Feyza Özcan, Aziz Halkım, Devlet Küstahlaşır Ben Ölürüm
1929 yılının bahar mevsiminde bir direniş olarak doğdum. Dünyaya direniş. Böyle bir hata affedilemezdi. Kendimi hiç affetmedim. 1929. Belki değil. Hiç bilmiyorum. İnsan kaç kez […]
1929 yılının bahar mevsiminde bir direniş olarak doğdum. Dünyaya direniş. Böyle bir hata affedilemezdi. Kendimi hiç affetmedim. 1929. Belki değil. Hiç bilmiyorum. İnsan kaç kez […]
Dün gece eve dönerken ona rastladım. Şimdi dedim, şimdi biz ikimiz Allah’tan başka ilahlara tapmayız. Her neyse mesele bu değil. Hava yağmurluydu. Kafamı kaldırdım Nuray’la […]
Türkiye’de yaşayan hızır yürekli bir adamdı Makuzcbi Zilayh. Hesaplarına göre 63 yaşında ölecekti. İçgüdülerine yenilerek 87 yaşında vefat etti. Her ölüm gibi onun ölümü de […]
Küçük Ophélia, Beni küçümsediğinizi ya da en azından bana karşı gerçekten ilgisiz olduğunuzu göstermek için ne bu kadar uzun bir söylemin belirgin biçimde örtük olması […]
Ben hep sıkıntılıyım. Yani bir adamın canı sıkılır, o Ben’im. Çünkü bana en yaraşan durumdur sıkıntılı olmak. Ben silahsız bir askerim de ondan. Törenler askeriyim […]
Ölümden çok korktuğum halde, kendimi hayattan koparmamak için çeşitli çarelere başvurmam gerekiyordu. Bu ruh hali benim de kendini şöyle gösteriyordu: Bu hayat, birinin bana oynadığı […]
Sen gittin dostum, ben nasıl kalabildim bunca yoklukla? Parmaklarımdan utanıyorum dostum! Seni düşündükçe parmaklarımdan utanıyorum. Varlığımın azabından kurtulmak için seni görmem lazım. Geceleri yıldızlarla yaşıt […]
Bir kız evde kalmışsa kendi kendini yer. Eğer yaşı ilerlemişse ileri yaşına aldırmadan kendini genç göstermeye çalışır ve kendini genç görmek için evvela içindeki çocuğu […]
Gözlerim yaşa bir türlü doymuyor. Satır satır beyan ediyorum, ülke ekonomisi ile ters orantılı seyreden matematikten bağımsız anılarımı. Sanat müziği literatürüne kendimce kazandırdığıma inandığım bu […]
Kıymetli Yürek Yakanım… “Sen geldin ve benim deli köşemde durdun Bulutlar geldi ve üstünde durdu Merhametin ta kendisiydi gözlerin Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu […]
Salı günü, Metin aradı. “olum yeter artık ne olacak bu senin halin? Tamam Melike seni terk etti ama bunun için dünyaya küsülmez ki be kardeş. Kaç […]
Şiirle ilgili son iki yazımla, sanal ortamdaki ahlaksızlığa vurgu yapan “Evdeki Akrep” adlı yazılarıma verilen “ortak tepki”ler şiir hırsızlarıyla, isimsizliğe ya da kod isimlere sığınarak […]
Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümayan, Güller gibi… sonsuz, iri güller Güller ki kamıştan daha nalan; Gün doğdu yazık arkalarında! Altın kulelerden yine […]
Tam gülecekti ki otobüs geldi. Ve işte her şeyi sana göre ayarladım. Saatimi sana kurdum, saçlarımı sevdiğin gibi taradım, bunu öğrenmem kolay olmadı ama asla […]
Ayrılık kolay mıdır acaba? bir yerlerde karşılaştık seninle, bilmiyorum, hatırlamak; içimde rahatsız onca düşünce çağın plastik çiçeklerine hevesleniyor sokağın başındaki kızlar, ürkek, bilekleri titriyor camdaki […]
İntihar, kimine göre psikiyatrik bozuklukların yansıması bir edim, kimine göre tanrıya bir kurban… Kimine göre bir sanat, kimine göre muhalefet. Çağlar boyunca süregelen söz konusu […]
Ev geçiminde tutumluluğu benimseyen, israfa karşı çıkıp mal biriktirmeyi kendilerine şiar edinen birtakım insanlar, bazı mescitlerde toplanıyorlarmış. Bu eylem, aralarında anlaşma ve yardımlaşma zemini oluşturuyor, […]
Siz Atina erkekleri! Siz Atina erkekleri, belki de sözlerimin yeterli olmadığını; sizleri ikna edebileceğim sözlerden imtina edişimin davayı kaybetmeme yol açtığını düşünüyorsunuz. Hiç de öyle […]
Bütün iletişim araçlarından ulaşan haberler bir görüntüyü bizlere sunmaya çalışıyorlar. Özeti şöyledir: Çin Halk Cumhuriyeti 1950 yılından itibaren kanunsuzca işgal ettiği Tibet’de çok sert ve […]
“ …. Ve kendileri için bu binayı inşa ettiğiniz kimselerin, temeline varsayalım ki tümüyle değersiz, fakat acımasızca ve haksızca eziyet edilen birinin acısı konulmuş böyle […]
Смешанная эстафета стала заключительной гонкой третьего этапа Кубка мира. Сборная России по биатлону в воскресенье, 18 декабря, выиграла золото в смешанной эстафете на этапе Кубка […]
sinemadan çıktığım zaman yağmur yine başlamıştı. ne yapacağım? küfrettim. ana avrat küfrettim. canım bir yürümek istiyordu ki… şöförün biri: – atikali, atikali! – diye bağırdı. […]
Çocukluğumdan beri haritaya ne zaman baksam gözüm hemen bir ada arar; şehir, vilayet, havali isimlerinden hemen mavi sahile kayar. Robenson Kruzoe’yu okumuşumdur herhalde; unuttum gitti. […]
Yatağımda yuvarlanıyorum. Anılarımı birbirine karıştırıyor, bozuyorum. Perişan ve delicesine düşünceler beynime basınç yapıyor. Ensem ağrıyor, ok gibi bir ağrı giriyor, şakaklarım dağlanmış gibi yanıyor, kıvranıyorum. […]
Osmanlı toplum düzeni bozulup Birinci Dünya Savaşı koptuğunda Anadolu’nun has erleri savaş meydanlarında şehit düştüler. Geride dullar ve çocuklar kalmıştı. Bir de Osmanlı’nın elinden […]
Eskiden dünyada, görünüşte dağınık ama iç dünyaları derli toplu insanlar vardı.Oysa şimdikilerin dış görünüşleri derli toplu ama iç dünyaları dağınık. İnsansız kaldığımızda ruhumuzun yırtılacağını biliyoruz. […]
16 Nisan 1916’da İstanbul’da doğan, 13 Aralık 1979’da yine İstanbul’da ölen Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önde gelen adlarından Behçet Necatigil, radyo oyunu, deneme, eleştiri, sadeleştirme […]
1- Göçebelik konusu felsefeden ya da filozoftan sıyrılıp “şiir” ya da “şair”e ulaşmayı çok az başarabilmiştir. Oysa iyi incelendiğinde Göçebelik kavramına filozof ya da felsefeden çok […]
Mutluyduk İşte, Yaşıyorduk Bilmiyorduk, duymamıştık, habersizdik Mutluyduk işte, yaşıyorduk. Aydınlanmamış aydınlardık her birimiz, Maviydi gökyüzü, bulutlar beyaz Kar yenilebilir her daim, yağmur suyu içilebilirdi pekâlâ […]
Şairi Öldüren Rejim Kardeşimiz, değerli şair, saygıdeğer kişilik sahibi Cahit Zarifoğlu dünyamızdan ayrıldı. Ölümler üzerine yazı yazmak alışılagelen bir durum. Bu durumun biraz sahte, biraz […]
1980 başlarında bir yaz akşamı, Füsun Akatlı, Nimet Tuna ve Tomris Uyar, o dönemin gözde uğrağı Şadırvan’da buluşmuş, denizin tadını çıkarıyorlar. Konu bir ara aşka, […]
“Bir insan ne zaman ölür?” sorusuna Romalılar, eski bir taş yazıtta şöyle yanıt vermişler: “Onu en son anan insan öldüğü zaman”. Bu yazıda isimlerini yâd […]
1. Nazım Hikmet – Bir Ayrılış Hikayesi – Şükûfe Nihal Başar (1896 – 1973) Şükûfe Nihal, Türkiye’nin hızla değiştiği yıllarda şiir, öykü, roman kaleme almış […]
İlk şiir kitabımı, buradan çok uzakta yaşayan, daha doğrusu yazılan bir roman kahramanına adamıştım. Çocukluktan yeni çıkmış, yetişkinlerin dünyasının giriş kapısında dönsem mi, ilerlesem mi […]
Bir eylül günüydü. Aynada gördüğüm o sapsarı benzi, çökmüş gözleri ve buza kesen donuk simayı hiç unutmuyorum. Ona bakıp; “Sen gerçekten ben misin?” diye sormuştum. […]
Oğuz Atay, Tehlikeli Oyunlar’dan Bilge’ye Mektup Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir […]
Yoğun geçen bir kırk dakikadan sonra öğrencilerimin sorularından sıyrılarak kendimi öğretmenler odasına attım. Nefes almam gerekiyordu benim de. Çayımı alıp koltuğa yerleştiğimde bir ses dikkatimi […]
İnsan hayatı, bazen bir su birikintisine atılan taşın oluşturduğu dalgalanmalar gibidir. Bir bakıma taşı atanı beklemek, dalgalanıp hemen durulmaktan daha kolay… İnsan ne zaman ki […]
Martı Jonathan Livingston’dan değil, Küçük Prens’ten yanayım. İkisi bambaşka şeylerdir. Çünkü; -Martı Jonathan Livingston kariyeristtir, Küçük Prens anti-kariyeristtir. -Martı Jonathan Livingston sinekten yağ çıkartmayı önerir […]
efendim, haklılar: kapımı çalmayan komşular, selam vermeyen cemaat bir kızı olduğunu unutan annem, olmaz öyle şey demeyin; unutturduğum haklılar, öyle çirkin öyle çirkinim ki yüzüm […]