22 Mayıs 2017

Sema Enci, Afişe

ile izdiham

duvarların adaletine dayanan hangi sırt kalmış açıkta?
lunaparklar insan ayırmaz bilirsin
bilirsin, kapılar ve tokmaklarına uzanan elin rengi yok
zayıf bir oğlan geçti sokaktan bir akşamüstü
maldan mülkten neşeden zayıf
ince dudaklı o kıza yürüyen ayaklarıyla
oğlan geçti üstünde bir bulut
tarih kitapları eksik geçti
anası babası yokmuşçasına geçti
belki varlığın anlamından bihaber yokluktu
ince dudaklı kızın ağzında incelirken şarkılar
oğlan geçti vakitlere nazire
zayıf bir inanışı kuvvetle besleme bilinci an
oğlan geçti bir şehir kuruldu kuvvetli ihtimal kızın içinde.

düşünmek yersizliktir biraz yurtsuzluk
bu yüzden içine açmayı hatırlatır akşamüstü bu kımıldayış
zayıf oğlanın sırtını dönüşü kahkaha çiçeklerine.
teselli tecellidendir
ince dudaklı kız bilir de sever bunu
oğlanın boynuyla kızın ağzı arasındaki bu muazzam uyum
duvarda yıllarca asılı duran okunmamış kutsal bir kitaptır
akılları kurcalayıp karıncalanmaya sebep.
hiçbir yara geçmedi göğsünün aynasında
ve haritaları yırtılası bu dünyada
onca mevsim geçti geçerken zayıf oğlan
ardında bıraktığı boşluğu doldurmaya hevesliler.
film bittiği halde mideye yumruk yemişçesine
sinema perdesinin önünde kalakalmaya benzer geçti.

yaz sonuydu bir akşamüstü
saçında rüzgar yüzünde bulut gözünde kilometreler
bayramsız ve resmi olmayan bir törendi
ince bir ağıttan zayıf bir ses kaldı geriye.

Sema Enci

İZDİHAM