Tekrar Tanıştığıma Memnun Oldum
I
Yüzüne rastladım tanıdık bir esnafin mahallesinde
Saçlarinda yine aynı çiçekli örtü
Neşe dağıtıyordun muhtaçlara
Ve güneşe bakamayanlara
Yüzüne rastladım
Yağmurdan arda kalan
II
Birden kesip attın zihnimdeki resmini
Al dedin hakikat dedin
Hakikat nedir tekrar bilemedim
Al işte şaşkınım dedim
Şaşkınlık nedir idrak edemedin
Çünkü sen hiç şaşkın olmamıştın
Şaşırmamıştın ki bulutun su dağıttığına
Hayret etmedin güneşin yakmasına
Göğün mavisine etmediğin gibi
İçimin dağilmasina
Dağlanmasina da hayret etmedin
Ne kadar olağan karşıladın ellerimin ayaklarımı düğümleyişini
Kendinden mi bildin
Bilemiyorum
Kendiliğinden mi bildin
Yoksa ayak düğümleri evine yol mu yapar
III
Evine yanık kokularından patikalar mı yürür
Güneş mi yakar soba mi sorusunu seni kıyas bilmeden soruyordum
Seni bilmeden anlam veremezdim çiçek kokularına
Patlayan volkanların hiddetini anlamazdım
IV
İçine açan gülün suskunluğu suretimi çiziyor
Kopardığım çiçeklerin diyetini ödüyorum her gece
Yakıtı bitmiş demir kuş dualarını öğren bir an önce
İşte ben o duaları ezber ediyorum
Ahmet Fırat Yaşar
Sn. Ahmet Fırat Yaşar
Gündelik dilde çok yaygın kullandığımız bir diyalog cümlesini “Tekrar Tanıştığıma Memnun Oldum” şiirinizin ismi olarak belirlemenizi başarılı bulduğumuzu belirtmek isteriz. “Yüzüne rastladım” ifadesi ile başlayan dizeniz karşılaşmanın çerçevesini ve düzeyini de açık ediyor. İlk dizedeki dinamik giriş devam eden dizelerde yerini bir tür hareketsizliğe bırakıyor. İlk bölümün en zayıf ifadesi de son dize olan “Yağmurdan arda kalan”.
II. bölümde sert diyaloglar gerçekleşiyor. “Al dedin”, “Al işte” ifadeleri gündelik dilin doğrudanlığını şiire taşıyor. Ancak burada dizeler fazla sıradan bir dil seviyesine iniyor. IV. Bölüme kadar dizlerinizin kurulumu şiirden çok diyalog seviyesinde kalıyor. Sadece “Ne kadar olağan karşıladın ellerimin ayaklarımı düğümleyişini” dizesini ayrı tutabiliriz.
Son bölümde dört dize bütün olarak şiirdeki tüm kusurları affettirecek güzellikte şiiri tamamlıyor. “İçine açan gülün suskunluğu suretimi çiziyor /Kopardığım çiçeklerin diyetini ödüyorum her gece/Yakıtı bitmiş demir kuş dualarını öğren bir an once/İşte ben o duaları ezber ediyorum”. Burada son dize “İşte ben o duaları ezbere biliyorum” şeklinde olsaydı daha şık olurdu. Yine de şiire son şeklini şairin vermesi uygun olacaktır. Son olarak bu şiirinizin Behçet Necatigil’in ‘Gizli Sevda’ şiirindeki dekoru anımsattığını da belirtmek isteriz.
Halit Ayarcı
İZDİHAM