İlhan Berk, Düşünürken Buldum Kayayı
Düşünürken buldum kayayı. Otlarla konuşmaktan geliyordum. Ölü bir yaprak, adını unutmuş bir sokak, sav dolu bir tümce, suçlu bir ırmak, bir de partal bir kuş […]
Düşünürken buldum kayayı. Otlarla konuşmaktan geliyordum. Ölü bir yaprak, adını unutmuş bir sokak, sav dolu bir tümce, suçlu bir ırmak, bir de partal bir kuş […]
BİRİNCİ BÖLÜM İHSAN Mümtaz, ağabeyi dediği amcasının oğlu İhsan’ın hastalandığından beri doğru dürüst sokağa çıkmamıştı. Doktor çağırmak, eczaneye reçete götürüp ilaç getirmek, komşunun evinden telefon […]
Beni anlamalısın. Çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum. Bu kalbin, birini sevmeğe ihtiyacı vardı. Ve sen bunu […]
Benim günlerim Soğanağa’da geçti Bir pencere, avuç kadar bir gök Sevim Matilda Hayrünnisa Eleni Her Allahın günü daha bir sevmek Daha bir cumhuriyeti, İlya […]
Siz ne güzeldiniz benimle bilemezsiniz A harfinden bir çarşı güneşi yüzünüzde Hèlene uyruklu bir rüzgârdınız her şiirde Benimdi, Ronsard’ın bir ülkesiydi yeriniz. Şimdi kim bilir […]
Uyandırdım Hudson’u, tıfıl bir su gibi Mırıldanıp duran olduğu yerde Ben ki okudum suları okumadıklarıma geçtim hızla Okyanus’ta sallandım durdum ölümle bir gece Bilmediğimiz sokaklara […]
Bir buğday büyüyorsa şimdi Türkiye’de Yeminle aşkla büyüyor. Yeminle lavanta çiçekleri, haşhaşlar, kekikler aşkla büyüyor. Koyunlar, keçiler, sığırlar Mısır, pirinç, yulaf Aşkla büyüyor dünyada. […]
Nihayet on dört on beş yaşıma geldiğimde siyasetten bahsedildiği sıralarda Yahudi kelimesini duymaya başladım. Bu sözler ben de az da olsa bir itiraz etme duygusu […]
Babasının dedesi 93 Harbi’nde Kafkasya’dan gelip Oltu’ya yerleşir [Erzurum vilayetinin kuzey ciheti matuf harp zamanında Kafkas halklarından yoğun olarak hicret almıştır]. Çok küçük yaşlarda babasının […]
‘İntiharlar her akşam ıslak – yapışkan saçlarıyla girip odama paniğimden pay toplarlar.’ İlhami Çiçek (1954-1983) Babasının dedesi 93 Harbi’nde Kafkasya’dan gelip Oltu’ya yerleşir. Çok küçük […]
yeryüzü kırlarında böyle yürekleri taşıtlardan yana çarpan yaramaz adamlardı sürücüler bakarlardı dikiz bir bencillikten boyuna yalnızdık aradan bunca dağ geçti. patikalar boyu iz sürüp taşradan […]
Kör bir köpeğin köpek dişleri dişlerken düş kuran bir köpeği törpülenmiş bir dil kadardı bütün sesi piyano tuşlarına yapışmış notaların aynı manzaradan sıkılmayan çınar yerine […]
kendini bildi bileli yalnız konumuyla ilgili yalnızlığında gerçekten yalnız olduğunu sanarak çıldıran korkunç kalabalık bir adamdı dünya süreli nöbetlerle köpükten giysiler biçip ağızlara çarpmalarla geliyordu […]
I bu tuvalde akşam bir kurdeladır gök çözük sevgili saçlarıyla anlatıldığından ayrıca ırmak yataklarına yer verilmemiş ressam diyor ki su düşlemek için vardır –aya gelince […]
uzun bir nehirdir satranç kıvrak ve uzatarak boynunu nice güneş batışını yerinde görmüş boynunu oysa veba tarihçileri bilmemişlerdir her karenin bir karşı veba girişimi olduğunu […]
Yum gözlerini, yitir kendini karanlıkta gözkapaklarının kırmızı yaprakları altında. Gömül vızıldayan sesin düşen sesin halkalarına ve uzaklarda yankılan dilsiz bir çağlayan gibi, davulların çalındığı yerde. […]
“Müzik ve ekmek, süt ve şarap, aşk ve uyku. Bedava. Büyük ölümcül kucaklaşması birbirini seven iki düşmanın: Her yara bir çeşme. Arkadaşlar, zamanın sonuna dek […]
Bizde gizlenmiş bir Allah sesi var; ona kalp diyoruz. Onun yapısı arzu ve haset olan etle, zulüm ve kuvvet olan kemikten başkadır. Onlara büsbütün yabancı […]
Nasıl söyler türküsü o ağız, Dudakları dikilmişken, beyim? Bir Arap ozanı ölünce bugün Kim yakarır onun için? Benim şiirim el öpmez Şiirimin ellerini öpmek Sultanlara […]
Belki ona gideriz yarın, Belleksiz sevgiliye, Poplin elli korkak çocuğa, Duyarlığı, unutkanlığının kanı anaya- Ona belki gideriz yarın, Gören gözlü kör güzele, Çılgın gülüşlü bebeğe, […]
yontusal bir dinginlikle sıralarım sözcüklerimi vasat bir yere bu duyumlanmaz imgeleme – taşkınlıktan ırak mı ırak ah! ya benim ele geçirilemez coşkularım varolamamış henüz biçimleyemediğim […]
1985. zaman da aynı karanlık aynı yarasaydı, Manolya delirmezden önce. Büyükannemizin kocaman bakla bir evi, Uzun pencereleri vardı, sedirinde ölü doğmuş fareler pembeliği. Okurduk leziz […]
günlerden bir özge gün müdür yaprak dökümü müdür gizemli neylerin dağlar leyla albenisiyle mi donanmıştır bulutların doluktuğu bunlar sözcük müdür yoksa tuz ırmağı mı Roma’ya […]
İbrahim Tenekeci’nin yazdığı metinlerden oluşan deneme kitabı Tüfeksiz Hareketler Profil Yayıncılık’tan çıktı. Milli Gazete’de değişik zamanlarda yazdığı denemelerden oluşan kitapta güne ve güncele dair denemeler […]
İnsanları kırarak, kullanarak ilerleyen bir kimse, nereye gelmiş olursa olsun, başarılı ve kazançlı sayılabilir mi? Fikrim odur ki, birlikte başaramamak, başarmaktan daha kıymetlidir. Böylece, dostluğunuz, […]
I Mutluyum,çünkü galip gelmedim Cana ferahlık veren o gizemli sarnıçtan Arklar açmalıyım bahçesine kalbimin. Mutluyum, çünkü galip gelseydim Madalyam olacaktı,yüreği kangren yapan Ve bir gururum, […]
Nurettin Topçu üstadımız ‘üç hâkimin hükmünde hata aranmaz’ diyor. ‘Kalbin, kaderin ve ölümün.’ Dizlerimizi kırıp kaderin karşısına oturduk ve ‘ne diyecek’ diye merakla bekledik. Sonuç […]
kış olur kimse bakmaz, soğuk suyun yüzüne hep bu kaderi yaşıyor sanki sanayi siteleri uzaktır, her insana oralar ürkeklik zırhını kuşanmış çıraklar çıkarlar ekmeğin tam […]
Şimdi ben öksüz bir kitabeyim bir mezarın başında bana çarpıp geçiyor günün kambur kuşları uğulduyor kalbim, nasıl da uğulduyor sanki bir arı kovanı ve dilsiz […]
Ey aşk, yaptığını beğendin mi: Yetimler gibiyim ziyafetten aç dönen Ters yakılan sigara, hemencecik söndürülen Yoksulluk ile vakit geçer mi… Uyanmış kalmışım nasıl şey bu […]
Hicran destanını kendinden oku, Mecnun’dan duyup da rivayet etme. Aşkın Leyla’sını gördünse söyle. Söz temsili bulup hikayet etme. Yüz bin Leyla doğar alemde her gün, […]
Kal’a-i âsâr-ı zulme verdim istihkâm-ı tam Ettim istibdad ile tarihe ibka-ı nâm Öyle tarsîn eyledim olsa cihan zir ü zeber Attığım üss-i mezâlim haşre dek […]
Izdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer, Ömr-i fani gibidir; gün de geçer, dem de geçer, Ram karar eyliyemez hande-i hurrem de geçer, Devr-i […]
Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik… “Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!” şuurunda bir gençlik… Devlet ve milletinin 7 asırlık hayatında dört devre… Birincisi iki […]
Küstahlık en çok Necip Fazıl’a yakışırdı. Bir Adam Yaratmak’ı okumadıysanız tez okuyun. HUSREV – Şimdi o eller nerede? Şimdi onlar belki bileğinden kopmuş, buzdan soğuk, […]
Ey, Allahın Resulü!.. Resuller Resulü!.. Yaradanın Sevgilisi!.. Varlığın Tacı!.. Hilkatin Nuru!.. İnsanlık ehramının zirvetaşı!.. Kâinatın Efendisi!.. Gaye İnsan ve Ufuk – Peygamber!.. Yaratılış sebebi!.. Seni […]
Kapıları çalan benim kapıları birer birer. Gözünüze görünemem göze görünmez ölüler. Hiroşima’da öleli oluyor bir on yıl kadar. Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar. […]
Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor Onlardan kalbime sevda geçmiyor Ben yordum ruhumu biraz da sen yor Çünkü bence şimdi herkes gibisin Yolunu beklerken daha dün gece […]
Her cemiyetin yaşadığı devre mahsus bir takım mefkureleri vardır. Bu mefkureleri insanlar mücerret bir şekilde kavrayamadıkları için onları bazı fertlerde temessül etmiş görmek isterler. Bu […]
Kendilerine doğru yol gösterilmiş olan halife ve imamlardan birçoğu aşık olmuşlardır. Onlardan bizim Endülüs’te yaşamış olan Abdurrahman bin Muaviye “Da’ca” ya aşık olmuştur. Ayrıca, el […]