3 Aralık 2016

Nurdal Durmuş, Böyle Bir Dünyada Nasıl Yaşanır?

ile izdihamdergi

Yorumsuz istatistik!

  • Yaklaşık 6 bin yılı bulan yazılı insanlık tarihi boyunca kayıtlara geçen 15 binden fazla savaş yaşanmıştır.
  • Yaşamı boyunca savaş görmemiş ya da tanık olmamış insan sayısı yok denecek kadar azdır.
  • İnsanlık tarihi boyunca yaşanan savaşlarda bugünkü dünya nüfusu kadar insan ölmüş, bir o kadar insan da engelli kalmıştır.
  • Birinci dünya savaşında 10 milyon, ikinci dünya savaşında 20 milyon insan engelli kalmıştır. Her iki savaşın toplamında 100 milyondan fazla insan ölmüştür.
  • Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları ile 250 bine yakın insan ölmüş, yaklaşık 500 bin insan engelli kalmış, bombanın radyasyon etkisinden dolayı da yıllarca sakat çocuklar dünyaya gelmiştir.
  • 1992 ve 1995 yılları arasında yaşanan Sırp – Bosna savaşında yaklaşık 250 bin Boşnak katledilmiştir. 300 bin civarında insan engelli kalmıştır.
  • İkinci körfez savaşından sonra başlayan 8 yıllık işgal boyunca bir buçuk milyon insan ölmüş, iki misli insan bedensel ve ruhsal bakımdan engelli kalmıştır.
  • İkinci dünya savaşından sonraki “barış ve huzur ortamında” bile (1945-2016) irili ufaklı 150’nin üstünde savaş gerçekleşmiş ve 62 milyonun üzerinde insan yaşamını yitirmiş, yaklaşık 120 milyon insan ömür boyu engelli kalmıştır.
  • Askerler, 1. dünya savaşındaki ölümlerin %80’ni, 2. dünya savaşında %50’sini ve Vietnam savaşında ise %20’sini oluşturur. 1990 yılından itibaren savaşlarda yaşamını yitiren ve savaşın neden olduğu sonuçlar nedeniyle ömür boyu engelli kalanların niteliği değişmiş, sivil kayıplar ve engelliler askerlerden daha fazla olmuştur.
  • Unıcef tarafından yayınlanan “dünya çocuklarının durumu” raporuna göre; 1986-1996 yılları arasında gerçekleşen savaşlarda iki milyon çocuğun öldüğü, 5 milyon çocuğun engelli, 12 milyon çocuğun evsiz kaldığı, 1 milyondan fazla çocuğun anne babasını kaybettiği ve 10 milyonu aşkın çocuğun ruhsal sarsıntı geçirdiği bildirilmiştir.
  • Bugün dünyada hemen hemen 50 milyon çocuk köklerinden koparılmış durumdadır. Bu çocukların 28 milyonu hiçbir paylarının olmadığı çatışmalar nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalmış ve daha milyonlarcası da daha iyi, daha güvenli bir yaşam için yollara düşmüştür. Kaçtıkları çatışmaların ve şiddetin travmasını yaşayan çocuklar göç yollarında geçişleri sırasında denizde boğulma, kötü beslenme, aşırı su kaybı, insan tacirlerinin eline düşme, kaçırılma, tecavüz ve hatta cinayet gibi çeşitli tehlikelerle karşılaşmaktadır. Çocuklar, geçiş yaptıkları ve sonunda ulaştıkları ülkelerde de çoğu kez yabancı düşmanlığının ve ayrımcılığın hedefi olmaktadır.
  • 2015 yılında yanlarında kimsesi bulunmayan 100 binden fazla çocuk 78 ülkeye sığınma başvurusunda bulunmuştur. Bu 2014 yılındaki sayının üç katıdır. Yanlarında kimsesi bulunmayan çocuklar, kaçakçılar ve insan ticareti yapanlar başta olmak üzere, belirli odakların sömürü ve istismarına en açık durumdaki grubu oluşturmaktadır.
  • Tüm dünyada yaklaşık 250 bin çocuk asker ya da askeri birlikler içinde aşçılık, cephane taşıma gibi çeşitli görevlerde bulunur ve savaşa bir şekilde dahil olurlar.
  • Uluslararası çalışma örgütü (ılo) raporlarına göre Türkiye iş kazalarının en fazla görüldüğü ülkeler arasındadır. Ülkemizde 6 dakikada bir iş kazası gerçekleşir. 2,5 saatte bir 1 işçi engelli kalır.
  • Türkiye’de trafik kazalarında her yıl yaklaşık 5 bin insan hayatını kaybeder. Yaklaşık 200 bin insan kazalar nedeniyle ömür boyu engelli kalır.
  • Yukarıda yazılan korkunç savaş istatistiklerine rağmen dünyada trafik kazalarından ölen ve engelli kalan insan sayısı, savaşlarda ölen insan sayısından daha fazladır.
  • Türkiye nüfusunun yüzde 12,3’ü, dünya nüfusunun ise yüzde 15’i, yani yaklaşık bir milyar insan engellidir ve ‘dünyanın en büyük azınlığını’ oluştururlar.

Türkiye nüfusunun yüzde 12,3’ünü oluşturan engellilerin;

  1. Mimari sorunlar (erişebilirlik, kaldırımların uygun olmayışı, merdivenler, rampalar v.b gibi.)
  2. İşsizlik (sakatlığı dolayısıyla kendine uygun bir iş bulamayan bu nedenle ekonomik yoksunluk içinde bulunmak.)
  3. Ayrımcılık (engelli oluşu nedeniyle toplumda kendine yer bulamama ötekileştirme durumu.) gibi ciddi sorunlarla mücadele eder.

Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü.

Keşke olmasaydı!

Nurdal Durmuş

İZDİHAM