Burcu Akkanlı Süslü, Katli Vaciptir
Belki de sadece ölmeliydik tutup yaşamayı seçtik diye oldu her şey! Saat sabahın 4’ü; yorgun, yalnız ve kalabalık bir günün ardından satırlarınım naifliğine muhtacım. Yazmak, […]
Belki de sadece ölmeliydik tutup yaşamayı seçtik diye oldu her şey! Saat sabahın 4’ü; yorgun, yalnız ve kalabalık bir günün ardından satırlarınım naifliğine muhtacım. Yazmak, […]
Gün batar, devletler yeniden kurulurdu o akşamlarda. Bir sokakta yavaş yavaş yürüyorsan hayat sana acının ne demek olduğunu öğretmiştir. Bu aldığın dersler sana ne hayatı […]
Tapınağın Kapısında Dudaklarımı, aşktan bahsetmek için kutsal ateşle paklamıştım; dudaklarımı açınca konuşmak için, kendimi dilsiz olarak buldum. Aşk şarkıları terennüm ederdim aşkı bilmeden önce, onu […]
Aramızda tartışıyoruz/ yaşamak mı zor Çince mi? Osman Konuk Küçüktüm. Ailemin işi sebebiyle yaz tatiliniköyde geçirmem gerekiyordu. İlk defa o yaz uzunca bir yolculuğa çıkıyordum […]
Kapıyı açtığımda yumuşak bir rüzgarın yüzüme çarptığını hissettim. Yoksa yumuşak bir rüzgar yüzümü yaladı mı demeliydim. Ama bana çarpmış gibi geldi, yumuşak ama çarptı… Hava […]
Rantsal insan ilişkileri. Tüketim toplumu; günümüzde üzerinde bilimsel tartışmaların yapıldığı ve çoğu görüş sahiplerince çağımızın insan tipini tanımlayan kavram. Bu tanımlamanın derinlerine ve arka planına […]
Bir gülün gölgesi düşmüş yüzüne Kötü gülün, zalim gülün, dar gülün Gel otur biraz yaşlanınca kalkarsın Yüzün biraz, sesin biraz, kal biraz Annenin elleriyle aynaları […]
Okumak, zehirli bir sürüngen ısırığı! Elime aldığım bütün kitaplar birer sürüngen gibi dolaşmaya başlıyor beynimde. En zayıf yanımı kolluyorlar en zehirli cümlelerini sakladıkları kuyrukları ile […]
Beş Ses İçin Metin “Bağlaç” olmakla kalacağını sanan dosta bir tüy, bir telek bir dal- gınku- şun ar- dında bırakı- verdiği havadan o- luşmuşgi- biyumu- […]
Ayakkabılarımın çamurunu gizlemeye çalışırdım annemden. Kirli ellerimi de… Okulda, evde, uykuda hep aynı pantolon olurdu bacaklarımda. Temizlenen küçük bedenim hamam dönüşlerinde yine aynı kirli pantolona […]
Sezai Karakoç’un 10 Mayıs tarihli son konuşmasının metni. Kısa bir medeniyetler tarihi ekseninde İslam’ın yeniden dirilişi için yol gösterici bir metindir. Fert ve toplum olarak; […]
Bu kadar sık görüşürken benim yerime mektubumun gelmesi seni her halde şaşırtacak, fakat sonuna kadar okuyunca göreceksin ki başka türlü yapamazdım. Bu mektubu çok daha […]
Buzul çağından kalma bir soğukluğun mosmor yaptığı ruhunda fırtınalar kopuyordu. Eski ama temiz giysilerinin içinde kendini o kadar yalnız hissediyordu ki… Kimliğini kaybetmiş insanların telaşıyla […]
Elizabeth Lunday’in Büyük Sanatçıların Gizli Hayatları adlı kitabını okuduktan sonra resim sanatına farklı gözle bakmaya başlayacaksınız. Hatta hiçbir müze gezisi sizin için durağan ve sıkıcı […]
Soma’da yüzlerce çocuğun babası artık yok. Onların gözüne bu sene lütfen “Babalar Günü” pazarlamasını sokmayın. O koca firmaların, ne biçimde zengin oldukları belirsiz kodamanların, fabrikaların, […]
Akşamları daha bir severim İstanbul’u. Aslında İstanbul’u sadece akşamları severim. Tamam itiraf ediyorum artık İstanbul’a aşık değilim. Bence ilişkimize bir yaz molası vermeliyiz. Kabul edelim […]
Ejderhanın yıktığı, yaktığı bir şehir. Cadde boyu evler bir var, bir yok.Var olan da yok gibi; bir köşesine, bir balkonuna, bir çatısına ejderhanın yıkıcı, yakıcı […]
Hepsinin gözleri güzeldir. Hepsinin canlıyken pulları kadın elbiselerine, kadın kulaklarına, kadın göğüslerine takılmağa değer. Nedir o elmaslar, yakutlar, akikler, zümrütler, şunlar bunlar?… Mümkün olsaydı da […]
İlkokul öğretmeni Rasim Kaygusuz’un çocukların okumayı sevmeleri ve kolayca öğrenmeleri için 1968 yılında yarattığı ve adını 10 kitaplık bir seriye verdiği Cin Ali karakteri 46 […]
Ben 4 Ekim’de gizli servisten üç arkadaşımla birlikte İtalya’ya gideceğiz. Biletlerimizi aldık. Yeşilköy’den kalkacak olan demir kuş Napoli’ye inecek. Neden İtalya? Çünkü biz İzdiham olarak […]
Bülent geldi Sürekli insanları suçluyordum; ailemi, annemi, babamı, toplumu, arkadaşlarımı, bana vurulan darbeleri… Ateş püskürüyordum. Bu suçlamalard, şikayetler, kendime acıma hali bitip tükenmek bilmiyordu. Tam […]
“Ah kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya” Mimari, zihin ve duygu durumunu doğrudan etkileyen bir “sanat” türü aslında. Duvarların, kirişlerin, kapıların, odaya giren ışığın […]
Bu vakitten sonra alfabede mühim değişiklikler yapılamaz. Ama 32 harften söz edene saldırmak da gerekmiyor Türk dili bilinen 1500 yıllık edebi tarihinde tamam dört adet […]
Dudağının üstüne zoraki yerleştirilmiş bıyığı, bıyığının altındaki kocaman mahcup şehri, her kış biraz daha rengi açılan, ne renk olduğunu saptayamadığımız süveteri, gülünce azaları takla atan […]
Cahit Zarifoğlu 1962 yılında, o yıllarda Paris’te bulunan hiç tanımadığı bir şaire, kalbi yakınlık duyduğu Üvercinka’ya, yani Cemal Süreya’ya bir mektup yazdı; “İstanbul’a döndüğünüzde sizinle […]
Bütün tek tanrılı dinlerde var olan 10 Emir’i hepimiz biliriz. Bütün tek tanrılı dinlerde var olan 10 Emir’i hepimiz biliriz. Öldürmeyeceksin, zina etmeyeceksin, çalmayacaksın, annene […]
“Eğer mutlu olacaksan, hayallerin orada bekliyor. Zamanı geldiğinde git ve al!” Michael Jackson’ın babası “Önce sigortalı bir iş, sigorta çok önemli” Babam Kim istemez ki […]
Çarşamba,7 (Temmuz, 1920) Şu günlerde yazdığım her şey kötü ve alışılmış, fakirlere patates, oysa bu yazı işi dışında başka bir şeyde yapmıyorum. Ama belki bu […]
Ahmet Kaya’nın doğumgünü haftasında OT dergisi benden bir yazı istediğinde, hem coşku hem onur payı çıkardım kendime. “Tabii, 2014 yılına az kala kim Ahmet Kaya’nın […]
ANEMNEZ FORMU: Yağmurlu bir günde, dışarıdan yağmurun, içerden buharlaşan camın arkasından sanki buharını silince görecekmişim gibi, içinde annemin olduğu arabanın ardından bakan, babaannem sesimi duyacak […]
1. Bizi Beyşehir’den Konya’ya götüren kamyon Barsakderesi dedikleri bir boğazda sakatlandı. Şoför ve muavini motor kapaklarını açtılar. Oturdukları minderi kaldırıp onun altından çıkardıkları bir sürü […]
Uyandığımda Singapur’daydım. Yataktan kalktım. Bir sigara içip ardından kahvaltı yapmayı düşünüyordum. Pencereye doğru yürüdüm. Gözüm bayrak direklerine ve bayrak direklerinin üzerinde asılı olan bayraklara takıldığında […]
Cüneyt Arkın’ın, 2 yaşındaki kızı Filiz’e 18 yaşını bitirdiği gün verilmek üzere yazıp avukatına bıraktığı mektup. Canım yavrum Filiz’im. Sana bunları yazmamın bir sebebi var. […]
Namuslu adam kalmamış bu dünyada iki gözüm. Müsümandır, namazında, orucundadır, hakkımızı yemez diyorduk ama, biz onun hatırını saydıkça o, bizim tepemize bindi. Eh, artık çocuk […]
Hayatta hiçbir şey için taviz verme. Verdiğin her taviz, hayalinden bir parça alır götürür. Sonunda amacına ulaşırsın belki. Ama hayalinden geriye tek bir parça bile […]
1. Kadın kitabı ayraçsız kapatıp sehpanın üstüne koyar. Boş fincanları mutfağa götürür, pencereleri, perdeleri açar. Soğuk içeriye girer; soğuk dip odalara sızar. 2. Kadın yağmurluğunu […]
“Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Acının ortasında acısız olmayı, Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım. Aşk […]
Her günkü gibi yine fazla mesai, çokça patron egosu tatmin ettikten sonra evime gelmiştim. Fakat bugün üstümde fazladan birikmiş bir yorgunluk vardı. Anahtarları almak için […]
okurun mu şairin mi niyeti bu, cümle âlem, bir mısra barbar bir alfabenin istila ettiği manâ, sanki etimin eti Ervan Yılmaz (Karabatak / Mart- Nisan […]
Istırabı uyuşturduğumuz bir dünyada yaşıyoruz. Çılgın bir hızla, alabildiğine tüketerek, acıyan yerlerimizle yüzleşmekten kaçarak. Mutluluk tacirleri bize ıstırabı yok saymamızı, onu görmezden gelmemizi, inkâr etmemizi […]