Sait Faik’in Yayımlanan İlk Yazısı!
9 Aralık 1929 Milliyet Gazetesi
UÇURTMALAR
Rüzgar çıktı. Bir çocuk başı gibi oynak, afacan bir rüzgar, Etrafında güneş kadar temiz, ay kadar donuk bir sessizlik var.
Emir-Sultan’da bir tek, Yeşil’de bir sürü, Pınar başında yüzlerce ipleri görünmiyen uçurtmalar… Ovada Nilüfer ve taş köprüler. Gök, kırık, titrek bulutlar içinde.
Hey, uzak, beyaz bulutlar gibi titrek, kırık göğüslü Bursa çocuğu: Rüzgar çıktı; başım gibi oynak, afacan bir rüzgâr. Uçurtmanı çıkar. Uçurmanın tam vak- tidir.
Gök bahtiyar, rüzgar, kıskanç, güneş hasretle dolu; uçurtmalar birer çocuk ruhudur.
Ben bir kuş olsaydım! Yükseklerde uçan bir kuş. Kanatlarını germiş, gölgesinin düştüğü yerden bihaber bir kuş. Uçurtmaları gagalar mıydım?
Ben bir kuş olsaydım! Ufacık bir kuş, uçurtmaları acaba nerden seyrederdim? Çınarın üstünden mi? Yoksa yukarlardan atmacalardan korkmıyarak daha yukarlardan, uçurtmaların üstünden mi?
Ben bir kuş olsaydım, kınnapların sarkmış, gevşemiş münhanisinden denize atılmış kaypak taşlar gibi seker; uçurtma sahiplerinin sedef düğmeleri çözülmüş göğsüne girer, ora- dan ot, tere, ceviz, böğürtlen, fındık yaprakları kokan yerden başımı çıkarır, uçurtmaları oradan seyrederdim.
Rüzgar kınnapları gerdi. Rüzgar kalemleri kırdı. Rüzgar, kağıtları yırttı, terazileri bozdu, kuyrukları savurdu. Taş köprüler gürültüsüz yıkıldı, Nilüfer eridi.
Şimdi döndüğüm yolun ağaçlarında ipler sarkıyor, kırık altıköşelerin kalemleri sallanıyor, mor kağıt parçaları uçuyordu.
Bir aralıktan çocuk gölgeleri yağmaya koşarlarken, benim yolum da akşam alacası içinde ipi kesilmiş mor bir uçurtma gibi, büklüm büklüm kıvranarak uzaklara, uzaklara…sessiz bahçeliklere doğru düşüyordu…
Sait Faik Abasıyanık
İZDİHAM
