Dilaver Cebeci, Dönence
Hani kısrak memelerinden ufukları sağardık Esrik dolunaylar öperdi çekik gözlerimizden Gökten firuze yağardı hep yollara düşerdik Böyle kirli değildi maviler Denizler böyle soluksuz… Topla çadırları […]
Hani kısrak memelerinden ufukları sağardık Esrik dolunaylar öperdi çekik gözlerimizden Gökten firuze yağardı hep yollara düşerdik Böyle kirli değildi maviler Denizler böyle soluksuz… Topla çadırları […]
Tasfiye Dergisi yayınına devam ediyor. Bakın kimler var? Şiir Ümit Aktaş “Anne”, 4. Enes Malikoğlu “Devrik Devrimci Ağıdı”, 5. Mahmut Yavuz “Deccal’e Karşı”, 7. […]
Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya… En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten […]
Bir varmış, bir yokmuş, sana varsa bana yokmuş, bana varsa ona yokmuş. Bir zamanlar yeryüzünün bir yerinde bir ülke varmış. Bu ülkedeki kişiler mutluluk içinde […]
Sizi düşündüm de yazdım Bütün bunları Bahtıkara sıçanlar !. Acıdım evet size.. Göğsümde meme yok.. Yoksa bir sütana gibi emzirirdim sizleri. Kupkuru kesildim işte: Vücutsuz […]
Sonuç; hiçbir şey silemez aşkı, ne tartışmalar ne ayrılık. bir de bakarsın yeniden gözden geçirilmiş, ölçülüp biçilmiş, üstünde düşünülmüştür. ve şimdi düzyazı parmaklı sancağımı kaldırıyor, […]
beni de kırdılar içimde kırdılar karanlık camlardan sular akıyordu şimşekli bir boşlukta saat vurdu beni de kırdılar belki yalnızdılar belki onların da çocukluğu yoktu bütün […]
akşamın acı su karanlığı içinden soğuk kadife teması yalnızlığın şuh bir kahkaha balkonun birinden gizli işareti midir bir başlangıcın sevmek için geç ölmek için erken […]
ne kadınlar sevdim zaten yoktular yağmur giyerlerdi sonbaharla bir azıcık okşasam sanki çocuktular bıraksam korkudan gözleri sislenir ne kadınlar sevdim zaten yoktular böyle bir sevmek […]
aysel git başımdan ben sana göre değilim ölümüm birden olacak seziyorum hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim aysel git başımdan istemiyorum benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün dağıtır […]
Boynuna o yeşil fuları sarma çocuk Gece trenlerine binme kaybolursun, Sokaklarda mızıka çalma çocuk, vurulursun.Korkusu kalmış içimizde terkedilmiş çocukların, Yitik yüzlü fotoğraflar duruyor siyah-beyaz. Kırık […]
Bugün gelmişim, bu dünya bunu sil Bir başkasıyla açıklanabilirliğim felce uğramış Acemiliğimle muhkem Kendime kıvrılmış bir sayfa, kıyaslanamamış bir cümle ısmarlamışım Ucunda bir silgi, bu […]
I. İşte yine her çarpan kapının önündeyim şekerli bir şey dışlanmak, yapışıyor eline insanın paçalarıma kadar bedeller delik deşik su ile ağız ağıza ve belki […]
Eşyamda izin ayağımda tozun var mı diye sorarsan Sana can çekişe çekişe değişen eşyayı haber veririm Ayağımın tozunu silktim eşyamı karıncaya yükledim Kırık yayda kalıveren […]
Senin için yazmamış olduğum bütün aşkları, yeniden, baştan, yazmayı istedim. Sana, hepsi senin olacaktı. Suçunu kimseye yükleyemem bir aşk sabahı yoluna çıkışımı. Gözyaşları ardına süzülen […]
Gece nerede, hangi anda başlar? Buna hangimiz karar verebildi? Gecenin geleceği, geldiği, indiği, sardığı, gömdüğü, hep birer benzetim olarak söylenebilir; gecenin üzerimize kapanmakta olduğunu, bizi […]
Ben derin deniz balıklarının yüzüşünde kör dalgın yosunlara sürünen karnımın arıklığı içinde onların rengini bilemeden Karanlığın içinde yukarının ışığını unutmuşçasına unutmamışçasına arar bulur yitirirken maviyi […]
İnsanlar bir gülü bir senetle Değiştirmeye alıştılar İnsanlar bir gülü bir senetle Değiştirmeye alıştılar İnsanlar başka insanların hayatını Bir hezaren sandalye midir hayat Dizip kaldırmaya […]
Tadını, yağmura duygulanmanın Paylaşır kuşlarla biri gizlice Gülmesini tutamamış bir sincap Sallanır utanç bahçelerinde Yalnız atlar yıkılır düzlerde suya özlemlerinden Bir ben miyim yalnızlığa yenilen, […]
susup bekleyerek yaşlanıyordu şeylerin uğultusu arasında içi ağırlaştıkça rüzgara çıkıyor siliyordu kendini durma ağrıya ağrıya nara dönüştüğünde açtılar içinden sözler çıktı kem sözler, kırıcı […]
Giden gitti -yiten zaman- açtığın kapıdan girdim, adımı söyledin işte orda kaldım herkes nerde? (gibi yanlarında durdum) yiten zaman -onlar öyle sandı- hiç ayrılmadım ki […]
Seni sevdim, seni birdenbire değil usul usul sevdim “Uyandım bir sabah” gibi değil, öyle değil Nasıl yürür özsu dal uçlarına Ve günışığı sislerden düşsel ovalara […]
Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı Bakıp […]
Aşk hiç biter mi? Her zaman önemli olan akıl değildir! Yeryüzünde her şey akıllıca yapılsaydı hiçbir şey ortaya çıkmazdı. Aşk… Aşk her şeydir… Aşk, bir […]
Küçük bir kedimiz vardı, adı Leblebi.. Bir isme sahipti ve isim vermek sahiplenmek demekti. Annem de Leblebi der ama bir türlü sahiplendiğini itiraf etmezdi. Ramazan […]
Elimde bir torba kestane ile Kadıköy’ün tenha sokaklarında yürüyordum. Kestanelerin yarısının çürük olduğunu biliyordum ama çürük olan her şeyin daha tatlı olduğu fikri cazip geliyordu […]
1997 yılıydı. İlkokul birinci sınıftaydım. Kısacık boyumla en arka sıraya geçmiş oturuyordum. Korkuyla karışık baktığım arkadaşlarımdan uzaktım. Kendi dünyasında, inzivaya çekilmiş yedi yaşında bir yüreğe […]
2011 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi ve İsveç’in en ünlü şairi Tomas Gösta Tranströmer, önceki gün 83 yaşında hayatını kaybetti. Şairin ölümünü yayıncısı Bonnier duyurdu. Yayınevi […]
Seri katiller işsiz kalmasın diye ölüm listelerine yazılma kararımı henüz almıştım. O günlerde cinayete kurban gitmenin günahlara kefaret olacağına inancım vardı. Hatta bir haber bültenine […]
* Artık bugün kendimi Avrupalı, Batılı hissetmem gerekirdi; ama durum hiç de öyle değil. Epey ülke gördüğüm ve epey kitap okuduğum bir ömrün sonunda Rumen […]
“Küçük adam üzerinde” güçlerini uygulamaları için iktidar sahiplerine yetki veriyorsun. Ama kendin dilsizsin; seni temsil etmeleri için güçlülerin ya da kötü niyetli güçsüzlerin daha fazla […]
Açıklama: Şiir, ilk olarak Hisar dergisinin 26 Haziran 1952 tarihli sayısında,[1] daha sonra 4 Aralık 1952 Mülkiye dergisinde “Aşk ve Çileler” altbaşlığı ile dört bölümlük […]
İnsan eşref-i mahlûkattır derdi babam bu sözün sözler içinde bir yeri vardı ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman bu söz asıl anlamını kavradı […]
Ödül bazen başarıyı tescilleyen sıkı bir motivedir. Ki verilen ödüller ile bir şehrin duruşuna, bir eğitim kurumunun omurgasına, bir anlayışın mayasına, bir insanın hayallerine katkı […]
“Yoksa öfke, gücün o bildik refakatçi cinlerinden miydi?” “Sekiz çocuk doğurmuş bir kadın dünyanın gözünde yüz bin pound kazanmış bir avukattan daha mı değersizdi?” “Evlilik, […]
Modern mimarinin önemli isimlerinden Le Corbusier kendisiyle mülakat yapan gazeteci John Ardagh’a bir sorusundan sonra şu cevabı verir: “Ben çok çalışan biriyim, bu büroyu nadiren […]
Biraz daha yakına gelir misiniz lütfen? Böyle sanki çok uzaktasınız, size dokunmak istiyorum. Yani tamam aslında çok uzak değilsiniz, altı üstü aramızda sadece bir masa […]
“Diriliş Işığı”, Diriliş’in habercisi olarak geldi. Diriliş gençlik hareketi içinde faal sorumluluk yüklenen Ömer Tayyar Aslan’ la röportaj yaptık. Ömer Tayyar Aslan kimdir ? 1983, […]
Hasta oluyum diye ıslak saçlarla çıktım serin bahar gününe.-Hasta olmadım-. Ölümler niyetlere göredir. Ben bugün şehrimin sokaklarında öylesine ölsem diyorum, ayıp olur mu Allaha? Namazları […]
Kendimi bir mektupta seyrettim. Büyülü bir ayna idi bu. Bu aynada bütün paslarından arınmış ve tanrılaşmış bir Cemil Meriç vardı. Senin Cemil’in. Bu aynada ikimiz […]