11 Şubat 2022

Yazarlar Dede Korkut Hikâyeleri’ne Yeniden Ses Verdi: Korkut Ata Ne Söyledi?

ile izdiham

Ketebe Yayınları kadim zamanlardan bugüne ulaşan 12 Dede Korkut Hikâyesi’nin çağdaş yazarların kaleminden çıkan yeni versiyonlarını bir araya getirdi. Ortaya çıkan “Korkut Ata Ne Söyledi?” kitabı geçmişle bugün arasında uzanan bir köprü olurken hikâye anlatımının sınırlarını da zorladı. Aykut Ertuğrul ve Güray Süngü’nün editörlüğünde hazırlanan çalışmaya destek veren 24 yazar, sadece bu toprakların damarından beslenen hikâyeleri yeniden yorumlamakla kalmadı, öykü kuramı üzerine düşünülmesi gereken bir eser çıkardı.

Yüzyıllar öncesinden kutsal kitaplara, bugünden geleceğe uzanan insanlık tarihini içine alan bir zaman diliminde biçim ve türleri değişse de aslı değişmeyen bir eylem hikâye anlatmak. Bu toprakların hikâyeleri ise Binbir Gece Masalları’ndan Hazreti Ali Cenkleri’ne, Gazavatnamelerden Battalnamelere, Hamzanamelerden Nasreddin Hoca Hikâyeleri ve elbette Dede Korkut Hikâyeleri’ne dayanıyor.

Aykut Ertuğrul ve Güray Süngü’nün titiz çalışmasıyla hazırlanan Korkut Ata Ne Söyledi?, Dede Korkut Hikâyeleri’nin peşinden gidiyor. Çağdaş edebiyatımızın 24 önemli yazarı 12 hikâyeyi yeniden yorumlayarak okura sunuyor. Klasik anlatının ötesine geçen bu hikâyeler özü koruyarak okura farklı bir deneyim yaşatıyor.

Post Öykü Genel Yayın Yönetmeni olan ve daha önce Acâibü’l Mahlûkât ile Seyyahlar ve Kâşifler Kitabı adlı seçkileri de yayıma hazırlayan Aykut Ertuğrul kitabın girişinde eserin hazırlanış süreci hakkında bilgi veriyor ve şu önemli soruları soruyor:

“Dede Korkut Hikâyeleri’ne bir şekilde yeniden yaklaşmak bugünden o güne bir köprü atmak mümkün mü? Yeni bir yorum mümkün mü? Yeni bir yazım mümkün mü? Mümkünse nasıl? Neyi değiştirip neye sadık kalarak olmalı bu. Önemli olan hikâyenin meselesinin güncellenmesi midir? Formun güncellenmesi mi? (Biçim mi öz mü vs.) Ya da hiçbir şeyi bozmadan hikâyeleri esas haliyle yeniden çevrime sokarak hikâyenin bizi dönüştürmesini mi ummalıyız? Bu hikâyeleri söyleten ruhla hâlâ bir akrabalık bağımız var mıdır? Varsa ve yoksa bu durum öyküye nasıl yansımalıdır?”

Dede Korkut Hikâyeleri’nin ruhuyla akrabalık bağını ortaya çıkaran çalışmaya Akif Hasan Kaya, Arda Arel, Aykut Ertuğrul, Demet Şahin, Elif Genç, Emin Gürdamur, Emre Ergin, Gülşen Funda, Güray Süngü, Güven Adıgüzel, Güzide Ertürk, Handan Acar Yıldız, İsmail Özen, Kadir Daniş, M. Fatih Kutlubay, Mahmut Sami Yıldız, Mukadder Gemici, Murat k. Murat, Mustafa Aplay, Mustafa Çiftci, Naime Erkovan, Osman Cihangir, Şeyda Arslan ve Tuna Yukay destek verdi.

Beş yıl önce yayınlanan eserde 12 hikâyeyi yazan 12 öykücüye genişletilmiş ve elden geçmiş yeni baskıda 12 yazar daha eklendi. Kadim ateşin başında toplanan 24 yazar bugün hâlâ ışıldayan hikâyeleri Korkut Ata’nın kelimelerini, sesini ve kimi zaman da sözlerini muhafaza ederek, kendini, varlığını, zamanını ve yaşam serüvenini arayan insanları başka başka yollara çağırmak için yola çıktı.

Sır Derya kıyısında atlarını dinlendiren, yalçın kara dağların bağrında yurt tutan, aslan yüreğiyle yeryüzünde dolaşan, on iki hikâye bu seçkide Oğuzlar’ı öykülerle selamladı.

Korku Ata, hikâyelerin içinden başını uzatıp okura şöyle seslendi:

“Hânım hey! Yiğit Basat, beni beş yüz yıllık derin uykumdan uyandırınca dünya çözüldü, zaman yeniden eğildi önümde, hikâyeler yeniden dize geldi… Ölümsüzlüğün peşine düştüm, yanıldım, yaşayan ten değil hikâyelermiş bildim. Çok gezdim, çok gördüm, çok yanıldım, döndüm dolaştım, kendimi sonsuza kadar uzayan bu hikâyede buldum. Yoldaşım Hızır, oğul bildiğim kardaşım Basat’ın himmetiyle silkindim. Kucaklaştık. Kendimi bildim.

Yom vereyim Hânım: Ölüm vakti geldiğinde arı imandan ayırmasın! Günahımızı adı görklü Muhammed Mustafa’ya bağışlasın, hu!”

İZDİHAM