Nilgün Marmara, Kuğu Ezgisi
Kuğuların ölüm öncesi ezgileri şiirlerim, Yalpalayan hayatımın kara çarşaflı bekçi gizleri. Ne zamandır ertelediğim her acı, Çıt çıkarıyor artık, başlıyor yeni bir ezgi, -bu şiir […]
Kuğuların ölüm öncesi ezgileri şiirlerim, Yalpalayan hayatımın kara çarşaflı bekçi gizleri. Ne zamandır ertelediğim her acı, Çıt çıkarıyor artık, başlıyor yeni bir ezgi, -bu şiir […]
Kendine kucak arayan gövde Kendini yok eden gövde Yitirdin kendini işte Artık ne yurt sana Ne varolabiliyorsun başka evde. Bu mum medeniyetinde Bu metal öznede […]
Benim bir hayalim var Kutup yıldızının kıçını tekmelediğim gün Bir şarap şişesini kıracağım Paris’in en kirlenmiş banliyösünde… Sezen Aksu’dan sonra yakılan sigaralar Hep yetim kaldı… […]
Sizin alınız al inandım Morunuz mor inandım Tanrınız büyük âmenna Şiiriniz adamakıllı şiir Dumanı da caba Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız Bütün ağaçlarla […]
“Aşk mektupları elbette yakılmalı, geçmiş en soylu yakacaktır.” (Nabokov) Muhabbet kuşumuz öldü Arkasında uçuşan tüyleriyle mavi bir sonbahar bırakarak Biliyorsun ölüm, mavi boş bir kafestir […]
hiçbir şey duyulmuyor ağzı kabuk bağlı ve ben ne zaman bir ağacın kurtlu, acıtan, yaşlı kabuklarını, ince, biçimsiz, ağır parmaklarımla kopartsam menekşelerimle, şarkılarımla, bir fırtınayla […]
On Kalır benden geriye dokuzdan önceki on Dokuz değil on kalır On çiçek, on güneş, on haziran On eylül, on haziran On adam kalır benden, […]
Philip Seymour Hoffman’a Beş duyu organımla. Sahici ve sahipsiz kuş ölümü olarak anılıyordu adın Buna Ortadoğu ve balkanların tüm Suriyelileri dahil archie Saçlarımın neden bu […]
Dün gece senin küçücük elinle yalnız yattık Yalnız senin küçücük elinle yalnızlık Kandilli ilkokulu kadar kalabalık Zilleri çaldığında düşlerinin Sınıfların kapıları ardına kadar açık Gökyüzünün, […]
Sümeyya’ya, Bursa’nın uzun minareleri arasından, gözleri mavi/yeşil kız çocukları Ellerinde Mardin’den kopardıkları pembe/beyaz güllerle Postaneye doğru ilerliyorlar, böyle bir ilerlemek görülmemiş Sabırla ilerliyorlar, çok güzel […]
Ben ne dersem anlamayacaksın biliyorum Biliyorum anlamak istediklerinin sıyrılmış tarafıdır yerim yurdum Bir trenin ayaklanıp koşmasına inandırmak istiyorum seni Sense takılıp kalıyorsun tutuklanıyorsun Parklarda ki […]
Tüm varlığım benim, karanlık bir ayettir seni, kendinde tekrarlayarak çiçeklenmenin ve yeşermenin sonsuz seherine götürecek. Ben bu ayette seni ah çektim, ah ben bu ayette […]
West Indies, Kızıl Elma, İtaki, Maçin! Uzun yola çıkmaya hüküm giydim. Beyazların yöresinde nasibim kalmadı yerlilerin topraklarına karşı suç işledim zorbaların arasında tehlikeli bir nifak […]
biliyorum çok geç kaldım ölmek için aslında o hastanede tam da doğduğum gece aylardan eylülken ölüvermeliydim şans bu ya olmadı hem kader bugünlere sürüklendim bir […]
Karakışta bahar kendine özgü mevsimdir Günbatımında donuklaşsa da sonsuzdur, Zamanda asılı, kutupla dönence arasında. Kısa gün ışıl ışıl olunca, ayaz ve ateşle, İvecen güneş buzu […]
Etmeyince sen boyu serv-i revânı kendimin Ey yüzü gül bilmedim vallâhi cânı kendimin Kâmetin gördüm kıyâmetler kopardım âkıbet Eyledim sen fitne-i âhır zamânı kendimin Pâdişâhım […]
meral’le, ben kuşlara söyledim onlar da gelip avcuna düşerler habersiz bırakılmış herkes için yağmurlar yağarken biz şarap içeriz; saflar hepimize yetecek kadar dar birileri gelir, […]
bu sabah olmak istediğim kadın uyandırdı beni sesi cetvelle çizilmiş “neden gelmedin” dedi bana “hala geliyorum, topallar gecikir” dedim bu sabah olmak istediğim kadın gökyüzünü […]
Allahım biraz konuşabilir miyim bağışla Konuşuyorsun sen, duymuyorum ben ah bağışla Ben de konuştum çok, çoğu boş, boşlukları doldurdum Yarım kalmış bir çay gibi soğuttum […]
Ölen şeye bir parça olsun acımadık Yavaş bir tören alayı, son celse: bizi etkilemedi. Gençtik, feryat eden çiçeklerle ve şık giyimli serçelerle dalga geçip, ilerledik […]
Sancı bitince başlıyor dünya Fark edince başlar her şey, tıpkı bunun gibi Pazarlarımı gezince annem, cumartesilerimi, ölülerimi Yakınıma düşünce uzak, düşünce bakışlarıma firkat Tüm kırmızılar […]
1. Capriccio Alum Gülünç bir ölümle öldü deniyor Max Stirner için çünkü mahvına sebeb nihayet bir sinektir ama Fanya Kaplan nasıl öldü diye sorarsak sanırım […]
biz kaybettik, aşk da kazanmadı hiçbir şey çünkü sen aşksın ey aşk, nazlı bir çocuksun! kırıyorsun göğün biricik kapısını, söylemediğimiz tüm sözleri! çekip gidiyorsun nice […]
beyaz eldivenlerde kırmızı pençeleri bir ceviz gördü dalında, kapandı kovuk yılanı kanadından inciyi renginden vurdu dolanarak gölgeleri birbirine değmeden kara bir yüze nasıl sızarsa gülüş […]
Devlet kapısından sıyrılmış sıtkım; Elime geçirdim bir kuru değnek, Savurdum sincaba doğru;merakım, Ürküp sıçradıkça durup seyretmek. Gıdıklanmış gibi hınzır adeta Viyakladı derken fırladı tekrar Yandaki […]
sen geçerken gülün serinliği düştü her yere su kuş olup kanat çırptı saçlarına takıp geceyi gece kırgındır her zaman dokudukça karanlığı acının gölgesi düştü her […]
289 Güzellikle lutfu barındırır ay gibi parlak yanağı Yoktur ama sevgi ile vefası; Tanrım, ver ona Dilberim güzeldir, çocuktur; oynarken bir gün Öldürür beni inleterek; […]
yolunda giden bir şeyler var astımım hep tutuyor misal yolda polisler sürekli çevirebiliyor ekseriyetle bana açılan ortalar hep kötü olur ama bu asayiş ekibi gönlümü […]
Masaydı, kelimeler bekliyordu Tahtaydı yuvarlaktı ve tek ayaklı Saman renginde Lililer tuzak kurar, Lililer tuzak kurar Aklında tutuyordu Senin aklın bir baltaya bakıyor Balta ki […]
Kuyu diyorum Yusuf çıkıyor, elma deyince sen İdeolojiler kaybederken yüksek sesle bekliyoruz, farkındayız dünya hali, ey ahali! Akşamüstlerine çökmüş kederlere siperlenirken binlerce kez yenilmiş çocuklar […]
Birbirine dolanan hayaller yumağıdır hayatımız kim karar verebilir birbirine dokunan taş ve su hakkında, kimin kimi ayakta tuttuğuna, ve günün aslında kumdan, tuzdan ve ışıktan […]
Söylenir ve yarım kalır bütün aşklar yeryüzünde bir kaktüs bol sudan nasıl nasıl çürürse, öyle En sevdiğim temmuzdu aylardan hazirana benzediği için biraz biraz da […]
Daha önce defalarca yumruk yediğim şu ringe geri dönüyorum Defalarca yenildiğim Kanlı dişlerimin yaşlı gözlerime aktığı şu ringe Her gün yapmak istemediğim konuşmalara Şimdi göğüs […]
Ah sevdiğim Cumartesiye bakan Bir evin balkonunda Toprağı kurumuş saksılar gibiyim. Her akşam, Birkaç adım düşünüp Taşınıyorum buraya Kâğıt bardaktan çay Faturalardan su damlaya damlaya. […]
seni özlemek bir içime kapanmak çeşidi dünyada tuhaf şeyler oluyor bütün haberleri izledim, anlayamadım içimde bir şeyler dönüyor herkesle konuştum, yakalayamadım içim mavilere dönüştü, renkler […]
vurulur gerçekler orta yerinden alnının bir mısra bir mermi büyüklüğünde bir yara yaralar yaralar ki artık kabuk bağlamış mermi dediğin işlemez ki nasıra ağzımız dilimiz […]
Şoför, “dizlerini yaslama” dediğinde çıkıp iskeletime baktım. Dolmuştaydım. Lise yıllarımın aksine, bu kez en önde. “Şuradan bir kişi uzatır mısınız?” cümlesi korkunç bir dedikodu gibi […]
bir fotoğrafa bakınca saçlarını düzeltenler adına buradayım. ismimle lekeliyor nefesimi herkes. zaman aktıkça değişmeyen ve değillere boğulan her gül sayılarla değerlendi. ben her açıdan mağlup […]