31 Mayıs 2020

Edward Bernays’ın Propagandası: Kadınlar Sigaraya Nasıl Başladı?

ile alef

Bundan 100 sene önceye kadar kadınların sigara içmesi en ‘muassır’ toplum olan Amerika’da bile büyük bir ayıp sayılmaktaydı. Peki bu ‘özgürlük’ meşalesini kadınlara yaktıran neydi? Kadınlar sigaraya nasıl başladı? İşte sigarada sermaye sahibi olanların büyük planını aksatmadan işleten Edward Bernays’ın ‘sigara propagandası’…

1900’lü yılların ilk çeyreğinde Amerikan gelenekleri kadınların sigara içmesini hoş karşılamıyordu. Kadınların özellikle umuma açık yerlerde sigara içmesi kabul görmüyordu. Örneğin New York’ta kadınların halka açık yerlerde sigara içmesi sadece ayıp değil, yasaktı.

Kadınların sigara içmeye başlaması tütün şirketlerinin cirolarının ikiye katlanması demekti. Bunun farkında olan American Tobacco meseleyle alakalı çalışmalar yaptı. Kadınları sigaraya başlatmanın bir yolunu aradılar ve Edward Bernays’i buldular.

PROPAGANDA DEĞİL ‘HALKLA İLİŞKİLER’

Edward Bernays 20. yüzyılın en ilginç kitlesel manipülasyonlarından birine imza atmış bir isimdi. Aynı zamanda Freud’un yeğeni olan Bernays, propaganda isminin itici olduğunu düşündüğü için “halkla ilişkiler”in de isim babası olmuştur.

ÖZGÜRLÜK!

Şirket, Bernays’le iletişim kurdu. Ondan kadınlar arasında sigara kullanımını yaygınlaştırılması için bir çalışma istediler.  Amacın açıktan söylenemeyeceği için, Bernays’in kadınları harekete geçirecek güçlü bir motivasyona ihtiyacı vardı.

Bernays konuyu düşündü, psikologlarla görüştü, incelemeler yaptı. Sonunda aradığı motivasyonu buldu: “Özgürlük!” Bernays aradığı sloganı buldu, kadınlar özgür değildi, tutucu gelenekler altında eziliyordu. Sigara kadınların “özgürlük meşalesi” olacaktı; sigarayı değil, ataerkil tabuları yakacaklardı.

Hazırlıklarını yaptı. Operasyon için 1929 yılı Paskalya törenlerini seçti. Bir grup kadını ve fotoğrafçıyı gösteri için kiraladı. Kadınlar geçit esnasında sigaralarını çıkarıp yakacaklar, fotoğrafçılar da onları fotoğraflayacaktı.

Ertesi güne manşetler hazırlanmıştı: Kadınlar tabulara karşı özgürlük meşalelerini yaktı! Kampanya o kadar etkili oldu ki, daha o yıl kadınların sigara içme oranı %100’den daha fazla arttı. Muhalefet edenlere cevap kendiliğinden doğmuştu: Kadınların sigarasına karşı olmak, kadın haklarına karşı olmaktı.

Gazeteler “özgürlük meşaleleri”ni yakmış reklamlarla dolup taştı. İlk müjdeyi Luck Strike verdi: “Kadınlar Artık Özgür, Eski Bir Tabu Yıkıldı!”

Philip Morris kadınlara “kendine güven” diye sesleniyordu.

BİLİM ADAMLARI DA DEVREYE GİRDİ

fluoride Edward Bernays compressed | Forced-fluoridation Freedom ...

Bilim adamları da devreye sokuldu. Bir hekim Camel’i, diğeri Chesterfield’i tavsiye ediyordu. Bir diş hekimi ise, en iyisi Viceroy diyordu. Fakat doktorlar açık ara Lucky Strike‘tan yanaydı, 20 bin 679 doktor “Lucky Strike” diyordu.

Marlboro bebeği olan kadınları rahatlatıyordu. Bebek de kadında hayatından memnundu!

Noel Baba’nın tercihi Lucky Strike’tı.

45 YAŞ ÜSTÜ KADINLARA YOĞUNLAŞILDI

Ama en ilginci, gezici ekipler kurulmuştu. Sigara içmenin kurallarını anlatıyorlardı. Özellikle 45 yaş üstündeki kadınların %99’u sigara kullanmıyordu, onlara yoğunlaşmışlardı.

Life Dergisi’nde E. Linden, sigara içmenin “doğru” ve “yanlış” şekillerini resimlerle anlatıyordu.

GERÇEKLİKTEN ÇOK GERÇEK ALGISI ÖNEMLİYDİ

Bernays daha sonra maharetlerini CIA için de kullandı. “Kadınların özgür kılındığı” meşhur kampanyadan yıllar sonra, Kissinger’e atfedilen bir sözde şöyle denilecekti: “Bir şeyin gerçek olması pek o kadar da önemli değildir; fakat gerçek olarak algılanması çok önemlidir.”

habervakti.com
“İZDİHAM