Yasin Kara, Kırmızı Vosvos ile Romantizm
Özgür ağabey “Çiko artık senindir Yasin.” Dedikten sonra kendimi hemen Çiko’nun bağajına sıkıştırmak istedim. Al işte! Yollar senin yalnızlık benim olsun derken okuldan, çocukluktan kardeşim […]
Özgür ağabey “Çiko artık senindir Yasin.” Dedikten sonra kendimi hemen Çiko’nun bağajına sıkıştırmak istedim. Al işte! Yollar senin yalnızlık benim olsun derken okuldan, çocukluktan kardeşim […]
Gece nöbetim bittikten sonra sabahın ilk saatlerinde 725 numaralı toplu taşıma aracına binip yorgun bedenimi arka sıralardaki bir koltuğa, uyku süzen gözlerimi de pencereye teslim […]
Sen yokken ben faili meşhur birçok olaya karıştım güzelcik; Bir hırsızlık çetesinin azılı iki elamanını dizlerinin üzerine çökerttim. Dur ihtarına uymayan Ve plakları alınamayan otomobilleri […]
Mehmet Aycı, Sait Faik’ın o “müthiş” hikâyesinden esinlenerek böyle diyor. Bende, bu müthiş cümlelere ‘Hepimiz birer yolcuyuz, hepimiz birbirimize çıkan bir yoluz’ diyerek eşlik ediyorum. […]
Diyarbakır’da tanıdığım bir arkadaşımdan, Üzeyir’den bahsederek yazıma başlamak istedim. Üzeyir, 8 yaşındayken annesi ile babası ayrılmış. Babası yeni bir evlilik yapmış. Kardeşleriyle birlikte üvey anneli […]
Beni fişlemişler anne. İçinde İslam, devrim sol ve örgüt geçen devrik cümleler kurmuşlar hakkımda. Sahi bunları sen bilmiyorsun değil mi? Boş ver. Bilme daha iyi. […]
Bir yazı daha yumrukluyor buzdan ellerim Sönen lalelerden ve aradığım şeyhten Payıma düşen baş ağrıtan bir lodos oldu, kesilmedi ama sesim Çünkü bilirim sonbaharın sakladığı […]
Baharlar gelecek ama önce dinle Geçmişini ödünç ver bana Bu asla romantik bir talep değil Çünkü sana kıştan bahsediyorum Kış bu Doğanların daha çok öldüğü […]
Sen, bir türlü kapıma dayanmayan kış Hem güçlü hem yitik, hep beyaz hep yarım Resim bilseydim seni işsiz piyanistlere anlatırdım Sonra operalara inerdi kaşların, hepsi […]
Sorsalar bende neler yorgun Yüzümde bir yerde saklı Yolun başıymış, sonu belli gibi Bahçe temizliyorum, yağmur yağıyor Aldım artık o derslerimi Yok yazılmışım üç kasımda […]
Yediğin içtiğin senin olsun Kördüğümlerini anlat. Susup da suya koysam bir kağıdı Yolunu bulabilir mi su, okuyup Üfledim ve söndü koskoca bulut Bir umuttur ölmek, […]
Tıp genetik der, ben derim cinnetlik Dinlediğim derdin yarısını söylemem Zaten hayat herkese başka şarkı söyler Hep bunlardan lansor’a müptela midem Aç karnına günde iki […]
“Gönül nedir bilene gönül veresim gelir Gönülden bilmeyene hissiz diyesim gelir.” – Sadettin Kaynak, Nihâvend (Eda Karaytuğ’dan dinlemek gerektir.) Ayaklarımda son abdestimden kalan Hem yumuşak […]
Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil […]
Hikâyenin insanı çağıran, insanı bir yanından yakalayan bir büyüsü vardır. Şiirin dünyasına giremeyen birçok kalp için hikâye, uçsuz bucaksız bir davet sunan güzellikler diyarıdır. Hikâyede […]
Sen her gün köşe başlarında Yırtık urbanla kirli ellerinle Avuç açan, sefil insan. İnan yok farkımız birbirimizden Sen belki tüm yaşamınca dilenecek; Beklediğin beş kuruşu […]
Niçin sürgünsün şair yaşadığın toplumda? (1) Işıksız bir karmaşadır siyasal partiler, Bir yararı olur mu şu tasasız ruhuna? Çiçeğe durmuş şiirin sararıp soluyor; O boğucu, […]
Victor Hugo da öldü. I. Yıl, 1815… Şarl Fransuva Bienyenü Myriel, Dinyde piskopos olarak görev yapıyordu. O yıllarda, 75 yaşlarında olan yaşlı adam, dokuz yıldır […]
Değil mi ki o derin acılarımla şimdi Buna destek olacak tek bir kolda yoksunum Ve çocuklara bile zorlukla gülüyorum Ve açmıyor içimi çiçekler renkleriyle Anlamalıyım […]
Gelişme bütün toplumlar üzerinde aynı etkiyi yaptı. Aynı tür makineler, fabrikalar, klinikler, televizyon stüdyoları ve beyin takımlarından sökün edip gelen ürünlere bağımlılığın yeni bir ağına […]
Bunu anlatmanın bir yolu yok. Ortada duran metaforun kuyruğunu çekelemek bu. Kendine iğne batırmanın en edebi yanı… Kimse kendini anlatırken doğru cümleleri bulamıyor. Herkes kendini […]
Şiir yazıyorum çünkü kelimelerden duvar yapılmaz. Şiir yazıyorum çünkü ‘şiir’ kelimesi Arapça ‘şuur’ kelimesinden gelir ve ben şuurumu modernliğin zırhında patlatmak istiyorum. muyum? Şiir yazıyorum […]
Aziz Agustin’in “Zaman geçici bir şey midir, yoksa her zaman mevcut olmuş son mudur?” sorusunu ortaya attığı yıllardan beri, Âdem torununun zihnini alevlendiriyor zamanda yolculuk […]
Her şey yolunda amir İkimizden biri fazla bu gemide Bulutları fark edemeyen kaptan gibiyiz Her şey yolunda amir Sokaklar sosyal adaletin gözünden kaçacaklar yine Kafiye […]
Doğduğumdan beridir duyduğum ilginç bir söz öbeği var… Devlet ne zaman kendisiyle ilgili bir açıklama yapmak zorunda kalsa, işte o meşhur sözü hemen veriveriyordu yayın […]
Sevgili şair; Sana yazmayalı epey oldu. Evet, bu benim için müthiş anlamlar barındıran bir savaşın, harfleriyle beynimi kanırtması gibi bazen acıtıcı da olurdu; bundan hep […]
Muhasebeci olarak Karl Marx, kasap olarak Darwin. *** Bu isimlerin günümüzde böylesi mesleklerde çalıştıklarını duysak epey yadırgardık. Muhasebeciler arasından ekonomi teorileri üreten birilerinin çıkmaması, kasaplar […]
Makinelerin insanı kullanmasına ramak kala doğdum. Doğduğum yüzyıla esaslı bir elveda çekecek kadar büyüdüğümde, bu yüzyıl da beni kendi malı yapmaya yeltenecek kadar güçlenmişti. Soğuk […]
Tüm çocuklar haklıdır ağlarken Kırılan bir bardağın sesi hepimizi ilgilendirir İlk golü atanın kahramanlığı gibi geçicidir Tam anlatacakken hatırlanmayan anıları düşün Bu anı uzatmak istediğin […]
Sinende duran gönülçelen nefese Çerçiler sokağından nice kuşlar ahesteler çekiyor Topkapı minibüsleri ve çılgın kasetçiler köşede Evin sefası olmaya niyetli şen kızlar ve zamanın hatrı […]
Hiç roman yazmadım bilemem nasıl yaşanır uzun bir hayat Nasıl yazılır bilemem Masalından atılmış Leyla’yı yeni bir aşka ikna etmenin şiiri Hiçbir şey geri dönmüyor […]
İtalyan Edebiyatının en özgün, en yaratıcı yazarlarından biri olan Italo Calvino, uluslararası saygınlığı ve duruşu olan bir yazardır aynı zamanda. 1985′teki zamansız ölümüne kadar adı, […]
Arturo Massolari işçiydi, sabah altıda sona eren gece vardiyasında çalışıyordu. Eve dönmek için güzel havalarda bisikletle, yağışlı aylarda ve kışın da tramvayla uzun bir yol […]
Onları izlemeye koyuldum. Gece, ıssız bir sokakta, bir dükkanın kepengine birşey yapmaya çalışıyorlardı. Ağır bir kepenkti, demir bir çubuğu kaldıraç gibi kullanıp kaldırmaya çalışıyorlardı ama […]
yurdunu terk etmişti mecnun, çölü de terk etsin söyleyin, görme hevesinde ise Leyla’yı da terk etsin ey derviş, burada, olgunluğa erişince elde edilir erek sen […]
Eski ateşi gözden kayboldu Doğu hayatının Nefesi durakladı ve ruhu terketti vücudunu Bir resim gibi zincirsizdir nefesi Ve bilmez hayatın nedir tadı. Kalbi kaybetti arzuyu […]
Belleğime sürgün ediyorum kendimi Orada yaşayacağım gelecekte Zamanı gelip beni yitirince Tarihin boş sayfalarına bakın siz de Yaşam nereden bakarsan bak, hiç Dinmeyecek bir acı, […]
Don Quijote’nin maceraları, yolları ve dolambaçlarıyla, sınırı çizmektedir: eski benzerlikler ve işaretler oyunları onda sona ermektedirler; yeni ilişkiler daha şimdiden burada kurulmaktadırlar. Don Quijote deli […]
3 Haziran 1835, öğleden sonra saat bir’de, Bize, Fronçois-Edouard Boudin, Aunay Kanton Yargıcı, yanımızda Louis-Léandre Langliney, katibimiz de bulunduğu halde, Aunay komün başkanı tarafından, adı […]
Yaşamak istiyorum Yaşamak istiyorsun Yaşamak istiyor Böyle şiir olmaz, diyeceksin; biliyorum. Ama böyle dünya olur mu? Böyle barış olur mu? Böyle hürriyet olur mu? Böyle […]