5 Nisan 2016

Sabit Müktesebat, Genç Yazarlara Öğütler!

ile izdihamdergi

Ey yazı yolunun genç yolcusu! Şimdi kulaklarını dört aç, sözlerimi iyi oku!

 

1-) Kitap okuyup okumaman beni ilgilendirmez, ne halin varsa gör! Fakat okumayan birine yazma hevesine düşmesinin sebebini sorarlar!

2-) Fular takmak, top sakal bırakmak ve kolları kavuşturup başyazar pozu vermekle yazarlık arasında doğrudan bir ilişki yoktur. Mesele cümle kurabilmekten ibarettir. Top sakalından şiirsel tatlar, fularından bir aşk hikayesi çıkarmamı bekleme!

3-) Büyük terbiyesizliktir lakin zaman zaman “ah azizim yazamıyorum, üretemiyorum” adlı hastalığa yakalanmak da bu işin rükünlerindendir. Bir meslek hastalığı desek yeridir. Endişeye kapılma.

4-) Facebookta yayınladığın bir iki küçük yazının altına, “büyük yazarsın, ne olur artık kitap çıkar, ayol neyin eksik onlardan!” gazlarına gelme. Sen yaz, hep yaz, daha iyi yaz!Sonra imza gününde, “ne zaman çıktı, ne zaman şu kadar baskı yaptı lan bu kitabım?”diye şaşır ve beni anımsa.

5-) İki yazın, iki kıçı kırık internet sitesinde yayınlandıktan sonra havaya girmekte aceleci olma. Duyuyorum, sağda solda, “benim yazı hayatım, benim yazı serüvenim, benim kelime evrenim, imgelem düzlemim” diye konuşuyorsun. Fena yaparım, döner tekmeyle bitiririm işini!

6-) Yeri gelirse küfür edilir ama bunu matah bir şey sanma. Çok küfür etmek seni iyi yazar yapmaz sadece küfürbaz yapar. Mesele bu kadar basittir. Kendini yazar zanneden bir küfürbaz ise çok sıkıcıdır.

7-) Yazarken sigara içmek iyidir. Zihni toplar, odaklanmayı kolaylaştırır. Fakat asıl dikkat etmen gereken, çektiğin dumanı üflerken, gözlerini kısıp boşlukta belirsiz bir noktaya manalı manalı bakmayı becerebilmektir. Bu sana klas bir yazar havası verecek ve sen o gazla sıkı cümleler kurabileceksin! Tıpkı benim gibi!

8-  “Mesajı vereceğim ve kitleler aydınlanacak” gibi bir derde düşme. Mesajın atmosferdeki oksijen, karbondioksit, ne bileyim azot gibi olsun. “Aha bak mesaj bu! Siz öküz olduğunuz için anlamazsınız şimdi!” demek, “ben bir öküzüm” demenin uzun yoludur. Oysa kısa cümleler çoğu zaman daha iyidir!

9-) Hele bu İslamcı gençlerin, mesaj vereceğim diye güzelim hikâyelerini Cuma hutbesineçevirmesi de bu cümleden. Hutbe irad etmekse derdin bunun yolu belli. Diyanete başvur; imam ol, müezzin ol; sen de kurtul biz de!

10-) Gerçi sana da hak veriyorum, yıllarca halkı eğitilmesi gereken cahiller sürüsü olarak gören adamların kültür sanat hayatını kontrol ettiği bir ülkede yaşarsan, yıllarca Levent Kırca parodileri izlersen bu kadar deformasyon normal!

11-) Bunalım edebiyatı yapma, kim ne yapsın senin bulaşık bunalımını, kafkaesk kuruntularını hergele! Kız tavlayacağım, erkek ayartacağım diye beni de, milleti de sinir sahibi ettiniz!

12-) Ne demek, “hocam boş ver şimdi noktayı, virgülü, yazının ruhuna bak!” İmla kuralları her şey değildir ama hiçbir şey değilmiş gibi de davranma!

13-) Yazı yazmak iddia sahibi olmaktır. Eleştirileri dikkate al, değerlendir, istifade et. Fakat eleştirilerin esiri de olma: Hikayenin sonunu değiştiren kahraman olamaz!

14-) Klişelerden “orijinal” bir şeyler söylemek için faydalan. Sakın klişelerini “orijinal” diye yutturmaya kalkma, yemezler!

15-) Soyut, ne idüğü, ne dediği anlaşılmaz metinler yazmak seni iyi yazar yapmaz. Anlaşılmaz kılar. Anlaşılmaz olmak da sıkıcı olmak demektir. Ayrıca, “Beni anlamıyorlar azizim” tribinin de modası geçmiştir. Hem de senin Mevlana’dan bihaber olduğun ortaya çıkar.

I6- ) Etkileyici olmak için sakın ha “samimiyetsiz” cümleler kurma. Samimiyetsizce söylenmiş her sözün, “bold font” gibi okuyucunun gözüne çarpar, irrite eder. Sonra benim yazılar niye okunmuyor dersin, kim ne yapsın senin gibi sahtekarı, düzenbazı, riyakarı ulan it!

Lafı lafı açıyor fakat şimdi gitmem lazım. Vizite saati geldi ve iki doktoru atlatmak zorundayım. Yine beni uyutan o lanet olası haplardan verecekler. Hasta değilim. Ünlü bir yazarım ben!

 

Sabit Müktesebat- Racon Dergisi- sayı-1

İzdiham