1 Kasım 2025

Mücahit Danabaş, Capella

ile izdihamdergi

Şehrin ortasından denizlere açılan bir mavilikte

Elimde birkaç anı, dilimde gurbet türküsüyle

Söze adınla başlayıp adınla biten sessizlikte 

Ruh üflüyor küllerime martılar

Ne güzeldi bakışlarımdan taşan kavga 

Yılların eskisi ne varsa yamacıma düşüyor

Nasıl olsa bulurduk bir yolunu sevmenin 

Zorda değildi meydanlarda haykırmak aslında

Yaşım henüz kelimelerin gölgesinde olmasa

Mutlak bir yol önümde 

Neresinde dursam ağrım dinmiyor 

Yürü diyor kaderim yürü 

Nasıl olsa hak yarı yolda koymaz ya

Bir acı yel gibi geçiyor yıllar

Son nefes gibi iz bırakıyor anılar

Sen ki gözlerinde parıltıyı inci gibi taşırsın

Ben her gece deryaları arzularım 

Derin, dipsiz ve karanlık

Yıllar sinemde ki yarayı dağladı, 

İzi kaldı adının dudaklarımda. 

Bilinmez bir sır gibi taşıyorum adını 

Ama benden sen taşıyorsun hala 

Hangi taşa sığınsam çatlıyor, 

Taşlarla derdin nedir Capella

Kalabalık bir şehrin ortasından bağırarak geçtim 

Kimseler duymadı Capella

Hepimiz aynı denizdeyiz 

Kimi boğulmuş, kimi kurtulmuş, kimi çoktan ölmüş  

Ben karaya çıkmış, yaramla oyalanıyorum hâlâ

Gülüşünle canlanan bir kalbi 

Şimdi viranelerde bulmuşlar 

Derdimi toprağa anlattım oda almadı Capella 

Anladım sen bir kabukmuşsun 

Nereye koysam yakışmıyor yaraya 

Şifayı tebessümünde aramak ne büyük cüret 

Dermanını bulamadım, bulunmuyor Capella

Serin bir rüzgâr tenime değip kırlarımda dolanır 

Varoş bir semtin sessizliği göğümde yankılanır

Körpecik ciğerlere çekilen o tarifsiz gülüş 

Sonu belli olmayan savaşı ruhumda başlatır. 

İşte kurşun gibi ağır birkaç kelime 

Rengi süte çalan eski bir müsvedde 

Biraz deniz kokusu biraz da dalga 

Hatırlatmasınlar artık seni bana. 

İZDİHAM DERGİ