T.S. Eliot, Histeri
o kahkayla güldüğünde, onun kahkahasına bulaştığımın ve onun bir parçası olduğumun farkına vardım, onun dişleri yalnızca rastlantısal yıldızlar olduğu zamana kadar, talim yapan bir manga […]
o kahkayla güldüğünde, onun kahkahasına bulaştığımın ve onun bir parçası olduğumun farkına vardım, onun dişleri yalnızca rastlantısal yıldızlar olduğu zamana kadar, talim yapan bir manga […]
“Yalnız tek bir merkez olsa da, insanların çoğu kendi merkezlerinde yaşar”. (Heraklit) Şimdiki zamanın ve geçmiş zamanın Her ikisi belki de içindedir gelecek zamanın, Ve […]
Bu hiç bir şey değil!” diye bağırdı öküzünkiler gibi yuvarlak gözlü , şimdiye kadar hep köşede, pencerenin kenarında oturup, sigara içerek bizim hırsızlık ve […]
Bir tırtılın ağır ağır ilerleyişi, kimi zaman bir dağ şeklini alması. Ruhumun besbelli görünme çabası gözlerini ovuşturması,gülümseyişi. Amenna! Bir yanardağ kümesinden, beraberinde getirdiği soluk isleri… […]
Kimse inanmaz Benim hafif-makineliyle öldüğüme Veya ayrıldığıma dünyadan Benimde başkentte bi odam Şiir kitaplarım Üniversitede adım Ve arkadaşım vardı Ünüm de olurdu Yaşasaydım Salah Birsel […]
Ben piyano çalıyorum sen orada kaç yıl Saçlarını at sevmeyi değiştiriyor çünkü Ellerini at gözlerini at dudaklarını at yoksa Ben seni okşuyorum senin esmerliğinle yoksa […]
Herkes sek sek yürür Ben yalınayak koşarım Herkes gülerken ağlarsa Ben ağlarken gülerim Asık suratlara değil Anaç kikiriklere bayılırım İçim ahu gözlüdür Her şeye aynadan […]
Ecel tuzağını açamaz mısın Açıp da içinden kaçamaz mısın Azad eyleseler uçamaz mısın Kırık mı kanadın kolların hani Aç mısın yok mudur ekmeğin aşın Odan […]
karım anlamıyor beni. direksiyonda karşı yönden gelen biri ile gözgöze geldiğimde başımla selamlar veya el sallarım bazen. içimden gelir. “gerçekten tuhafsın,” der karım. süpermarketteki kasiyere […]
Efendimiz dinlen artık, yorgunuz yorgun, Duyalım biraz da rüzgârların parmaklarını Üstümüzü örten şu durgun Yaş kurşun gibi ağır kapaklarda. Dinlen artık kardeş, gün ağarıyor bak […]
Gel, bizden iyi olanlara acıyalım. Gel, dostum, hatırlayalım: Zenginlerin uşakları var, dostları yok; Bizim dostlarımız var, uşaklarımız yok. Gel, evlilere, bekârlara acıyalım. Küçük ayaklarla girer […]
Bir İmparatorluk Övgüsü- Bu öyle bir şiirdir ki, Kral Beşinci George, beni Buckhingham Sarayı´nın avlusundaki fıskiyeye zincire vursaydı ve istediğim yemeklerle, kadınları bana ihsan buyurmuş […]
Ama sen uzaklardaydın ey kalbim Uzaklardaydın, sevdiğim uzaklardaydı Ayın yıldızların çağlayarak Berrak şelaleler yaparak Coşku içinde aktığı Bir yerlerdeydi. Hani bir gün bir çobana rastlamıştık […]
Bir an kayboldun gibi! yaşadım kıyameti Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma Çiçeğe durdu […]
haydi sana itiraz ettim gözlerimi kapamadan bekliyorum seni bu teslimiyetlede ayaklarının altındayım değiştirmedin akışımı ömrüm, sana verilecek gül nakışı mı? bu ŞEYLER niçin ölüdür? ah […]
Üşüten bir mum alevi gece Daha sabaha kaç karanlık eklemeli ey adı yar olan ? Afedersiniz… Adınız aşk diye sevmiştim. Düşüşümü bilin diye gözlerinizin önünde yığıldım, – […]
bir çiçek bahçesinde geceye durgun kalışın yağmur sıcağı gibi öptüm sonsuz gidişinden. saçlarının seyriyle seni yolları aşklara davul çalıp çağrılmış yalnızlarla dolduran akreplerdir duygunun. karanlık […]
sevgilim, bir günün ortası şimdi taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık, ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde uzat bana, uzat ellerini izinli askerler görüyorum, […]
Kilometrelerle çizdim kaşlarını Aynalara seni sevmenin İstasyonlarda koşuşturan çocukluğumun Şımarık ölmelerinden beri Bağırıyor şehrin delileri: Aşk bir inkılaptır. Adamın kimyasını değiştirir. Aşk bir inkılap… İkişer […]
bir küçük kız çikolata paketinden baba yapıyordu. antetli kağıt yiyordu kahvaltıda adamlar, ayak izleri ceplerinden çıkmıyordu. bir küçük kız çikolata paketinden baba yapıyordu. kalın ciltli, […]
Sen gittin dostum, ben nasıl kalabildim bunca yoklukla? Parmaklarımdan utanıyorum dostum! Seni düşündükçe parmaklarımdan utanıyorum. Varlığımın azabından kurtulmak için seni görmem lazım. Geceleri yıldızlarla yaşıt […]
Yürürsün yürürsün yürürsün yürürsün… O kadar çok yürürsün ki dizlerinin sızısını bile hissetmezsin. Artık iyiden iyiye zorlayan ayakkabınla bir derdin yoktur, acısın parmakların. Hatta kesilsin. […]
Kadınlar allı morlu entarileriyle karşılıyorlardı salı günlerini.Renkli kefenler beğeniyorlardı itişe kakışa.Şeytanlar şarkı söylüyordu pazar yerlerinde. Parmak uçlarımdaki toplu mezarlar baş kaldırdı:Bu ölüm yakışmadı bize,hadi yeniden ölmeye! […]
ölüm gelecek ve senin gözlerinle bakacak sabahtan akşama dek, uykusuz, sağır, eski bir pişmanlık ya da anlamsız bir ayıp gibi ardını bırakmayan bu ölüm. bir […]
Zahmet çekenlerin, kalıntılarını tartmaya ne zamanları ne de istekleri vardır; talihin sertliklerine ya da bönlüklerine boyun eğerler; ümit ederler. Ak düşmüş saçlardan, kırışıklardan ve hırıldamalardan […]
Feyzi Baran bir aşka dokundu. “Her şey ne garip, ne kolay, ne suçlu Bir dinamit patlayacağından şüphelenir” Küçük kız çocuklarının hikâyesi bu. Yanakları al […]
Üniversite öğrencileri neden çok ekmek yer? Cevabı bu yazıda değil. Topolojiden çekenlere… ÖN SÖZ: Topolojiden geçtiğiniz zaman öyle derin bir nefes alırsınız ki; kaburga kaslarınız […]
Bir tür hazza denk düşen, hayatta kalmaktan duyulan tatmin, tehlikeli ve doyurulamaz bir tutku halini alabilir. Bir tür hazza denk düşen, hayatta kalmaktan duyulan tatmin, […]
sarı türküler biriktirdim ağzımın kenarında buğdayın hasadından sana da pay biçtim paylaştıkça çoğalmak için anadolu kokan yüzünün her kıvrımında başımı eğdiğim yerde vatan oluşun bağlıyor […]
Denizin en az yeri bir köpüğü başlatıyor Yürüyorum kumların çakılların yanı sıra Yüreğimde bir sancı keskin bir akasya kokusundan Avuçlarımda bir yanma Büyüyen bir ürpertiyim […]
Dönelim Döndürsün bizi Kalbin akıp giden bulutlara benzeyen sesi Yağmursuz bir yağmura açılmış kapılardan Ve akılda kalan bir yokuştan Ve yalnız çocuklara özgü o sonsuz […]
Bu gemi ne zamandır burada Çoktan boşaltmış yükünü Gece de olmuş, rıhtım da bomboş Mavi bir suyun düşünü uyutur bir tayfa Arkada, güvertede Ah, neresinden […]
Tapınırken bulduk kendimizi O sonsuz geceye Gece mi, değil mi, bir gece hayaleti mi belki Dolaştı durdu bizimle Bütün gün dolaştı durdu ve Sindi Büyülenmekten […]
Burada herkes kırk yaşında. işte şu yağmurlar, işte şu balkon, işte ben işte şu begonya, işte yalnızlık işte su damlacıkları, alnımda kollarımda işte yok oluşumdan […]
I Evlerin saat beş olma hali Ben yorgunum anlamaktan Bir duvar, bir tebeşir gibi yazmaktan yazılmaktan. Ve akşam Alanların caddelerin bana biraz fazla geldiği Üstümü […]
Gerçekte duymadığım sesler bitti Öğleye doğru bir gök gürültüsü yalnız Karıştırdı ortalığı bir süre Gök akıttı bir parça yağmurunu Ve deniz kuşları umutsuz Arıyorken kokularını […]
Ben bu kadar değilim Kışlada ölü bir zaman Bir güzel at durdukça gider Gittikçe döner bir bir güzel at durdukça Askerim, benim ağzım kuşlardan. Güneşi […]
İçinden doğru sevdim seni Bakışlarından doğru sevdim de Ağzındaki ıslaklığın buğusundan Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de Beni sevdiğin gibi sevdim seni Kar bırakılmış karanlığından. […]
Soruyordun İlkyaz işte Uyanıp bir bahçeyi dinliyoruz Tenhalık böyle Dallar mı kırılmış, sarmaşıklar mı toz içinde Beklesem hemen gelecek olduğun Tam öyle olduğun Oysa hep […]
Ben mişim -neymiş- su sesiymiş Oymuş -cam kırıkları gibi gövdemi yakan- Yanağında sardunya kokusuyla yazdan Kimmiş o gelen ya giden kimmiş Bir yabancı mı, yoksa […]