Atakan Yavuz, Büyüdünüz, Rüzgâr Sizi Özlemiyor Artık
İlk şiir kitabımı, buradan çok uzakta yaşayan, daha doğrusu yazılan bir roman kahramanına adamıştım. Çocukluktan yeni çıkmış, yetişkinlerin dünyasının giriş kapısında dönsem mi, ilerlesem mi […]
İlk şiir kitabımı, buradan çok uzakta yaşayan, daha doğrusu yazılan bir roman kahramanına adamıştım. Çocukluktan yeni çıkmış, yetişkinlerin dünyasının giriş kapısında dönsem mi, ilerlesem mi […]
Bir eylül günüydü. Aynada gördüğüm o sapsarı benzi, çökmüş gözleri ve buza kesen donuk simayı hiç unutmuyorum. Ona bakıp; “Sen gerçekten ben misin?” diye sormuştum. […]
Bakkal kokusu sinmiş marketlere Ey hatıra Sadakte Ben önde koştururdum Babam ağır ağır Vakit uçarı gider Hatıra arkadan gelir Lezzetini bulur Hafızada bekletilmiş zaman Daha […]
Düşünce dünyamızda derinlikli çalışmalar ile iz bırakma ve yol açma çabasıyla hareket eden Notlar dergisi 4. sayısı ile birinci yılını doldurdu. Derginin sunuş yazısında değerler […]
Oğuz Atay, Tehlikeli Oyunlar’dan Bilge’ye Mektup Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir […]
Yoğun geçen bir kırk dakikadan sonra öğrencilerimin sorularından sıyrılarak kendimi öğretmenler odasına attım. Nefes almam gerekiyordu benim de. Çayımı alıp koltuğa yerleştiğimde bir ses dikkatimi […]
Taksim’de dünyayı kurtaran insan modelleri Taksim deyince akla İstiklal Caddesi gelir. Biz de İstiklal Caddesi’nde dünyayı kurtarmaya talip kişileri gruplandırdık. Umarız, beğenmezsiniz ama maalesef böyle […]
Ay Vakti dergisi sanki uzun bir maraton koşucusu gibi. Yıllardır koşusuna devam ediyor. Derginin kıstası belli. Ne şan ne de şöhret peşinde. Ay Vakti gündemlerin […]
İzafi Dergisi’nin 4. Sayısında “Kitap Neden Çalınır?” dosyası hazırlandı. Dosyada insan ile kitap arasındaki bu ilişkinin tüm boyutları ele alındı. Günümüz ekonomik sistemine de […]
14 Şubat, kimine göre kapitalizmin kasalarını doldurmak için uydurduğu para bayramı, kimine göre hengâmeli hayatın birbirimizden uzaklaştırdığı boşluğu sevgi sözcükleriyle doldurmak ve sevdiğimizi mutlu etmek […]
Panoptikon Fanzin’in ikinci sayısı çıktı Panoptikon, şiir üzerine düşünce üretmeye devam ediyor. Emrah Yolcu, “Şiir Geldi Word’e Dayandı” yazısıyla Panoptikon Ya Da Şiirin Gizli İktidarında […]
İnsan hayatı, bazen bir su birikintisine atılan taşın oluşturduğu dalgalanmalar gibidir. Bir bakıma taşı atanı beklemek, dalgalanıp hemen durulmaktan daha kolay… İnsan ne zaman ki […]
İnsan otuz yaşadığında n’apar? Dili dişi ağrır; dindışı ağrır. Gençlik lekesi çıkmaya başlar ovuşturdukça bağrını… İnsan kırk yaşadığında n’apar? Karşı odada alıngan bir ceylan biblosu […]
SKL Hareketi olarak 2 şeyin yasaklanmasını istiyoruz. Boks denen boktan spor, genç yaşta bir sürü insanın canını alıyor. Boks yasaklansın. Bu spor değil, vahşet. […]
SKL Hareketi eylem düzenliyor. Ne için düzenlediğinin bir önemi yok çünkü hepiniz önemsizsiniz ve hepimiz çok önemsiziz. Bunu anlayamadıysanız anlayacak yaşa gelmeyi bekleyin. Anlayana kadar […]
Aslında biz bütün bu olanlardan utanıyoruz. Bir gün pişman olmak için hepimiz sıraya gireceğiz / Bülent Parlak, Ricakeş, 26. sayfa […]
Ebru sanatı canımızı sıkıyor. Şimdi başlamadı bu can sıkma; yıllardır sıkıyor. Mıymıntı, sevimsiz, beyhude bir uğraş ebru. Belediyelerin bir şey bulamayınca açtıkları lüzumu tartışılmayan kurslarından. […]
O çocuğun adı Yiğit Mete. En küçük SKL Hareketi üyesi. Kendi bile haberdar değildi. Soldan sağa yazmak günahtır. İftar yapılmıştı ve hepimiz […]
“…Hiç kuşkusuz, bir film, kamu seyirliği olduğundan, özel sorunlarımız da özellikten ayrılarak kamusal bir nitelik kazanır. Kendi adıma bugün iyice belirli bir duygum var; bugün […]
Reha Erdem, sinemamızın son 15 yıllık süreçte yetiştirdiği en büyük yönetmenlerden biri kuşkusuz. Reha Erdem, sinemamızın son 15 yıllık süreçte yetiştirdiği en büyük yönetmenlerden biri […]
İzdiham’ın resmi olarak Yazı İşleri Müdürü olan Beyazıt Bestami, İzdiham’ın sivil insiyatif hareketi olan ama herhangi bir anlamı olmayan SKL Hareketi’nden komisyon kararıyla atıldı. SKL […]
Zamanımızda çalakalem yazmaktan mütevellit oluk oluk mürekkep sarfiyatına ve dolayısıyla gittikçe yükselen beş para etmez süprüntü kitapların seline karşı edebiyat dergileri bir bent, bir […]
Bazı insanların vicdanı vardır, içleri acır; sessiz kal(a)mazlar, görmezden gel(e)mezler. Yol ayrımlarında tereddüt etmezler, bir kişilik edinme kaygısı güderler, sürüklenmezler, tavır alırlar. Hayatlarının merkezinde bir […]
7. Uluslararası İstanbul Şiir Festivali, bu yıl da 14-18 Ekim tarihleri arasında gerçekleşiyor. Uluslararası İstanbul Şiir Festivali’ne 12’si yurtdışından olmak üzere toplam 26 şair katılıyor. […]
Martı Jonathan Livingston’dan değil, Küçük Prens’ten yanayım. İkisi bambaşka şeylerdir. Çünkü; -Martı Jonathan Livingston kariyeristtir, Küçük Prens anti-kariyeristtir. -Martı Jonathan Livingston sinekten yağ çıkartmayı önerir […]
her sabah okul yerine aşka giden bir çocuktun sen annen kırlangıçlar doldururdu beslenme çantana belki uykusundan hiç kalkamayan bir pazar sabahıydın sevgilim, yapışık ikizleriz biz […]
Anne ben bugün evleniyorum. Biliyorum Konuşacak çok şey var aramızda Aramızdaki sessiz harfler, üç noktalar, boş sayfalar Anne kelimeler anne kelimeler yakamdan tutmuş anla Gün […]
hep haziran gibi bir kere daha bir kere daha gölgemi öpüyorum bu altın yamaçlı kırmızı külahlı dağ bulutlarını da ben anamın mor nakışlı şalvarından istiyorum […]
Güneşle sevişmek bir hayal oldu ham sular yumadı yoz arzumuzu sözüm, parmağından sekip göğsüme değdiği zaman mı eritir buzu? Trenler ne kadar hızlanabilir süsleseler günlük […]
Anne ben geldim, üstüm başım Uzak yolların tozlarıyla perişan Çoktan paralandı ördüğün kazak Üzerinde yeşil nakışlar olan Anne ben geldim, yoruldum artık Her yolağzında kendime […]
Bu şiir Arzu için. – karıma bendeki o tuhaf bilgi, o garip ruh hali gece gündüz duran ve durmakla mükellef olan eşya hangi sırrımızla zehirler […]
Gecikmiş bir paydosun anonsu bu duyulan Hayır! Hiç kimse için istavroz çıkaramam! Ah şu Roma’yı yıkan bizdeki üstün akıl Ne çok azmettiriyor metruktaki güneşi. Sarsıyor, […]
efendim, haklılar: kapımı çalmayan komşular, selam vermeyen cemaat bir kızı olduğunu unutan annem, olmaz öyle şey demeyin; unutturduğum haklılar, öyle çirkin öyle çirkinim ki yüzüm […]
Annem tuz almaya gönderdi beni O gün bugündür eve dönmedim sokakları çocuk adımlarıyla caddeleri suçlu telaşıyla geçtim zamana açılıyordu bütün pencerelerim anıya dönüşebilecek kelimelerle kurdum […]
Ateşe bak demek geçiyor nedense şimdi sana içimden erik ağaçları gene aldandı ve kar düştü üstlerine ben bu bahar da yetişemedim soğuk tutmalıydı diplerini ateşe […]
Benim oralarda hiçbir işim yoktu Şeytana uydum, Aç ahtapotlar kaynaşırken dipte Kaypak kalabalıkta sürükleniyordum. İnce yüzünüzde üzgünce bir bakış Birden sizi gördüm, Açtı arı doruklarda […]
yüzme bilmeyen bir kaptana vuruldum utanma mevsiminden kalan gül kırıkları suç işliyor kalbim ayıplanan limanda mendile bağlanmış üç lokum bu sevincim sevincim bir ikindi lokumları […]
Seni seven aşık neylesin malı. biz batan güne sahip çıktığımızda ay, Bitlis’te sarı tütün ya da bir akarsu imgesi gibi yiğit ve bütün bir ağıttı […]
kuşlar uçuyor, Tanrım yaralılar var uzak değil deryadaki ayak izleri avcının ki barut gibi bir soğuk göğe takılı göğün tek avuntusu ceplerindekini boşaltmak ve sürmek […]