Kaan Burak Şen, Sadece Kağıt Para Girişi Yapınız
Bu lanet binanın beton kusan mimarisi, makyajsız bir fahişeyi andırıyor, cızırdayan lambaları da öyle. İnan tekmeleyesim geliyor her şeyi. Eve girince, ışığı açmamla kapamam bir […]
Bu lanet binanın beton kusan mimarisi, makyajsız bir fahişeyi andırıyor, cızırdayan lambaları da öyle. İnan tekmeleyesim geliyor her şeyi. Eve girince, ışığı açmamla kapamam bir […]
Ayakkabılarımdan terk-i diyar eden çamur, Zeynep adında asılsız bir suretin ortasına, nasıl yapıştı onu anlatacağım şimdi. Her şey rengi kaçmış bir fotoğrafa kurşun sıkmamla başladı. […]
kapatırım kendimi buddha’nın mabedine, öylece kalırsın. bana seccadeni ödünç verir misin bebeğim? Sabah namazından sonra kabıma pilav koyasın ha. Buddha kızmasın saçlarına, kazımaz bence, takmaz […]
Kapı nefretle yumruklanınca haliyle açmadım. Perdenin aralığından baktım. Kimi eliyle boğazımı kesme işareti yapıyor, kimi tehditkâr bir edayla koca döner bıçağını yalıyor kimisi de kapımın […]
Asude, yan dairedeki siyahlara yazıları yazamadım, Bana seri ölümlerin kapağını açsana. Benim vefat haberini bölüp bölüp damlarda, kuşlara serpin yesinler. Ben bu aşkı senin için […]
Bilmediğimiz bir şey unuttu bizi, bu his garip. Önce ılık ılık ağlayıp gözlerine alıştırıyor. Sonra yetim bırakıyor herkesi. Saçlarımı bozdurup, gençliğimi peşkeş çektiğim dizlerinden öperim […]
Ben, büyümeyi yasaklanmış bir pencerede unuttum. Kambur suların çarşısında kırıldı içimdeki Adem. Hangi kaybolmuş kavmin cesediyse ellerim, inilen sebeplerden çıkaramıyorum kendimi. Bir deliliği, delik deşik […]
Taştın yine deli gönül Sular gibi çağlar mısın Aktın yine kanlı yaşım Yollarımı bağlar mısın Nidem elim varmaz yâre Bulunmaz derdime çâre Oldum ilimden âvâre […]
Arkadaşlarım, Toplumsal devrim, sınıfsal temelleri olan, kesintisiz bir değişme ve değiştirme hareketidir. Çeşitli zorluklarla dolu, uzun, sancılı bir tarihi dönemi kapsar. Acıları, sevinçleri, başarıları, yenilgileri, […]
Önümde yuvarlanıp giden sarı-mavi, süt-beyaz bilyelerimin ardından koştururken vakit öyle hızlı geçmiş ki; Büyümüşüm… Büyümüşsün… Büyüymüşsün… ‘Sur Kent’in lacivert kuytularında oturup sevdiklerimi, çocukluğumu, yaralarımı bir […]
Mehmet Aycı, Sait Faik’ın o “müthiş” hikâyesinden esinlenerek böyle diyor. Bende, bu müthiş cümlelere ‘Hepimiz birer yolcuyuz, hepimiz birbirimize çıkan bir yoluz’ diyerek eşlik ediyorum. […]
Sen yokken ben faili meşhur birçok olaya karıştım güzelcik; Bir hırsızlık çetesinin azılı iki elamanını dizlerinin üzerine çökerttim. Dur ihtarına uymayan Ve plakları alınamayan otomobilleri […]
Gece nöbetim bittikten sonra sabahın ilk saatlerinde 725 numaralı toplu taşıma aracına binip yorgun bedenimi arka sıralardaki bir koltuğa, uyku süzen gözlerimi de pencereye teslim […]
Özgür ağabey “Çiko artık senindir Yasin.” Dedikten sonra kendimi hemen Çiko’nun bağajına sıkıştırmak istedim. Al işte! Yollar senin yalnızlık benim olsun derken okuldan, çocukluktan kardeşim […]
Beni fişlemişler anne. İçinde İslam, devrim sol ve örgüt geçen devrik cümleler kurmuşlar hakkımda. Sahi bunları sen bilmiyorsun değil mi? Boş ver. Bilme daha iyi. […]
Diyarbakır’da tanıdığım bir arkadaşımdan, Üzeyir’den bahsederek yazıma başlamak istedim. Üzeyir, 8 yaşındayken annesi ile babası ayrılmış. Babası yeni bir evlilik yapmış. Kardeşleriyle birlikte üvey anneli […]
Yediğin içtiğin senin olsun Kördüğümlerini anlat. Susup da suya koysam bir kağıdı Yolunu bulabilir mi su, okuyup Üfledim ve söndü koskoca bulut Bir umuttur ölmek, […]
Sorsalar bende neler yorgun Yüzümde bir yerde saklı Yolun başıymış, sonu belli gibi Bahçe temizliyorum, yağmur yağıyor Aldım artık o derslerimi Yok yazılmışım üç kasımda […]
Sen, bir türlü kapıma dayanmayan kış Hem güçlü hem yitik, hep beyaz hep yarım Resim bilseydim seni işsiz piyanistlere anlatırdım Sonra operalara inerdi kaşların, hepsi […]
Baharlar gelecek ama önce dinle Geçmişini ödünç ver bana Bu asla romantik bir talep değil Çünkü sana kıştan bahsediyorum Kış bu Doğanların daha çok öldüğü […]
Bir yazı daha yumrukluyor buzdan ellerim Sönen lalelerden ve aradığım şeyhten Payıma düşen baş ağrıtan bir lodos oldu, kesilmedi ama sesim Çünkü bilirim sonbaharın sakladığı […]
“Gönül nedir bilene gönül veresim gelir Gönülden bilmeyene hissiz diyesim gelir.” – Sadettin Kaynak, Nihâvend (Eda Karaytuğ’dan dinlemek gerektir.) Ayaklarımda son abdestimden kalan Hem yumuşak […]
Tıp genetik der, ben derim cinnetlik Dinlediğim derdin yarısını söylemem Zaten hayat herkese başka şarkı söyler Hep bunlardan lansor’a müptela midem Aç karnına günde iki […]
Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil […]
Hikâyenin insanı çağıran, insanı bir yanından yakalayan bir büyüsü vardır. Şiirin dünyasına giremeyen birçok kalp için hikâye, uçsuz bucaksız bir davet sunan güzellikler diyarıdır. Hikâyede […]
Değil mi ki o derin acılarımla şimdi Buna destek olacak tek bir kolda yoksunum Ve çocuklara bile zorlukla gülüyorum Ve açmıyor içimi çiçekler renkleriyle Anlamalıyım […]
Victor Hugo da öldü. I. Yıl, 1815… Şarl Fransuva Bienyenü Myriel, Dinyde piskopos olarak görev yapıyordu. O yıllarda, 75 yaşlarında olan yaşlı adam, dokuz yıldır […]
Niçin sürgünsün şair yaşadığın toplumda? (1) Işıksız bir karmaşadır siyasal partiler, Bir yararı olur mu şu tasasız ruhuna? Çiçeğe durmuş şiirin sararıp soluyor; O boğucu, […]
Sen her gün köşe başlarında Yırtık urbanla kirli ellerinle Avuç açan, sefil insan. İnan yok farkımız birbirimizden Sen belki tüm yaşamınca dilenecek; Beklediğin beş kuruşu […]
Gelişme bütün toplumlar üzerinde aynı etkiyi yaptı. Aynı tür makineler, fabrikalar, klinikler, televizyon stüdyoları ve beyin takımlarından sökün edip gelen ürünlere bağımlılığın yeni bir ağına […]
Bunu anlatmanın bir yolu yok. Ortada duran metaforun kuyruğunu çekelemek bu. Kendine iğne batırmanın en edebi yanı… Kimse kendini anlatırken doğru cümleleri bulamıyor. Herkes kendini […]
Aziz Agustin’in “Zaman geçici bir şey midir, yoksa her zaman mevcut olmuş son mudur?” sorusunu ortaya attığı yıllardan beri, Âdem torununun zihnini alevlendiriyor zamanda yolculuk […]
Şiir yazıyorum çünkü kelimelerden duvar yapılmaz. Şiir yazıyorum çünkü ‘şiir’ kelimesi Arapça ‘şuur’ kelimesinden gelir ve ben şuurumu modernliğin zırhında patlatmak istiyorum. muyum? Şiir yazıyorum […]
Her şey yolunda amir İkimizden biri fazla bu gemide Bulutları fark edemeyen kaptan gibiyiz Her şey yolunda amir Sokaklar sosyal adaletin gözünden kaçacaklar yine Kafiye […]
Doğduğumdan beridir duyduğum ilginç bir söz öbeği var… Devlet ne zaman kendisiyle ilgili bir açıklama yapmak zorunda kalsa, işte o meşhur sözü hemen veriveriyordu yayın […]
Muhasebeci olarak Karl Marx, kasap olarak Darwin. *** Bu isimlerin günümüzde böylesi mesleklerde çalıştıklarını duysak epey yadırgardık. Muhasebeciler arasından ekonomi teorileri üreten birilerinin çıkmaması, kasaplar […]
Sevgili şair; Sana yazmayalı epey oldu. Evet, bu benim için müthiş anlamlar barındıran bir savaşın, harfleriyle beynimi kanırtması gibi bazen acıtıcı da olurdu; bundan hep […]
Tüm çocuklar haklıdır ağlarken Kırılan bir bardağın sesi hepimizi ilgilendirir İlk golü atanın kahramanlığı gibi geçicidir Tam anlatacakken hatırlanmayan anıları düşün Bu anı uzatmak istediğin […]
Makinelerin insanı kullanmasına ramak kala doğdum. Doğduğum yüzyıla esaslı bir elveda çekecek kadar büyüdüğümde, bu yüzyıl da beni kendi malı yapmaya yeltenecek kadar güçlenmişti. Soğuk […]
Hiç roman yazmadım bilemem nasıl yaşanır uzun bir hayat Nasıl yazılır bilemem Masalından atılmış Leyla’yı yeni bir aşka ikna etmenin şiiri Hiçbir şey geri dönmüyor […]