Özlem Tezcan Dertsiz, Sana yazdığım bir mektup olsam
yüzme bilmeyen bir kaptana vuruldum utanma mevsiminden kalan gül kırıkları suç işliyor kalbim ayıplanan limanda mendile bağlanmış üç lokum bu sevincim sevincim bir ikindi lokumları […]
yüzme bilmeyen bir kaptana vuruldum utanma mevsiminden kalan gül kırıkları suç işliyor kalbim ayıplanan limanda mendile bağlanmış üç lokum bu sevincim sevincim bir ikindi lokumları […]
kuşlar uçuyor, Tanrım yaralılar var uzak değil deryadaki ayak izleri avcının ki barut gibi bir soğuk göğe takılı göğün tek avuntusu ceplerindekini boşaltmak ve sürmek […]
O kız orada dururken Ben nasıl bütün dikkatimle Roma’nın, yok Rusya’nın Ya da İspanya’nın Politikaları üzerinde durayım? Oysa gezmiş görmüş bir adam bu Ne söylediğini […]
kız dedim uçurumum ol gel kalbimi kuşlara ufala eski su, derin kin, içli ırmaklı suskun kız kız gel senin hiçin olayım fes ve horoz kırmızısı […]
“nereye gidiyor kahrımız böyle çarçabuk, bize bir kez bile “az iç, ölmeye mi niyetlisin?” demeden kaldı ki ceplerimiz kıyasıya dolu iddia kuponları ve yanmayan çakmaklarla […]
geleceğin gürültülü zafer şenlikleri için, o soylu kuşak uğruna, yoksun kaldım atalarımın şölenindeki kadehimden, mutluluğumdan, onurumdan. omuzlarıma atılıyor şu kurt köpeği çağ, oysa benim kanım […]
Üç gündür temizim Henüz başlamadı nöbetim Hayat kolay geçecektir Ve bir sevda böyle bitemedi derken Züğürtlükle eleleydik Dostlarımız –ki onları severiz onlar da bizi sever […]
sorup duruyordum kendime kendim duruyordum çünkü soruluyordu verilebilecek tüm cevaplar hazırdım nasıl olursa olsun hazırdım bir bir anda soruluyordu duruyordum da ayakta ondan soluyordum yatakta […]
Uyumuyorduk artık, çünkü zemberekleri arasında yatıyorduk hüznün ve büküyorduk göstergeleri çomaklar gibi, ve fırlayıp kamçılıyorlardı zamanı kan çıkasıya, ve söylüyordun büyüyen alacakaranlığı, ve oniki kez […]
Çölün tek gölgesi çöldü. gökyüzü bulamıyordu kendini gökte –tümden kara oyuk tümden gökyüzü– yoktu gözünü aradığı yerde bir körün aşağılarda annem uyuyordu yukarılarda gözyuvarları büyüdüm […]
bulvarda bir zambak uyanıyor usulca küsüyor bir yaprak dalına ağzının yarısı tütüne kesmiş bir işçinin adımları kardeşimin gülkurusuna boyadığı kundura sevdiğimin ağlatan mektupları ve adı […]
ta başından biliyordum desem yalan mahkumdu saçlarının karasına beslediğim hakikat nasıl da yakışmıştı bahtımın karasına gardiyanlık nagihan bi isyan patlak verdi bir gece yalnızdım yine, […]
Kendine düşen kedileri diri diri gömerler; alarm çalarım sesimden uzak. Saatler, yüzünü döner hayatın; köşede cinayetler… Dilimde bedeniniz, yalnızlıkların bekareti bozuk; peşin peşin yakamam ışıkları, […]
Ömrüm şimdi ilk kez gittiğim bir şehrin Kamil Koç bekleme salonunun televizyonundan Otobüs geldiğinde yarım kalacağını bile bile izlediğim bir film. Nasıl da dışardan bakıyorum […]
Ne zor yazarak anlatmaya çalışmak sustuklarını. Demek takvim yapraklarıyla saçlarını keseceklermiş. Bir gün, ateşin onları iyileştirdiğini unutarak ellerini de yakacaklar. İyi ki unutacaklar, en iyi […]
Bir sınıfta tam kırk çocuk dizili; Bir kara tahta, üstünde bir üçgen; Bir koca daire, sağır, çekingen; Merkezi güm güm eder davul gibi. Dilsiz, vatansız […]
Ya kurtulmasaydık diyordum tufandan Ya çağırmasaydı bizi Bir dağ gibi içine gömülseydik Sulardan aşkı doğurabilseydi analar Anlardık o zaman Havanda demir döven adamları Anlardık Davud’un […]
Ayaklarıma bağlanmış tenekelerden tanıyorum kendimi, Yüzüme geçirilmiş bin bir renkli çuval, İzlediğim şu an ekranından evrenin tam da benim. Adıma yaşanmışlıklar giydirmişler, Her biri görseniz […]
Birkaç dakika daha çal ömrümden hayat bir uzun ip gibi dolansın boynuma rüyama uzanan el kırılır bir gün tabutuma değdiği yerden kaf dağından kalkan duman […]
Kadınsın sen Göğsünde fundalık çiçekleri Alnında, yeni açmış çiçeklerden bir sis. Rüzgardan bir ata binmiş de uçuyorsun unutulmuş ülkeme doğru bir başkasının boynuna dolanmış kolun […]
Biliyorum daha önce Talip’te de söylemiştim bunları Çünkü bir tekrardan ibaret benim hayatım ya da bir talipten ibaret hiç gelmeyen geldiğini zanneden, yahut gelmiş gibi […]
ayet çıplak doğduğun anda dikine bir çizgi çekilir hayata çağdan çağa değişir bu yüzden insanlığın gölgesi sonra ölürsün ve bir kadının suskunluğu yorgunluğunun elinden tutup, […]
Elimde fener Karşımda fener: Karanlığa karşı savaşa gidiyorum. Yorgunluk beşikleri Gelip gitmelerin çekişmesinden duraksamışlar Ve derinliklerden bir güneş Küllenmiş evrenleri aydınlatıyor. Yıldırımın asi haykırışı Sabırsız […]
secdeye yatarken hızımı alamayıp yuvarlandım müslüman bir blanka beni gördü, çok kıskandı çiçeklere şarap veriyorum ama kâfi değil acı caizdi, âmin kördü, kokun başkaydı şimdi […]
İçinde pes geçen şiir. bu çağ güzel bir çağ bu çağ enfes bir çağ neden niçin enter’lar çağıdır bu çağ çünkü ben ve klavyem bir […]
Terketmedi sevdan beni, Aç kaldım, susuz kaldım, Hayın, karanlıktı gece, Can garip, can suskun, Can paramparça… Ve ellerim, kelepçede, Tütünsüz, uykusuz kaldım, Terketmedi sevdan beni… […]
Eksiltili düşlerin zamansız tamircisiyim yoluna özrümü serdiğim yitik sevgili senin olsun uyuşmuş ayağımda soğuk kuyu çarıktan canik markaya geçen zincirin halkası Soğuk suya yatırılmış bir […]
Anna Ahmatova, Rus şair. Hayatındaki acıları okuyunca ne yapsın diyor insan? Şiir yazmasın da ne yapsın? Hepsi alınıp götürüldü: Güç ve aşk Benim bedenim -sevilmemiş […]
benim işte yine o, kendi söküğünü dikemeyen ben her şey oldu da hep olmayanın peşindeyim kendini deşip deşip irin içen işte ben çocukları da seven […]
Karanlık bir sokakta yürüseydik hep Saçların başka bir renge dönüşseydi Saçlarının kokusu değişseydi Benim sağ avucumda yanan bir şey olsaydı Sol avucumu bir diken kanatsaydı […]
bilinmez, belki son öpüşümdür bu seni bir kadına bir nehri son ekleyişim bilinmez, bahçene ektiğim son çiçek hırsızıdır bu bomba konmuş tren istasyonlarına arzunun titreyen […]
Portakalı soydum Mustafa Başucuma seni koydum Bak mezar genişliğinde bir yatak Kendimi dibe öylece sunduydum Kılıç ince, kan ince, ölüm ince Bu kınanmışlığı ben uydurdum […]
tam temmuz güneşine hasretim kabarmışken ayın uzak soğukluğu gibi dokunuyorsun alnıma sanki bir ayrılık şarkısı söyler gibisin buzdan bir gerdanlık gibi üstüme titriyor gökyüzü yoksun […]
Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar Biz mi […]
Ben bu sesten alındım bir şey düştü üstümden eğilip alınacak gibi değil tüy gibi döndüm kesildiğim kapıya sussam uzayıp gider papatyalar ve banyoda çatlayan fayans […]
aşksız ve paramparçaydı yaşam bir inancın yüceliğinde buldum seni bir kavganın güzelliğinde sevdim. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! […]
Yorulmadın mı? Bir ileri salınıyorsun, bir geri, Ne istiyorsun? Nereye gidiyorsun, dur durak bilmeden? Sanki sen de benim gibi İki kalplisin; köle ve özgür. Biri […]
Sabah olur, uyanırsın yanımda, kuşlar kanatlarına sesini çizer, durur geceki yağmur, sokaklar güne iner Sen gülersin, gözlerine pazar yeri kurulur, bir çocuk annesini kaybeder, senin […]
Bir sakıncadır, bir tehlikedir bu hâlâ erkeklerin olan bu dünyada yürümek yalnız başına. Her dönemeçte bekler seni pususu saçma rastlantıların. Sokaklar yaralar seni meraklı bakışlarla. […]
Onlar ölmediler yok, Ateş fitiller gibi: Dimdik ayakta, Barut ortasındalar! Karıştı, bakır tenli Çayır çimene, Karıştı, O canım hayalleri: Zırhlı bir rüzgar, Perdesi gibi; Bir […]