3 Ağustos 2025

Mustafa Yördan, Perdeler

ile izdihamdergi

gecenin sancısıyla sarıldı köşelerim 
gözlerinde ömrümün son baharı
son dokunuşu sarmaşıkların saçlarıma
dilime kan değdi
ben vuslatına mühürlendim 
kayboldum geçmişimde, kilitlendim 
ellerim ceplerime ağır geldi
bıraktığın yerlerde diz çöktüm 
sürüklendim 

gecenin ağaran yanlarında kızıla çalar hayalin
sesin
seslerin döner durur zihnimde 
gövdemi ikiye yararcasına 
bir uçurum kenarında
ayaklarım kayarcasına
uzanıp tutunmak istediğim dalı 
görünmez bir el kırarcasına 
öylesine çaresiz 
öylesine kimsesiz bekleyişlerim 
yudum yudum içtim nehirlerini
şehirlerini adım adım gezdim
gizlendim künyemi okuduklarında 
düğün konvoylarından 
miting meydanlarından
cenaze törenlerinden geçtim 
mayalanmış hamurun kabarması gibi
bir topak çamurun kanaması gibi
bu meczup hali kendim seçtim 

gecenin şefkati örttü sırlarımı 
perdeler yüzümde yara izi
yüzüm kara bir leke annemden gizlediğim 
ben hiç iyi değilim 
bıraktığın yerlerde
tespih taneleri gibi dağılan gençliğimi
çürümüş bir ipliğe geçirememenin vebaliyle
yamulan yüzlerimi düzeltmeden 
aynalardan kaçıyorum 

İZDİHAM