Edip Cansever, Ben Bu Kadar Değilim
Ben bu kadar değilim Kışlada ölü bir zaman Bir güzel at durdukça gider Gittikçe döner bir bir güzel at durdukça Askerim, benim ağzım kuşlardan. Güneşi […]
Ben bu kadar değilim Kışlada ölü bir zaman Bir güzel at durdukça gider Gittikçe döner bir bir güzel at durdukça Askerim, benim ağzım kuşlardan. Güneşi […]
Gerçekte duymadığım sesler bitti Öğleye doğru bir gök gürültüsü yalnız Karıştırdı ortalığı bir süre Gök akıttı bir parça yağmurunu Ve deniz kuşları umutsuz Arıyorken kokularını […]
I Evlerin saat beş olma hali Ben yorgunum anlamaktan Bir duvar, bir tebeşir gibi yazmaktan yazılmaktan. Ve akşam Alanların caddelerin bana biraz fazla geldiği Üstümü […]
Ben mişim -neymiş- su sesiymiş Oymuş -cam kırıkları gibi gövdemi yakan- Yanağında sardunya kokusuyla yazdan Kimmiş o gelen ya giden kimmiş Bir yabancı mı, yoksa […]
Usul usul konuşuyorlar aralarında Denize bakıyorlar bazen – çatalını gezdiriyor biri tabağında – Gölgesi bir kuş ölüsü Karşıda yeni budanmış ağacın – Olsa, başlangıçlar sona […]
Seni günlere böldüm, seni aylara Daha yıllara, yüzyıllara böleceğim Ve her zaman söyleyeceğim ki beni anla Böyle eskitilmiş de olsa bu kalbi Minesi çatlamış bir […]
Yanı başındaki ilçeye gitmek için giyindiği kıyafetleri en parlağından seçen ve geride kalanlara birer pisliklermiş gibi bakarak minibüse binen beyinler minibüs boşluğunda sallanırken tadıyorlar özgürlüklerin […]
Kardeş dedikleri bir ses ile uyandım bu soğuk sabaha. Elleri benimkilerden biraz küçüktü fakat benim ondan çok büyük olduğumu söylediler. İlk kez duymuştum bu kelimeyi […]
Kendini kocaman bir salyangozun kollarında buldu. Uzamış kıskaçları tüm vücudunu sarmıştı. Salyalar yüzüne doğru akıyor, gözlerine doluyor fakat salyangozdan kurtulamıyordu. Gerçi bu durum salyangozun hiçte […]
Heyecanımız ve sabrımız arife gününe kadar zorlanarak; arifenin yoğunluğundan dem vurup bahaneler üreterek, bayramın birinci gününe, bütün mağazaların kapalı olduğundan ikinci gününe, bayramın artık bitiyor […]
Bir taht inşa etmiş kendine Ölüm Uzak batıda yalnız bir şehirde, İyi ve kötü ile en iyi ve en kötünün Sonsuz dinlenmeye çekildiği. Benzemez bizim […]
Yeryüzündeki, en iyi destanın bile, bütün- halinde, son ya da kesin etkisi değersizliktir. Şiirin ilkesinden söz ederken ne konuyu tüm açmak nede derinlere inmek niyetindeyim. […]
“Sen yaratılışın ilk günü yaratılan ilk kadınsın. ” Aşk, karanlıklar içerisinde Uykusuz beklemekten ibarettir Gündüz lakırdıları en az güneş kadar Karartır ve kirletir onu İlerleyen […]
buyruk olunacak bir baş sahibi olamadan asabiyet her atoma sinmiş silinmişlik hissinin tezahürü tedirgin bir tecavüz mağduru kalbi kananan ölü bir böcek gibi emeklemekten ileriye […]
Ben sana yürüyordum Koşar adım Herkes aksi yönde kaçarken Görebilseydim perdenin arasından saçlarını Duracaktı yağmur Durmadı. Toprak koktu yine ellerin Sahi ne renkti yokluğun Nasıl […]
Bir defter vardı hatırlar mısın? Çöplerin arasından çıkardığımda çok mutlu olmuştum. Yazılı sayfalarını yırtıp attığım ve geri kalan sayfalarını seninle doldurduğum o defteri. Yani seninle […]
Ya kalkıp gitmeliydim artık, ya da bir şey istemeli. Soğuk bir akşamdı. İçeriye girdim. Balkonda oturup bir sigara bir çay içip kalkacaktım. Etrafta her elin […]
Müzik hayatına 1-0 önde başlamasını sağlayacak kadar karizmatik bir ismi vardı aslında; Tolstoy romanlarından fırlayıp gelmiş bir kahramanı andırır gibiydi gerçek adı: Angel Jordanov Kapsov. […]
Şimdi tek ihtiyacım olan bir kalem. Bu bir aşk hikâyesi değildir. Bu, bile bile mahvoluşun hikâyesidir. Başlarken bitişi belli olan ender hikâyelerden biri sadece. Ufak […]
Çok bildik bir hikâye vardır: Büyük insanlardan birisi talebeleriyle dolaşırken yol kenarında hiçbir şey yapmadan oturan bir adam görür ve selam vermeden geçip gider. Dönüşlerinde […]
Bir akşam kapıları çalındı. Aslında kapı çalınmaz, çalan zildir. Kadın kapıyı açtı ve hiç de şaşırmamış bir karşılama merasimi geçirdikten sonra annesi ve erkek kardeşiyle […]
Arada sırada ve uzaklarda, kendi mezarında bir banyo yapmak gerek. Şüphesiz, her şey çok iyi, her şey çok kötü, şüphesiz. Yolcular gelip geçiyor, büyüyor çocuklar […]
Kış gelmekte. Sessizliğe ve sarıya bürünmüş yavaş yapraklarla devredildi bana o muhteşem yazdırım. Kardan bir kitabım, geniş bir el, bir kır, bekleyen bir çemberim ben, […]
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim Şöyle diyebilirim: “Gece yıldızlardaydı Ve yıldızlar, maviydi, uzaklarda üşürler” Gökte gece yelinin söylediği türküler Bu gece en hüzünlü şiirleri […]
Soruyorsunuz: Ve nerede leylaklar? Ve gelinciklerle örtünmüş metafizik? Ve onun sözlerinde çok sık gümbürdeyen ve boşluklarla ve kuşlarla dolduran yağmur? Bana olan biten her şeyi […]
nerelerdeydin diye sorarsan “hep eskisi gibi”, diyeceğim. toprağı örten taşlardan söz edeceğim, sürdükçe kendini harcayan ırmaktan; ben yalnız kuşların yitirdiklerini bilirim, gerilerde kalan denizi bilirim, […]
değil yalnız deniz, değil yalnız kıyı, köpük, güçleri boyu nağme nedir bilmeyen kuşlar, değil yalnız şurada buradaki kocaman gözler, değil yalnız yaslı gece ve gezegenleri, […]
Yüzü yere düşmüşler artık yenilmez. Ağaçların dallarında niçin kalır güz yapraklar düşene dek? Ve nerede asar o kendi sarı pantolonlarını? Doğru mudur güzün beklemekte olduğu […]
Ben hep acı içinde yaşayan bir adamım! Bu sıkıntı âdeta kendimi bildiğim anda başladı. Belki daha dört yaşında yoktum. Ondan sonra yaptığım değil, hattâ düşündüğüm […]
Şairler size ben hep kandan karanfillerden söz ettimse bağışlayın -ama ölenler vardı, usulca gün ışırken ve rüzgarda sallanıyordu durmaksızın karla ağırlaşmış bir selvi dalı Kardeşler […]
İşte orada Mescid-i Aksa Orada inceden inceye bir ağrı Süleyman mülküne gözyaşı düştü Nasıl da kalbinde fırtınalar kopmuştu Belkıs’ın Nasıl da düşmüştü yola ilk mektup […]
Aslında çok büyük değildi görebildiğim kadarıyla gökyüzü. Senin gözlerine baktıktan sonra. Ruhum eksik ve bir yanım kireç bağlamış. Kafamda dolan şarjörler fikirlerimi patlatıyor. Ellerimde havai […]
Bilal Can, çirkin kızlar meselesine eğilerek bu toplumsal soruna bir cevap aramaya çalıştı. Her guruptan insana sorular sorarak bu sorunun cevabını merak etti. Osman Doğan Yaş:19 […]
Bir kız evde kalmışsa kendi kendini yer. Eğer yaşı ilerlemişse ileri yaşına aldırmadan kendini genç göstermeye çalışır ve kendini genç görmek için evvela içindeki çocuğu […]
cins donmamış olan beni taşıyamaz o halde bu ırmak beni taşıyamaz gözüm pek bir yabanın ardılı pek bir yabancının dikeni gözüm benim ya da yolun […]
Öğrencilerin ev sahiplerine isyanını dillendireceğim. Gözlerim bağlı değil hiçbir elim türkü dinlemeyip hiçbir elimi bu şarkıya dahil etmeyeceğim. Ellerim çünkü bir kavgada en çok kullandıklarımdır. […]
bir mızıkam olaydı zafer şarkıları çalaydım bir kulunç gibi gireydi saçlarıma gece saçlarım en çok geceleri ağarır çünkü saçlarım saçlarım her sonbahar biraz solgun biraz […]
Kıymetli Yürek Yakanım… “Sen geldin ve benim deli köşemde durdun Bulutlar geldi ve üstünde durdu Merhametin ta kendisiydi gözlerin Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu […]
Gözlerim yaşa bir türlü doymuyor. Satır satır beyan ediyorum, ülke ekonomisi ile ters orantılı seyreden matematikten bağımsız anılarımı. Sanat müziği literatürüne kendimce kazandırdığıma inandığım bu […]
Unutmak; ikna etmek dünyayı dönmekten yorulduğuna. Akrebini öldürdüğüm yelkovan kadar yalnızsan, içliysen bir nardan daha fazla Tedirgin parmaklarımdan kıpkızıl mutsuzluğuna Gereği neyse en fiyakalı […]