3 Mart 2016

Küçük Prens’ten seçmeler

ile izdiham
“Büyükler hiçbirşeyi tek başlarına anlayamıyorlar, onlara durmadan açıklamalar yapmak da çocuklar için sıkıcı oluyor doğrusu.” (sf: 9)
“Büyükler sayılara bayılırlar. Tutalım, onlara yeni edindiğiniz bir arkadaştan söz açtınız, asıl sorulacak şeyleri sormazlar. Sesi nasılmış, hangi oyunları severmiş, kelebek biriktirir miymiş, sormazlar bile. Kaç yaşında, derler, Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası kaç para kazanıyor? Bu türlü bilgilerle onu tanıdıklarını sanırlar.
Deseniz ki: “Kırmızı kiremitli, güzel bir ev gördüm. Pencerelerde saksılar, çatısında kumrular vardı”. Bir türlü gözlerinin önüne getiremezler bu evi. Ama “yüzbin liralık bir ev gördüm” deyin, bakın nasıl: “Aman ne güzel ev” diye haykıracaklardır.” (sf: 22)
“Sevdiğiniz çiçek milyonlarca yıldızdan yalnız birinde bile bulunsa, yıldızlara bakmak mutluluğunuz için yeterlidir. ‘Çiçeğim işte şunlardan birinde’, deriz kendi kendimize. Ama bir de koyunun çiçeği yediğini düşün, bütün yıldızlar bir anda kararmış gibi gelir.” (sf: 34-35)
“Ne kavranılmaz bir yer şu gözyaşı ülkesi”. (sf: 36)
“Bilmiyordu ki krallar için dünya çok basittir, onların gözünde herkes uyruktur.” (sf: 45)
“Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan daha güçtür. Kendini yargılamayı başarabilirsen gerçek bir bilgesin demektir” (sf: 51)
“Acaba bir gün hepimiz kendi yıldızımızı yeniden bulalım diye mi yıldızlar böyle parlıyor?” (sf: 74)
“-İnsanlar nerede? Çölde biraz yalnızlık duyuyor kişi.
-İnsanların arasında da yalnızlık duyulur, dedi yılan.” (sf: 74)
“İnsanların tanımaya ayıracak zamanları yok artık. Aldıklarını hazır alıyorlar dükkanlardan. Ama dost satan dükkanlar olmadığı için dostsuz kalıyorlar”. (sf: 85)
“İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.” (sf: 89)
“Gülünü bunca önemli kılan, uğrunda harcadığın zamandır.” (sf: 89)
“Zaten yalnız çocuklar ne aradıklarını bilirler. Bezden bir bebeğe tüm zamanlarını verirler, varsa yoksa o bebektir; ellerinden alınsa ağlarlar.” (sf: 90)
“Bir yerde bir koyunun saklı oluşudur çöle güzellik veren.” (sf: 94)
“İnsanlar hızlı trenlere biniyorlar, ama ne aradıklarını bildikleri yok. Koşuyor, heyecanlanıyor, dönüp duruyorlar. Buınca çabaya değse bari…” (sf: 95)
“Sizin dünyadaki insanlar, bir bahçede beş bin gül yetiştiriyorlar; yine de aradıklarını bulamıyorlar… Oysa aradıkları, tek bir gülde, bir damla suda bulunabilir.” (sf: 96)
“Birinin sizi evcilleştirmesine izin verirseniz, gözyaşlarını da hesaba katmalısınız.” (sf: 100)
“Yüreği, vurulmuş bir kuşun yüreği gibi çarpıyordu.” (sf: 102)
“Benim için çölde bir kaynaktı gülüşü.” (sf: 103)
“Bir yıldızda yaşayan çiçeği seversen, geceleri gökyüzüne bakmak güzel gelir. Bütün yıldızlar çiçeğe durur.” (sf: 104)
“Bırakılmış eski bir deniz kabuğu gibi olacak kalıbım. Eski deniz kabuklarına acınmaz ki.” (sf: 107)
Saint Exupery, Küçük Prens. Çev: Tomris Uyar. Can Yayınları.
İZDİHAM