Şeref Bilsel, Morduman
Bir gülün gölgesi düşmüş yüzüne Kötü gülün, zalim gülün, dar gülün Gel otur biraz yaşlanınca kalkarsın Yüzün biraz, sesin biraz, kal biraz Annenin elleriyle aynaları […]
Bir gülün gölgesi düşmüş yüzüne Kötü gülün, zalim gülün, dar gülün Gel otur biraz yaşlanınca kalkarsın Yüzün biraz, sesin biraz, kal biraz Annenin elleriyle aynaları […]
Beş Ses İçin Metin “Bağlaç” olmakla kalacağını sanan dosta bir tüy, bir telek bir dal- gınku- şun ar- dında bırakı- verdiği havadan o- luşmuşgi- biyumu- […]
Ejderhanın yıktığı, yaktığı bir şehir. Cadde boyu evler bir var, bir yok.Var olan da yok gibi; bir köşesine, bir balkonuna, bir çatısına ejderhanın yıkıcı, yakıcı […]
tarihe kastım var tırnak içinde geçmek gibi hünerim kalmadı yaşlıca bir maydanoz demetinin sapından ayıklanıyorum kimse nereye gideceğim konusunda kafa yormuyor zamanın tekerliğinden conta çalsam […]
kesikli bir şiir olucak bu çünkü nedensiz olur sevmek, burdan geçen patika yada beni ismimle çağır diye başlayan günah içindeki kelimelere dikkat et diyen tabela […]
bir mavi kuş var yüreğimde çıkmaya can atan ama ben ondan güçlüyüm, kal, diyorum ona, kimsenin seni görmesine izin veremem.bir mavi kuş var yüreğimde çıkmaya […]
En iyilerimizin sonu genellikle kendi ellerinden olur sırf uzaklaşmak için, ve geride kalanlar birinin onlardan uzaklaşmayı neden isteyebileceğini bir türlü tam olarak anlayamazlar. […]
tibet’e git deveye bin incili oku ayakkabılarını maviye boya sakal bırak kağıttan bir kanoyla dolaş dünyayı the saturday evening post’a abone ol çiğnerken sadece sol […]
Sanki bin yaşındayım, o kadar hatıram var. Gözleri bilançolar, manzumeler, ilamlar, Romanslar, sevgi talan mektuplar, makbuzlara Sarılı gür saçlara dolu bir büyük masa, Saklamaz daha […]
Agathe, uçtuğu var mı ruhunun arasıra, Büyülü, mavi, derin ve ışıl ışıl yanan Bambaşka denizlere, bambaşka semalara, Şu kahrolası şehrin simsiyah havasından? Agathe, uçtuğu […]
Ölüm, avutan da -ne çare ki- yaşatan da; Hayatın sonu; yine de tek ümit, tek güven; Bizi bir iksir gibi kavrayan, sarhoş eden; Karda kışta, […]
Ey dalga dalga omza kadar uzanan yele! Ey bukleler! İhmalle yüklü güzel kokular! Bu akşam loş odamı bu saçlarda uyuyan Hatıralarla -Ne haz! Ne gayş!-doldurmak […]
Derdim: yeter, sakin ol, dinlen biraz artık; Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam, Siyah örtülere sardı şehri karanlık; Kimine huzur iner gökten, kimine gam. Bırak, […]
Ölümcül sessizliğin en yüksek sesi Karanlığa ve diri serinliğe gömülü alandaki bahçe. Gecenin karanlığında devliğini yitiriyor yüzlerinin arasından ışıklar sızan evler. Geçmiş göklerin derinliğinde, yıldızlar […]
süslenip bir yangına gideriz seninle rüyanın gümüş kapısına… akşamın kadehi kırılır dizlerimizde evler, ağzında bir parça tabutla gelir ve başlar sıkıntı mermerde. süslenip bir yangına […]
Bir insan boyu yukardan geçiyorum toprağı, Dünyanın ışığı arkamda kalıyor hep: Yanlışlar ve doğrularla boyanmış dünyanın. Şeylerin titreyen örtüsü üzerinde Dayanmak ve durmak bilmeyen ‘Düşünce’yim […]
Gelecek ölüm – gözleri gözlerin olacak sabahtan akşama dek, gözünü kırpmadan, sağırcasına, eski bir vicdan acısı gibi saçma bir alışkanlık gibi ardımızdan kovalayan bu ölüm […]
Beliriyorsun… Yaşam ortada Yağmur kokusu ortada Seni yaratıyor yağmur Kapımı çalıyorsun Ağaç Kent yelken açtığın deniz Adımlarınla başlıyor gece Uzaklarda beliriyor yürek Alnına uzanıyor Bir […]
Posta arabalarından söz et bana Kan var bütün kelimelerin altında Ezop’un şu lanetli dilinden söz et Kan var bütün kelimelerin altında Umulmadık bir gün olabilir […]
önce en yakınların delikler açtı gövdende sonra o her odanın her köşesinde bekleyen gecenin hinoğluhin örümceği yumuldu doğan, günün bu kızıl kapılarına ve o parlak […]
Ey Zaman! Ey Zamanın İçindekiler… * “Üzüm yaratılmadan önce biz sarhoştuk” diyen adamlar vardı. “Her arayan bulamaz ama bulanlar ancak arayanlardır” diyen canlar vardı. “Olanlar […]
Beşikler vermişim Nuh’a Salıncaklar, hamaklar Havva Anan dünkü çocuk sayılır Anadoluyum ben Tanıyor musun?Utanırım Utanırım fukaralıktan Ele, güne karşı çıplak… Üşür fidelerim Harmanım kesat. Kardeşliğin, […]
fazla kelime ve fazla fazla hüzün var buralarda pijamalarımız üstümüzde pijamalar. diyorum ki sevgili emniyet kemeri sen bizi tutarken biz sana niye sürekli bi pislikmiş […]
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç Ağaçlar bükmesinler n’olursun boyunlarını Neden akşam oluyorum tren kalkınca Kırlangıçlar birdenbire çekip gidince Mendiller sallanınca neden tıkanıyorum Öyle çok acımasız […]
Gelin gülle başlayalım atalara uyarak Baharı koklayarak girelim kelimeler ülkesine Bir anda yükselen bir bülbül sesi -Erken erken karlar ortasında Güneş dönmüş ışık saçan bir […]
Bilin: Halkın ekmeğidir adalet. bakarsınız bol olur bu ekmek, bakarsınız kıt, bakarsınız doyum olmaz tadına, bakarsınız berbat. Azaldı mı ekmek,başlar açlık, bozuldu mu tadı, başlar […]
Hey ahali! Görürdünüz ya beni Yerleri ovup silerken hani Bu rezil kasabada Güneyde Bu köhnemiş cenabet otelde Bakardınız aval aval ve bir teklik atardınız Havanız […]
Bir anahtar verdindi bana Kabaran yüreğimi bilerek. Kullanıp durdum onu gönlümce, Aşkıma kenar süsü diyerek; Aşındırdım dişlerini zamanla. Geriye ben kaldım işte. Yalan olur sevmedim […]
Çizmeleri su alan general , de bana: Kimden gelir bu buyruklar? Laf aramızda: Bugün öğle yemeği yedin mi? Kafanda planlar var mı? Miden boş sadece? […]
Elimde ateşten bir balta Taştan kalplerine vuruyorum Ellerim çok acıyor Efendim Ama asla ağlamıyorum Ki sönmesin baltam Hani, İbrahim gibiyim Parlak ciltli dağlar Yeni bir […]
Sana söyleyecek büyük yalanlarım yok Ey sütten kesilmiş hayat, yüzüme bak! Ya içimde uyuyan aslanı bana doğrult Ya da kendiliğinden olanı bana bırak. Kıskacında yeminler […]
İyi tüfeklerden çıkan İyi kurşunlarla vuracağız seni Sonra da gömeceğiz İyi bir kürekle İyi bir toprağa. Seni kimse satın alamaz, Eve düşen yıldırım da Satın […]
Ne giydiğini yaz bana! Sıcak tutuyor mu? Nasıl uyuduğunu yaz bana! Yatağın yumuşak mı? Nasıl göründüğünü yaz bana! Hep aynı mısın? Neyi özlediğini yaz bana! […]
Ekmeğimi kazandım ve tükettim sizler gibi. Bir doktorum ben, doğrusu: bir doktordum. Saçlarımın renginden mi şeklinden mi burnumun Bir gün evsiz barksız ve aşsız kodular […]
Roller: Elif: Elif Nuray Zeynep: Zeynep Arkan Hırsız: hırsız. Beni kim uydurduysa göze alıyorum yurdumu. Bir kere “ol” denilen rüzgâr iki kere kapıyı çalıp kaçan […]
Ben Bestami, ismimin ortancası, Hastalıklılar korosunun astımlı neyzeni, neye döndüğünü bilememiş Mevlevi. Ben Bestami ismimin ortancası, Çöldeki su değil ama; çölü çölü çöl yapan kumlardan […]
Bir devrimci başkasına atılan tokadı kendi yüzünde hissedendir. Bir çiçeği öldürebilirsiniz ama baharı öldüremezsiniz. Devrimcinin görevi devrim yapmaktır. Gerçekçi olalım, imkansızı isteyelim. Devrimden başka bir […]
Kötülüğe inan, kötüye değil; bardağa inan, asla liköre değil; cesede inan, insana değil ve yalnız kendine, yalnız kendine, yalnız kendine. Çoğuna inan, içinden birine […]
Kimse gelmedi bugün bana sorular sormaya; kimse bir şey istemedi benden bu ikindi. Bir tek mezarlık çiçeği görmedim bütün o neşeli fener alayında. Affet beni, […]
Beliriyorsun Yaşam ortada Yağmur kokusu ortada Seni yaratıyor yağmur Kapımı çalıyorsun Ağaç Kent yelken açtığın deniz Adımlarınla başlıyor gece Uzaklarda beliriyor yürek Alnına uzanıyor Bir […]