Aşkar Dergisi’nden mısraları Fatma Şengil Süzer seçti
Yanıma yalnızca sorularımı alacağım, ben neyden yanayım? O işaret gibi kıvrılıp ayaklarımdan damlayacağım İdris Ekinci (Aşkar, 32) Kışlar uzundur elbet ve çocuklar cenneti bilir Kim […]
Yanıma yalnızca sorularımı alacağım, ben neyden yanayım? O işaret gibi kıvrılıp ayaklarımdan damlayacağım İdris Ekinci (Aşkar, 32) Kışlar uzundur elbet ve çocuklar cenneti bilir Kim […]
Fatma Şengil Süzer, O mısralar var ya. Bahar, kayıplara karışmış bir ülkedir Yakılmış ateş; kuşlar, cemreler Orada kefene sarılmış bir kadın Toprağa verilmeyi bekler Davut […]
Fatma Şengil Süzer, O mısralar var ya -Şüphesiz ben bir şairim Ve söylediklerim hep şiir, Diyordu karanlıkta biri Derviş seher vakti susuyordu. Muhammet Safa (Edebiyat […]
Her incire bir Sana bin pencere açılacaktı Ellerinde kasatura, oturuşlu bin nefer Taş atmak ıslık çalmak çağırmak için Başını çıkarmak için bir aralıktan Sütün senindi, […]
Yaklaşık bir senedir belli bir periyotu olmadan “hür tefekkürün gecekondusu” sloganı ile yayın hayatını sürdüren Eyvallah Fanzin’in 18.sayısını Erdem Bayazıt’a ithaf ediyor. Bu bağlamda fanzinin […]
“Her yolculuk kendi çizgileri içinde bir yolculuk gizler sapılmayan dönemeçler unutulan açı.’’ der Vişnenin Cinsiyeti’nde Jeanette Winterson. Okumak uzun bir yolculuktur bazılarımız için; bir serüven, […]
yeraltına inelim oğlum karanlık adamlara silahlara ve yapış yapış masalarda oturup kalanlara elveda. alışveriş merkezinden çıkan o çocuk hiç büyümeyecek sigara içmeyecek ve fazladan bin […]
Rabbim beni sazlıktan koparmışlar gibi kalbime yeni bir nostalji download ediyorlar ve işte böğrüme bir mızrak daha saplıyorlar hayır dudakların kadar öldürücü değil Rabbim bir […]
Belki de sadece ölmeliydik tutup yaşamayı seçtik diye oldu her şey! Saat sabahın 4’ü; yorgun, yalnız ve kalabalık bir günün ardından satırlarınım naifliğine muhtacım. Yazmak, […]
Gün batar, devletler yeniden kurulurdu o akşamlarda. Bir sokakta yavaş yavaş yürüyorsan hayat sana acının ne demek olduğunu öğretmiştir. Bu aldığın dersler sana ne hayatı […]
Tapınağın Kapısında Dudaklarımı, aşktan bahsetmek için kutsal ateşle paklamıştım; dudaklarımı açınca konuşmak için, kendimi dilsiz olarak buldum. Aşk şarkıları terennüm ederdim aşkı bilmeden önce, onu […]
Aramızda tartışıyoruz/ yaşamak mı zor Çince mi? Osman Konuk Küçüktüm. Ailemin işi sebebiyle yaz tatiliniköyde geçirmem gerekiyordu. İlk defa o yaz uzunca bir yolculuğa çıkıyordum […]
Kapıyı açtığımda yumuşak bir rüzgarın yüzüme çarptığını hissettim. Yoksa yumuşak bir rüzgar yüzümü yaladı mı demeliydim. Ama bana çarpmış gibi geldi, yumuşak ama çarptı… Hava […]
Rantsal insan ilişkileri. Tüketim toplumu; günümüzde üzerinde bilimsel tartışmaların yapıldığı ve çoğu görüş sahiplerince çağımızın insan tipini tanımlayan kavram. Bu tanımlamanın derinlerine ve arka planına […]
Bir gülün gölgesi düşmüş yüzüne Kötü gülün, zalim gülün, dar gülün Gel otur biraz yaşlanınca kalkarsın Yüzün biraz, sesin biraz, kal biraz Annenin elleriyle aynaları […]
Okumak, zehirli bir sürüngen ısırığı! Elime aldığım bütün kitaplar birer sürüngen gibi dolaşmaya başlıyor beynimde. En zayıf yanımı kolluyorlar en zehirli cümlelerini sakladıkları kuyrukları ile […]
Beş Ses İçin Metin “Bağlaç” olmakla kalacağını sanan dosta bir tüy, bir telek bir dal- gınku- şun ar- dında bırakı- verdiği havadan o- luşmuşgi- biyumu- […]
Ayakkabılarımın çamurunu gizlemeye çalışırdım annemden. Kirli ellerimi de… Okulda, evde, uykuda hep aynı pantolon olurdu bacaklarımda. Temizlenen küçük bedenim hamam dönüşlerinde yine aynı kirli pantolona […]
Sezai Karakoç’un 10 Mayıs tarihli son konuşmasının metni. Kısa bir medeniyetler tarihi ekseninde İslam’ın yeniden dirilişi için yol gösterici bir metindir. Fert ve toplum olarak; […]
Bu kadar sık görüşürken benim yerime mektubumun gelmesi seni her halde şaşırtacak, fakat sonuna kadar okuyunca göreceksin ki başka türlü yapamazdım. Bu mektubu çok daha […]
Buzul çağından kalma bir soğukluğun mosmor yaptığı ruhunda fırtınalar kopuyordu. Eski ama temiz giysilerinin içinde kendini o kadar yalnız hissediyordu ki… Kimliğini kaybetmiş insanların telaşıyla […]
Elizabeth Lunday’in Büyük Sanatçıların Gizli Hayatları adlı kitabını okuduktan sonra resim sanatına farklı gözle bakmaya başlayacaksınız. Hatta hiçbir müze gezisi sizin için durağan ve sıkıcı […]
Soma’da yüzlerce çocuğun babası artık yok. Onların gözüne bu sene lütfen “Babalar Günü” pazarlamasını sokmayın. O koca firmaların, ne biçimde zengin oldukları belirsiz kodamanların, fabrikaların, […]
Akşamları daha bir severim İstanbul’u. Aslında İstanbul’u sadece akşamları severim. Tamam itiraf ediyorum artık İstanbul’a aşık değilim. Bence ilişkimize bir yaz molası vermeliyiz. Kabul edelim […]
Ejderhanın yıktığı, yaktığı bir şehir. Cadde boyu evler bir var, bir yok.Var olan da yok gibi; bir köşesine, bir balkonuna, bir çatısına ejderhanın yıkıcı, yakıcı […]
Hepsinin gözleri güzeldir. Hepsinin canlıyken pulları kadın elbiselerine, kadın kulaklarına, kadın göğüslerine takılmağa değer. Nedir o elmaslar, yakutlar, akikler, zümrütler, şunlar bunlar?… Mümkün olsaydı da […]
İlkokul öğretmeni Rasim Kaygusuz’un çocukların okumayı sevmeleri ve kolayca öğrenmeleri için 1968 yılında yarattığı ve adını 10 kitaplık bir seriye verdiği Cin Ali karakteri 46 […]
Ben 4 Ekim’de gizli servisten üç arkadaşımla birlikte İtalya’ya gideceğiz. Biletlerimizi aldık. Yeşilköy’den kalkacak olan demir kuş Napoli’ye inecek. Neden İtalya? Çünkü biz İzdiham olarak […]
Bülent geldi Sürekli insanları suçluyordum; ailemi, annemi, babamı, toplumu, arkadaşlarımı, bana vurulan darbeleri… Ateş püskürüyordum. Bu suçlamalard, şikayetler, kendime acıma hali bitip tükenmek bilmiyordu. Tam […]
“Ah kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya” Mimari, zihin ve duygu durumunu doğrudan etkileyen bir “sanat” türü aslında. Duvarların, kirişlerin, kapıların, odaya giren ışığın […]
Bu vakitten sonra alfabede mühim değişiklikler yapılamaz. Ama 32 harften söz edene saldırmak da gerekmiyor Türk dili bilinen 1500 yıllık edebi tarihinde tamam dört adet […]
Dudağının üstüne zoraki yerleştirilmiş bıyığı, bıyığının altındaki kocaman mahcup şehri, her kış biraz daha rengi açılan, ne renk olduğunu saptayamadığımız süveteri, gülünce azaları takla atan […]
Cahit Zarifoğlu 1962 yılında, o yıllarda Paris’te bulunan hiç tanımadığı bir şaire, kalbi yakınlık duyduğu Üvercinka’ya, yani Cemal Süreya’ya bir mektup yazdı; “İstanbul’a döndüğünüzde sizinle […]
Bütün tek tanrılı dinlerde var olan 10 Emir’i hepimiz biliriz. Bütün tek tanrılı dinlerde var olan 10 Emir’i hepimiz biliriz. Öldürmeyeceksin, zina etmeyeceksin, çalmayacaksın, annene […]
“Eğer mutlu olacaksan, hayallerin orada bekliyor. Zamanı geldiğinde git ve al!” Michael Jackson’ın babası “Önce sigortalı bir iş, sigorta çok önemli” Babam Kim istemez ki […]
Çarşamba,7 (Temmuz, 1920) Şu günlerde yazdığım her şey kötü ve alışılmış, fakirlere patates, oysa bu yazı işi dışında başka bir şeyde yapmıyorum. Ama belki bu […]
Ahmet Kaya’nın doğumgünü haftasında OT dergisi benden bir yazı istediğinde, hem coşku hem onur payı çıkardım kendime. “Tabii, 2014 yılına az kala kim Ahmet Kaya’nın […]
ANEMNEZ FORMU: Yağmurlu bir günde, dışarıdan yağmurun, içerden buharlaşan camın arkasından sanki buharını silince görecekmişim gibi, içinde annemin olduğu arabanın ardından bakan, babaannem sesimi duyacak […]
1. Bizi Beyşehir’den Konya’ya götüren kamyon Barsakderesi dedikleri bir boğazda sakatlandı. Şoför ve muavini motor kapaklarını açtılar. Oturdukları minderi kaldırıp onun altından çıkardıkları bir sürü […]
Uyandığımda Singapur’daydım. Yataktan kalktım. Bir sigara içip ardından kahvaltı yapmayı düşünüyordum. Pencereye doğru yürüdüm. Gözüm bayrak direklerine ve bayrak direklerinin üzerinde asılı olan bayraklara takıldığında […]