Oğuzhan Bükçüoğlu, Köşesiz Parantez
Ne denli mağrur bir nazar ile boyanmış Kelimenin bir türlü sızamadığı imtiyaz Teşne dudaklarda kuruyan su damlaları Kimse eğilmiyor vicdanın metruk kuyusuna. İnsan insanla konuşmayınca […]
Ne denli mağrur bir nazar ile boyanmış Kelimenin bir türlü sızamadığı imtiyaz Teşne dudaklarda kuruyan su damlaları Kimse eğilmiyor vicdanın metruk kuyusuna. İnsan insanla konuşmayınca […]
Şu dakika bir şair En acıklı yanından bir nefes daha tüketip Gözlerini diktiği kalabalıktan Bir kelime avlamak için pusu kuruyordur Kim bilir Ağzı kuru bir […]
Yıllar geçmedi, yıllar eskidi Dokunduğum yerde kalıyorum Yaşlı bir kelebek gibi. Yeni bir renk buldum bugün, suyun akışı rengi Oyuğumdan çıktım Çıkmamı duydum Bir süre […]
Bilseydim sonbaharda olacağını bu işin Yazı bir yana iterdim Yarı kızgın, yarı gülüşle Ev kadınlarının sinekleri kovduğu gibi Bir yıl içinde buluşacağımızı bilseydim Ayları yumak […]
Ben, sayfaları arasında sarı yapraklar, şairler, kurutulmuş çiçekler Barındıran bir sanat dergisiyim; okumayı bırakmış bir öykücünün kitaplığında Güneşi bekleyen; hani o titreyip, nasıl batacağını unutmuş […]
Nasıl ortalayacağımı çok iyi bilip Nasıl başlayacağımı bilmezken Girdim sayın kolunuza -Ah evladım beni karşıya kadar geçiriverin- Kimdiniz de böyle ikindiler ,hep nisana vuruyor? Kime […]
yarabbi bir sürü günah, bir sürü halt yedik affola yarabbi bütün yıl karıları kestik, öldürmedik ama yarabbi sen gafursun, sen rahimsin affola yarabbi senin dostların […]
o rahvan atları anlaşılır kılan sabahlarda göğsü kasvet sayrılarıyla çarpışıp delişmen çocuklarını azdırırken dünya şehrin çarşılarından esen telaş hıçkırıklarla akşamı karşılayan bir aldanış gibi babamın […]
Allah, tüm çağları anlamak kadar güzeldir. Seninle rüzgar, rüzgarınla itinalı bir bahçe sürüklenir kanatlarıma. Raflara sığdıramadığım kesişen dudaklar, Suyu serinletir fakat yanlıştır Gölgelerin de hatırası […]
Bu deri pardösüyü al terzi ve onu ceket yap. Artan parçalarından bir çift deri eldiven istiyorum. Yetmezse pardösünün ceplerinde oyun biletleri ve konserve açacağı olacaktı […]
Neredeyse ölüyordum burada Şubat ayı, bir gece vakti arabam şeridinden çıktı buzlar üzerine devrildi Trafiğin karmaşası, ışıklarıyla üzerime üzerime geldi. Adım, kızlarım, işim, hepsi özgürce savruldu ve geride kaldılar küçüldükçe […]
Ben elinle eteğinle bir çektim neşemi. Sen, yüzün vardı da gülmedim mi sanıyorsun? Peşinde bunca zevat, peşinde atlılar Peşinde kılıbık o takvimle gününe gün dememi […]
Tahtından inip yanında ol pîr Ol kasra erişdi tâ be tedbîr Aşk etdi bir iki sâat ârâm Tâ kim gele pîr vere peygâm Zuhûr-ı Esrâr-ı […]
Bülbül gibi gülistan bostandan ayrı düştüm İstemem altın kafes vatandan ayrı düştüm Ey gam öldürme beni bu hicran gecesinde Zira bir güneş yüzlü handandan ayrı […]
Bir şey söyleyeceğim sana -seni dinliyorum! Ölmek üzereyim. -bunu duymaktan dolayı çok üzgünüm. Yaşlanıyorum. -bu daha da kötü. Evet, kötü, ben sandım ki kendi durumundan […]
Açmayan menevşeyle konuşan Ve sözleri tükenen kadınlar Ölmeli her sabah gün ağarmadan Defalarca defalarca arkaya da dönüp bakma zamanı değil diyen bir annenin kırışmış sözleri […]
I nerde bir boş tarla bulsalar koşup oraya mabetler dikmek için yine de makbuzlar bastırılır pullar satın alınır bu cüzdanlar biletler kimlik kartları nasıl da […]
uzun yürüyüşlerden sonra bulurum unutulmayan yanını hayallerimin; hüzün değildir duyarlığımın doruğundaki, evvel zaman şiirlerine bürünürüm, ziya osman saba’yla başlayan yolum anday’ın yağmuruyla karşılaşır. vedalardan sonra […]
beni bir dağ yüksekliği sanarak siliyor arka ayaklarımdan çamurlu yollarını çocuklar. ölüm hamile bir kedinin memelerini sıvazlıyor kemiklerimde ince işçiliği dost sandığım ağrı kızakla taşınıyor […]
Şam Bosna/Bağdat/ ve kalmadı kalbimin söküğünü dikecek kimse içimdeki ankayı uçarken vurdular tanıdılar beni gözlerimin kerbelasından toprağına konuk geldim kabul et beni vatansız hayduttur şimdi […]
Dayım öldü fakat dayım facebook’ta yaşıyor hala Dayım aslında talihli adam, talihi nereden geliyor Derseniz onu ben de bilmiyorum Çocukluğumdu dayım, çayırlık çimenlik seksenlerde eski […]
Öne çık işitiyoruz İyi bir adam olduğunu Satın alınamazsın, yıldırım da Evi vuran, aynı zamanda Satın alınamaz Dediğin ne ise onu tutarsın Ama dediğin nedir […]
bir şiirin son dizesi burada sabah akşam donmuş bir denizi taşlıyoruz taşladıkça taşıyor deniz çocuklar oyunda hile yapan arkadaşlarına ceza olarak bir parça bu denizden […]
Yuşiç, çağdaş İran şiirinin temellerini atan bir şairdir. Ey sahildeki mutlu ve şen insanlar! Suda can vermekte biri. Tahmin edersiniz nasıldır, Bir yoğun, çarpıntılı ve […]
Evveli ve ahiriyle bağrımıza bastığımız bir yığın şehirdir Göğsümüzü kuşatan tüm yaşam alanları Ölümlerden ölüm beğenen Türk filmlerine nazır Kerhen gülüyoruz Asya Kıtası’nın bol baharatlı […]
Sen dünyanın kenarında oturuyorsun Ben artık olmayan bir kraterin içinde. Harflerinden yoksun sözcükler Duruyor kapının gölgesinde. Uyuyan bir kertenkelenin üstüne parıldıyor Ay, Küçük balıklar yağan […]
bir ev resmi çizerken herkes masumdur bunu yaşamak öğretir kalemin kurşunu, silginin silmeyeni bir imlâ hatası gibi durur kâğıtta kuşlar niçin bütün iyi ressamlar biraz […]
Kuşlar mıydı, ben miydim ölen gerçekten Bozgunum her sabah yeni bir kuşu yitirmekten? Kuşlarım vuruldu kurak bir nehirle kaldım Alacakaranlıkta bu yetim şarkısıyla Döndüm dolaştım […]
1. kadim sırların koynunda gece münzevi düşlerde dağılan aşk bir bakışta kırılan sırça saray dar-ı dünya ki hergün yeniden başlanan hergün yeniden saçlarına taşınan güneş. […]
bir yanlışlık oldu, büyüdüm; hiç çizgi roman okumadan, futbol oynamadan. daha tekerlemesi bile bitmeden masalımın, korkulara sürüldüm. bu uyku tünelinde geçti çocukluğum. saatim yoktu. ölçemedim […]
Sevgili dost, yoksa görmüyor musun Ne varsa gördüğü gözlerimizin Yansısıdır sadece, gölgesidir Gözle görülmeyenin Sevgili dost, yoksa duymuyor musun Bu kulak tırmalayan uğultusu yaşamın Bozulmuş […]
Fransız yazar Cros. Ölümsüz dizeler süzmek vergidir bana Doğruyu söyleyen ses,ime herkesler hayran. Bu eşsiz gücümle öğünmek zaman zaman Satın alınır şey değil parayla pulla. […]
Usulca gir kapıdan zile basma Hiç telaşlanma ben daha dönmemişsem Yoldayımdır nerdeyse yokuşun dibinde Suların kararmasını bekliyorumdur Tuğla harmanlarından gelen yanık havanın Bahçedeki akşamsefalarına sinmesini […]
Ben kurtların eviyim Çatım harap, komşularım cimri ve bunak Sığ ufuklar kesmiş yollarını Toprağım aç Oğullarım kavgalı, kızlarım dargın Ve genzimde türkülerim tutsak Bir dost […]
kalbim! tahammül teknem! dur biraz burada zaman yok kuşlar yok varış yok ne tutunabileceğim bir kıyı düşü ne kendi kederini çitileyen deniz kanamalı insanla beslenen […]
diyebilirim ki ben hepinizin ortasından sessizce geçmeliyim size söyleyeceklerimi biriktirdiğim defterimi gözünüze ve söylemek üzere olduklarımı hazırladığım kalemimi de gözünüze sokmak için biraz kan akmalı […]
Biraz daha yürürsem anlayacağım; Neden durakta bekleyen halk kadar Çiçeklerini nizami sulayan kadınlar da mağlup sayılmaz. Neden ağzımın kenarında duran kırışıklığın adı susmak Neden uzak […]
bunda merak edecek ne var bir mısra, hayat kurtaran bir mısra a’yı ne kadar uzatacağını bilmeyenlerden şair intikam alacaktır tercüme kokan yerli kahpeliklerden telif olsa […]