Mim Kara, İpucu Bırakmadan Kendini Öldürmenin Yolları
bir sürü sevabın olmalı önce inandırıcılık kaygısı gütmeyen öyle sol elin habersiz sağ elinden yetmez habersiz olmalı sol beynin sağ beyninden kalbin bile duymamalı hiçbir […]
bir sürü sevabın olmalı önce inandırıcılık kaygısı gütmeyen öyle sol elin habersiz sağ elinden yetmez habersiz olmalı sol beynin sağ beyninden kalbin bile duymamalı hiçbir […]
Kavgayı ne için icat etmiştik, hatırlayan var mı? Uzun zamandır her konuda sadece deliler gibi didişiyor ve kendimiz dışında herkesi insanlık dairesinin dışına atmaya çalışıyoruz. […]
-I- Keder bir fener gibi döner geceleri, Ve bezgin seher gelir ardından Her tanışmayı bir ayrılma say; Her doğum bir ölüm habercisi Kavuştuğumuzda ayrılmıştık bu […]
Kim kazanmışsa bu dünyada bir ekmek parası, Dostunun yüz karası düşmanının maskarası. Mehmet Akif Ersoy Ekmek ha bakkalın olmuş ha Cabaret de Paris’in Sen herhangi […]
1 mecusiyim, mecusisin, mecusi- ateş yakar çekilip mağaraya gelincik olmak da var bağbozumu düşleri yanardağlar ararken.- Akşam ki bir çocuktur saçları kısa kırpık Avucunda aşklardan […]
Ne zaman tıraş olmaya başlasam- sakal tıraşı- Napolyon’un askerdeyken taburumuza söylediği “ tıraşınızı sabahları olun” cümlesi gelir aklıma. – Ama anlatacaklarımın bununla bir ilgisi yok. […]
Geceleri dağlardan gelen gür su sesleri arasında uyuyorduk. Karanlığı delen su çığlıkları. Evet çığlık. Çünkü bizleri uyutmayacak kadar gürültülü gelen bu su sesi, haykırmakta olan […]
ben burada kendi ağzımla tasalandım kendi adıma koşmakla ve görmekle kendi adıma size de olmaz mı? kendi ağzının uyumsuzluğunu dindirmek şeyleri olmayan hesaplara tasa uyanmak […]
Erkek gelir(a) ve bir rafinerinin(b) patlama sesi duyulur(c). Amerikalılar(d) sevişir(e). Bazukalı(f) yamyamlar(g) demiryoluna(h) ateş ederler(i). Kadın bir tüfekten(l) çıkan mermilerle delik deşik olmuş yere devrilir(n). […]
Beni hiç ses gelmeyen evlerde balo olduğuna inandırmaya çalışıyorlar. Babası fakir olanların hep fakir öleceğine falan. Bak diyorlar, Bir yolu en çok koşarak unutabilirsin… Uçağın […]
“man muss Flügel haben, wenn man den Abgrund licht…” Nietzsche Onun yüzüne bakıyorum bir sonra ölümün, çeviriyorum kendi yüzümde yer gök düğüm Ölüm mü çıkaracak […]
Sinemalarda kalabalık sahneler görürsün Eski esir pazarlarını hatırlatır Güney Pasifik´te ya da Afrika´da bir liman Kocaman gemilerin yanaştığı kıyıda Tektük beyazın karıştığı yerli halk Kurulmuş […]
…Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- […]
bodrum katından Hiralar devşiriyorum annemin Latince Yasin okuyuşundan bize ne olduysa böyle burada sevgilim anlamadık bir somonun eve dönüşünü yine de şükür dedim bir yenilgimiz […]
ruhu içinden çıkartılmış gövdeydim bir boşluğu doldururdum çoktan tükenmiş kapıyı çalma sebebim kendimi arama gayretimdendi buna ben bile inanabilirdim diyebilirdim yoktum ben hakları gasp edilmiş […]
Büyük Umutlar Caddesi’ndeki hiçbir ev benim değil Hindistanım yok benim, bende Nil kıyısı yok Adım yok afişinde çok tutulan bir filmin Bana değil tufanı andıran […]
Fransız şair Bonnefoy’un Ölümlü Yüz şiiri. Eğiliyor gün geçmişin ırmağına Yeniden ele geçirmeye çalışıyor Erken yitmiş silahları Mücevherlerini o derin çocuksu ölümün Göze alamıyor […]
Ay mıdır kar mıdır pencerede Boğulmuş çocukları martılara taşıyan Kara köpek karşı kıyıda uluyor Bence o çocuk öyle gülmemeli Atları çayıra saldım diş kamaştıran erik […]
Ağgül seni camekanda görmüşler Siyah saçın sırma ile örmüşler Rüyamda seni bana vermişler Beni böyle yakar kor gider misin Evvel sevip sonra terk eder misin […]
Evet inanırım deri değiştirmeye; çünkü acıya inanırım. Katıya, sıvıya, gaza; üçün ardından dördün geleceğine. Yaban arılarının varlığına, Leyla’nın ihanetine, mevsimi geldiğinde göç etmek gerektiğine, […]
“iyi dersler arkadaşlar! “sağ ol! ömrümle ışıyan kelimelerini yiyorum çünkü böyle gerekti hâşâ ağzımı silmeden akşam ezanından önce orucumu bozuyorum yine bazı şeyler yolunda gitmedi […]
Beyaz bir zenci geldi küfürler içinde dün Tünellerden dişleri söküp de geldin buraya Bir kör nereden bilir uzağın bakışını Okyanusu kana kana kustun da geldin […]
Nereye bakıyorsun İşte yaralı insanların fotoğrafları İşte yangından çıkarılan çocuk cesetleri Bu, savaşmış bir atlının sakat kalan ayağı Bu kesik kol, önemsiz bir iş kazası […]
Anne öldü mü çocuk Bahçenin en yalnız köşesinde Elinde siyah bir çubuk Ağzında küçük bir leke Çocuk öldü mü güneş Simsiyah görünür gözüne Elinde bir […]
çileyle kazınan yüzlere deva yalan! der çıkmam artık kendimden dışarıya bir adam. daha dün öldüm, burası kim kokuyor böyle, hem sen çek benim sinemi delen […]
Bir gündü. Takvimden bihaber dünün ertesiydi. Havada kuşlara yol açan bulutlar gergince yol alırken sanıyorum yapraklar da dallarından sıkılmıştı… Ya da yazın bitmesini istemeyişimdendir bu […]
Büyükannemin hikâyeleri bana ilk ipuçlarını verdi. Kasabasındaki insanların mitleri, efsaneleri ve inançları oldukça doğal biçimde hayatlarının bir parçasıydı. Aklımda büyükannem varken, aniden fark ettim ki, […]
Fısıltıların dahi sevgiliyi düşündüremediği bir cehennem karanlığında. Bölük pörçük bir muhabbetsizlik haritasının öksürerek ruhunu, Bölünmez bir toprak kütlesi olmasının masalını Dinleyerek küçüldük biz… O an, […]
iyi değilim allah’ım şuramda, tam göğsümün ortasına çöreklenen yılan beni öldürmekle tehdit ediyor başını ezsem diyorum, ezemiyorum alfabenin son harfinden başlıyorum ezberini bozmaya türkülerin iyi […]
İnsan önce kendisiyle kalıyor Birileri bir şeyler çekti ayaklarımdan* Ben beyazlardan masumu sevdim hep nilüfer olanını Sevdikçe sesli bir kederi sustum içimde anneme benzer Sevdikçe […]
-Engin Turgut’a- yakup’u ben çağırdım edip ağbi gelince ortaya çilingir sofrası, yeşil zeytin ve kalp ağrısı. zamanla geçer dediklerinden yaralı kurbağaları konuşacağız, istanbul’u ve seni […]
Ölürken çocuklarımı unuttum Küçük deniz kirpileriyle sabah Denedim bütün sabahları. Sana sürgünümün şarabını bıraktım al Mumlarını güzelliğin ve hiçliğin Bir de kaygumun soluk ellerini. Denedim […]
çok da etkisi olmayan cümleler karşılıyordu bir yerlerde komşunun ve katilin ne anlama geldiğini fillerin, Orantısız güce maruz kalıyordum senegalde olmayan her bir fıskiye için […]
Bütün yabancı gecelerini dünyanın Toplamaya yeltenirse eğer bir çocuk Yanına benim de bir kolumu koysun dünya Hiçbir açıklama yapmayan kadınların Dünden kalan soykırımları tamamladığını Nasıl […]
gün esmerliği öğretir Türkçe’nin çocuklarına namazı kaçırmış mü’min kalplerin pişmanlığıdır akşam renklerin uyumuna dikkat: sarıdan sonra yeşil yanar trafik lambaları neyi anlatırsa anlatsın hayat hız […]
aşkın ilk adımlarını sızlatan safran melekesine yandığım dirim yolunda tütsem erer sırrına cenin beni kekeleme adımı bana bağışla yorgun madenler yatıyor altımda oğullarımızla karıştık ve […]
Kentlilerin toptan ölümleri üzerine ve ölü gözlerine doldurulacak toprağın kalitesine dair […]
Unutmanın kendini bir köşenin tozundan arındırdığı dakikalar vardır. Bu dakikalar ya gelir ya gelmez veya ona doğru gitmek mi gerekir, bir çetrefil soru yumağıdır. İşte […]
Çağdaş adam peynirini yer Mozart dinler Kapatır şırrak diye Kapısını bir dolabın Zedelenir mi bu Harikulade müzik On sekizinci yüzyılın Bekâreti Sevgilim, sevgilim Mozart Hayatımıza […]
güldükçe aydınlığa çıkamıyoruz gibi bir his var içimde yürüyorum bir tane yüz göremiyorum su gibi müstehcen, ponponlu, umarsız kadınlar kılıcı kalkık adamlar, yeniyetmeler, şişkin terbezleri […]