni taşıyamaz gözüm pek bir yabanın ardılı pek bir yabancının dikeni gözüm benim ya da yolun […]
bir mızıkam olaydı zafer şarkıları çalaydım bir kulunç gibi gireydi saçlarıma gece saçlarım en çok geceleri ağarır çünkü saçlarım saçlarım her sonbahar biraz solgun biraz […]
Işık hızını da vururlar, ayak uçlarımın soğuk yankısı düşer sokaklarına şarampole gark olmuş cümledir zaman, bir diktatör cesedi kadar masum bildiğin gibi değil, [beni kanıksa, […]
Kıymetli Yürek Yakanım… “Sen geldin ve benim deli köşemde durdun Bulutlar geldi ve üstünde durdu Merhametin ta kendisiydi gözlerin Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu […]
Gözlerim yaşa bir türlü doymuyor. Satır satır beyan ediyorum, ülke ekonomisi ile ters orantılı seyreden matematikten bağımsız anılarımı. Sanat müziği literatürüne kendimce kazandırdığıma inandığım bu […]
Unutmak; ikna etmek dünyayı dönmekten yorulduğuna. Akrebini öldürdüğüm yelkovan kadar yalnızsan, içliysen bir nardan daha fazla Tedirgin parmaklarımdan kıpkızıl mutsuzluğuna Gereği neyse en fiyakalı […]
Dedim ki: Lütfet Diz kapaklarıma dokun Okyanusları yeniden keşfedeyim. doğmuş bulunmakla hüzne bulaştım insanlar, evet onlar ki hep tanış oldukların beni ne kadar da anlamamışlar […]
kapalı havalarda kapatılsın sokaklar umutsuz insan istilasına. sonra yasak edilsin gökyüzü, sığınağını sapa yerde bırakmış serçelere. ve bütün pencere kenarlarından toplatılsın çiçek vazoları; birazdan düşecek […]
“Vasiyetimdir: En güçlülerinden seçilsin Beni taşıyacak olanlar. Ahtım olsun, Yükleri ağırlaşsın diye iyice, Tabutumun içinde tepineceğim.” Didem Madak Çocuğun uykusu ağır düşleri ıslak saçlarından […]
göz ucuyla yüzdüm dünyanın derisini ömrüm kısaladursun bir başka kıtaya, kutbuna yıldızların kırlangıçların süzüldüğüdür yaşamak dediğin, yerde. sıtmaya tutulmuş siyah, bu matem, bu mavi… bir […]
nasıl yazılıyordu güzelce zulüm, gündüz gözü saydam karanlık travmalar ve bürokrasiden teneşire doğru seyreden tramvaylar yolcusuyum. beni esirge yine bir gece vakti krizantem çiçeklerinden, hiçbir […]
Matematiği kılıçtan geçirdim ve sosyal bilgileri meteliğim olsa, tek kurşunla gözünün akından mıhlayacaktım kim yazmışsa silsin geri şu acıklı şarkıyı dedim garsona assolist salya […]
Zeki Demirkubuz’un bir filmini izlerken acıktığımı fark ediyorum. Usulca mutfağa yönelip en basit yoldan bir makarna yapmak istiyorum. Soyut olmayan tenceremizin içine son derece […]
Anne karnından şartlı tahliye ile ayrıldığının bilincinde olan ben, seküler hayatın tüm aşırılıklarına lanet ediyorum; çünkü, yaşadığımız yüzyılın getirdiği bereketsizliğe bakarsak yaşatmaya gönül vermeyen öldürmeye […]
Karaborsalarda topladım eteğinden düşen taşları Rükûda yıllarca, ”Amma da yaptın ha” deme, Eyer de taktılar semer de gözlüksüz idare edersin dediler. Ceddime neler okudular […]
BİR melek doğruluyor kadının gözlerinden. Sizin gayet tabii bildiğiniz bir türkü ve birçok türkü dolanıyor suyun kenarına,pırıl pırıl… Defterlerin en kıvrılmaya alışık kenarlarına ve de […]
sana bir tablo sözüm var allı-morlu kız sana çaput ağacı dilek bezleri sana monet ve mukaddime kırlı bayırlar sonra çilek ekmeği kimsesiz kahvaltılar sana dümdüz […]
İlk tövbeden hemen sonra öp beni… Bu acı bir güzellik, kaprisine bulanmış yüzü gözü şiş kutsal kalabalık, elinde olmadan seviyorsun beni, Elinden kayıp giden bir […]
Pop dinliyorsun, Beni müsait bir yere kus ! li-bi-do ve ay kırıkları, sahilin g’öbeğine dolan. Çalka’lan Ne çıkarsa ringa kokusu. Ne duyarsan o hengamede, Liseyiilkastığıngününyanaktaşişenettortusu.. […]
Nerden bakarsan elinde kalıyorum.. Öyleyse bırakma / sarıl.. Bahar geçti de / ben yaprağa nasıl söylerim, ağlarken düştüğümüzü.. Madem öyle, saati ayrılığa kur, çalmadan gitmiş […]
Bir ozan seviyor sizi dişi bir meşe olmak hakkı tanıyor size yüz tapınaklı bir ırmak gezgin bir kuyrukluyıldız bir ozan seviyor sizi alıştırmak için sizi […]
“Hiç dostun kalmayınca, sarsılmış bir ömrün basamaklarından, görüşüme gel ne olur.” Ahmet Kaya* Annemin cebimde bulduğu intihar mektuplarına diyecek söz bulamıyorum artık. Uzun iç çekişlerinin […]