Seyyidhan Kömürcü, Hasar
İçimin canına okudum Bu yüzden sadece ona Yine de kalktım gezdim dünyada Beyaz! Güya bembeyaz şeylerden bahsedecektim Lirik parmaklarıma dökülen mürekkeple canıma bulaşan ağu mesela […]
İçimin canına okudum Bu yüzden sadece ona Yine de kalktım gezdim dünyada Beyaz! Güya bembeyaz şeylerden bahsedecektim Lirik parmaklarıma dökülen mürekkeple canıma bulaşan ağu mesela […]
elim ayağım epeydir kimin kime ne anlattığını bilmiyorum adında hem ekmek, hem gül geçen kimseyi görmedim tanımıyorum ben biraz yavaş günde beş defa hiçbir şey […]
Bir kırlangıcın kanı var ön camımızda sanayi devrimi çünkü kuşların ölümüdür picasso ve prezervatif işte tam da bu anda bu anda bir kız ağzına bir […]
at nalları şakağından vurabilir bir gün batıl olanı biz de bu sayede on iki yerimizden falan parçalanabilirsek ne âlâ renkli gözlülerin “maaşallah” demeyi unuttuğu her […]
Şiir bitti diyorlar, bitmeyecek efendi! Ben Şirazi’den sonra bilmem kaçıncı Sadi… And içtim ve devraldım yetimlerin ahını Her gece bozmak için istirahatgâhımı Sele verdim ırmaklar […]
anneme okunmasın lütfen anneler günü ritüelinden: kahvaltısız koşmalı, erkenden dört çarpı yüz koşmalı bayraksız koşmalı, marşız, çingene kızına koşmalı sar be ya demeli, böyle janjanlı, […]
kafaya koyduğumda yirmi bir falandı peki dediğinde taş çatlasın yirmi iki verirler mi bakalım diyordum kendime tamam istiyor da, kız öğrenci; hem öyle böyle değil […]
İrfan’a Bizim izinlerimiz yandı. Bomba patladı böyle oldu Duvar yıkıldı, har yüreklere su saçıldı Buzdolaplarının karı eridi Muslukları açık unuttular evlerini su bastı Dolar yürüdü […]
-Ey çalımla yerde yürüyen adam Göğün seni çektiği anda ne yapacaksın Kılıcın kınından keserek çıkması gibi Kağıdın bir bebeğin tenini kesmesi gibi Dünya hafifçe kesildiğinde […]
Saat Çini vurdu birden: pirinççç Ben gittim bembeyaz uykusuzluktan Kasketimi eğip üstüne acılarımın Sen yüzüne sürgün olduğum kadın Karanlık her sokaktaydın gizli her köşedeydin Bir […]
beyefendi öyle zannediyorum ki siz tam dişimizin kovuğuna göresiniz ki madem ki siz efendisisiniz bazı kelimelerin bir öğleden sonra aydınlık bir salonda birer fincan kahve […]
Evin önünde hark vardı, Harkın önünde alçacık köprü, Köprünün üstündeki çocuklar Hayalet gibi bir kuş gördü. Eğilip baktık tahtalar arasından Uzaklardan gelme bir garip kuş. […]
herkes zalimdir kendi gözüne karşı gözünden kir akar şehrin içinde herkesin herkes hep dua eder ve hiç inanmaz kimse sormaz herkes ölüyor ama nereye kimse […]
I. Ben halkıma bakınca ietete camından Bir sinek vızılca kıyamet turfanda toplar Muavinin ileri görüşlülüğü anayasaya uygundur Çağdaştır, laiktir, demokrattır başka bir boktur Şimdi ben […]
Ağzımda ölüler hapşırıyor doktor Onlara çok yaşa diyorum babam iri kemikli bir adamdı öldüğünde dizlerini öptüm ben annemin yatağının gördüğü rüyayken sarı çiçeğin babasıyla kafiyeliydim […]
Karışır kıpkızıl acılarla çocuğun alnı Daha cıvıl cıvılken düş arıları yüzünde bozbulanık Yatağına yaklaşır alımlı ablaları Zarif parmaklarıyla tırnakları gümüşten Oturturlar çocuğu pencere kıyısına Geniş […]
Uçmaklara uçanlara uçuşa Bu çok fazla İlk sendin elini tutunca ayakları yerden kesilen Hep aynı kalmanın laneti üzerinden gitti İlk uçuşundu ya da kaçıncı acemiliğin […]
Pavese, Malcolm Lowry. İkizlerim. Gece de sonsuz değil, kötülük de. Ben de denedim. Lav fokurdarken, gidip geldim delilikleri. Bin vampir besledim şuramdaki inde. Sövdüm […]
Çok az şey saklamışım yaşamımda; ne bir fotoğraf var ilk aşklardan ne bir mektup, dostlardan beş on tane; şunları yazmış Stockholm’den Demir Özlü 1983’te: […]
siyahın gezginiyim: her gün daha derine yanar akşamla caddede vebalı lambalar, bezgin, sıkıntıyla bakar herkes benzerine; redingotlarıyla mumya gibi otururlar iş yerlerinde, kahvelerde. ve akar […]
Çünkü gök sıkıntıyla ağar rüzgâr buruşur, bir yaprak düşer ve kaçıyordur solgun mavilikte maviler ve al geyikler. İşte altın ve kara akıntılar: analar, yitirilmiş resimlik […]
Hoyrattır bu akşamüstüler daima. Gün saltanatıyla gitti mi bir defa Yalnızlığımızla doldurup her yeri Bir renk çığlığı içinde bahçemizden, Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan Lavanta […]
proleterim bugün, bir ekmeğe başlamak ve sigorta gülersen talih bana çeyrek takarım yakana fazlası gelmiyor elimden gibi şeyler ya çok abarttım düşmeyi ya az abandım […]
Rıfat Eroğlu şiiri. ı. bir Yahudi kanser olduğunu öğrenir kalan üç aylık ömrünü doksan güne çevirir en yakın döviz bürosunda ıı. kargaların gıda tüketiminde atladığı […]
Daha uzun söyleyebilirdim bu sevinci kendime Bekledim biraz serinlesin yeryüzü Cümle ağrıların beni beslediği toprak Şimdi seninle sözleşecek bir ömrüm daha var Ellerimde birdenbire çoğalan […]
aymazdır zamanaşımının nüzulünü eşeleyen bayat korkusu ülserin, şuursuzluk alışkanlığı yapar. eşey düşkünlüğüdür, kadınların metruk ağrılarını kesifleştiren. akciğer alınganlığından ürer bakteri arteri açılarak ruhuma akar. bir […]
Suavi Kemal Yazgıç şiiri. 1 kırılır zaman vazosu betondan duvarlar yıkılır 2 boş bir teselli balonu yükselir şehirde kalan harabelerin üzerinde kelimeler de yorulur yosun […]
merdivenlerden iniyorsun geride bıraktıkların detone basamak basamak düşüyor irtifan hava kararıyor ve bir avuç toprak döküyorsun seni terk edecekleri çukura takım elbiseli yalanlar bırakıyorsun geride […]
rabbim bana bir cümle öğret ki amel edeyim bir cümle yorgunluk şeytanına karşı içimdeki firavuna kulluğumu hatırlatan bir cümle beş vakit için bir cümle göğe […]
Sendin Hakikat varlığın deryasında bir haykırış baharı birlikte getiren zemheri yaşamın umudun arkasındaki yanan mum çöl gecelerinin gizeminde Sendin Özgürlüğe susamış kelepçeli eller bir ilhamın […]
Ceviz ağaçları, kavaklar ve elmalar ve dahası Bir ikindi vakti yeşile boyuyorlar Gözlerimi, ellerimi, kollarım ve ayaklarımı Ciddi bir muhabbetin ortasındayım Ciddi bir muhabbetin dışındayım […]
Sevmek biraz ölümdür..hele yaşlandıkça ne çok seyrederiz, mûnis ve kimsesiz odalarda kendimizi. Ah! Ben sizi taşrada, çok önceleri bir romanda tanımıştım, biraz Halit Ziya öldürmüştü […]
Çok fazla Ahmet Kaya dinlemekten Altı yılda bitti dört yıllık fakülte Vize akşamlarında, kum gibi Yoksa isyan akşamları mıydı Ömrü uzatır mı bilinmez de Üniversite […]
Ağlamaya üşenen kadınlar biliyorum Sergio Ve ağlamak için duşa girmeyi bekleyenleri -Kaldırım taşı gibiydi kadının elleri Sanatsal değeri olmayan fakat biçimli- Tırnağında ölüm uzatan Acındıkça […]
böyle yalnız böyle iyi bir öyküyü yeni baştan okur gibi yeniden başlar gibi denize ama hiç bilmediğim bir denize yeniden başlar yeniden okur gibi derindeki […]
Müslüman kadın olmak bu dünyada, İçi kabararak dehşet saçan yer sarsıntısından, Şakağına dayanmış buz gibi namlunun soğukluğundan, Aylardır açlıktan kıvranırken kırışmış bedeninle, Dostların diyete girerken […]
yolcunun ayak izi bellidir -kimdir bu yolunu yitiren, bu bilinmeyen yol- ne kat ediyor? bu yolculukta, bu yolda ne arıyor o? bu çölden arzu kentine […]
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git. Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler Cemal Süreya Sana büyük bir sır söyleyeceğim Korkuyorum senden Aragon Kansam […]