19 Mart 2021

Yılın En İyi Şiirlerinden; Ufuk Akbal, Sadece Sobada Yakılabilen Çin Takvimi

ile izdiham

Sıçgan yılının ortasından tonguz yılının sonuna doğru
Uzun bir yürüyüş tutturmuş egemen berköz
krapon kağıtlarıyla evler kotaran bir Çinliymiş aslında
bir Çinli miymiş aslında?
ve fakat bu defa eve değil, evden doğru
ağır vazifesi omuzlarında
“bu yıl uzun ve kurak geçmeyecekmiş” haberini taşıyan
Nar çiçeklerinin ve güzel kızların içinden geçip
Sokaklara doğru gri-beyaz sütler sağan
ve okaliptüs yapraklarından kendine
türlü içkiler damıtan
bir Çinli miymiş egemen berköz?

senin içindeki kaygulu belgeselcinin bir çinli olabilme ihtimali
birdir belki – de
bir çinlinin gerçekten çinli olabilme ihtimaliyle..
her sabah çıkmadan evden, derisini bir pangolinin derisiyle değiştiren
gardırobundan türlü karga arkelojilerine, balık arkeolojilerine meyleden
bu gölde yunmuşsa kısa, kerpeten ayaklarını, o
bu bayırda dinlenmişse biraz.. biraz…
bu çiçeği çekmişse içine..
o sensindir belki de, yeterince uzak değildir bu ihtimal..

işte balık gözüyle baktığında kendine maceralar devşiren bir sen
değilmişsin, ve egemen olan sadece senin koridorların
değilmiş –gitgide büyüyen, balık gözü de büyüdüğünde
kadraj genişlediğinde, belgeselci öldüğünde
belgeselleştirilmiş kaygu öldüğünde, kaygulu da ölmez değilmiş ya
bir sen kaygulu değilmişsin

ama sen o çinlinin panter ruhuyla,
dağ başlarında başıboş dolaşmışçasına, bir tılsım kurmuşçasına
yağmurdan hemen sonra, sizi buluşturan pazaryerinde gördüğünüz kızlar da,
sizin rüyalarınızdaki çinli kızlarla aynı değilmiş aslında..

sen heybende, kendinden bir şeyler saklamayı bırakmışssın artık
koca çin toplumuna vereceklerinden başka
haliç’in altındaki Bizans hazinelerini, ya da “No woman no cry”ın
“hayır kadın hayır ağlama” olduğunu ilk vaz’edenin bilgeliğini
En yakın askılığa asmışsan
Çinli yokmuş, köy dağ ardında, nar çiçekleri uzakta ve kızlar da
derini yarmışlar, sütünü içmişlerse
etini asmışlarsa da kancaya
kanın gün boyu çin sıcağında damlamışsa da taşlığa
bir serinlik gelmiş, Çinli tepenin ardında kayboluvermiş
sen senleymişsin, egemen egemenmiş,
ve evden sana doğru giden, bir senmişsin, kendinmişsin aslında..
varılamayacak olan, varılmamak üzere kurulan,
bir şiirde, bir şehirde.

Ufuk Akbal, Kaygusuz Dergisi, 11. Sayı
İZDİHAM