9 Aralık 2020

Yevgeni Zamyatin’in Biz’i

ile alef

Şiir dışında edebiyatın hemen hemen her türünde eser vermiş olan Yevgeni Ivanoviç Zamyatin, 1884 yılında Rusya’da doğdu. 1902 – 1908 yılları arasında St. Petersburg Politeknik Enstitüsü’nde Deniz – Gemi İnşa Mühendisliği okudu. Burada geçirdiği öğrencilik yıllarında Bolşeviklere katılarak devrimci faaliyetlerde bulundu ve 1905 yılında tutuklandı. Bu tutuklanma neticesinde yaşadığı hapishane günlerinden edindiği deneyimleri konu alan Odin isimli öyküsüyle beraber ilk eserini yazmış oldu. 1916 yılında mesleki tecrübe kazanması için İngiltere’ye çalışmaya gönderildi. Ekim Devrimi sırasında Rusya’ya dönen Zamyatin, İngiltere yaşamının, giyinişinde ve tavırlarında oluşturduğu etki dolayısıyla İngiliz lakabıyla biliniyordu. Rusya’ya dönüşünden sonra ülkesinde birçok eser kaleme aldı ve gazetelerde yazılar yayımladı. Maksim Gorki tarafından kurulan Sanat Evi’nde yazı teknikleri üzerine dersler verdi, edebi organizasyonlarda yer aldı ve Batı edebiyatından kitap çevirileri gerçekleştirdi.

Devrimden sonra yeni rejimin barbarlığını, özgürlükleri kısıtlamasını eleştirdi ve 1919 – 1922 yıllarında tutuklandı. Yazdığı eserlerinden dolayı Komünist Parti tarafından saldırıya uğradı, eserleri yasakladı ve kütüphanelerden toplatıldı. Stalin’e yazdığı mektup sonrasında, Maksim Gorki’nin de katkısıyla 1932 yılında sürgüne gitmesine izin verildi. 1932 yılında yerleştiği Paris’te 1937 yılına kadar yaşadıktan sonra aynı şehirde yoksulluk içerisinde ve kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetti.

En bilinen eseri Biz (Mıy) 1924 yılında yayımlandı ve Sovyetler Birliği’nde sakıncalı bulunduğu için ancak 1988 yılında Rusya’da, ana dilinde, Rus okuyucularla buluştu. Biz, kendisinden sonra gelecek olan distopik kült eserlere esin kaynağı oldu. Kurt Vonnegut, Otomatik Piyano isimli eseri için “Konusunu, konusu güle oynaya Biz’den araklanmış Cesur Yeni Dünya’dan güle oynaya arakladım” demiştir. Okurlar, Biz’i okuduktan sonra 1984 ile aralarındaki benzerliğe de şahit olacaktır.

“Ama sevgili okurlar, biraz düşünmek gerek. Bunun büyük yardımı olacaktır.”

Biz, uzak bir gelecekte yaşayan ve İntegral isimli aracın mimarının anlatımıyla kaleme alınmıştır. Bu uzak gelecekte hakimiyetin sahibi olan Tek Devlet, Velinimet tarafından yönetilmektedir. Tek Devlet’te insanlar, yalnızca kodlardan oluşan isimlere sahiptir. Sıkı bir polis hakimiyeti vardır. Kimlerin, ne zaman çocuk sahibi olacakları, kişilerin özel hayatı, uyuyacakları saatten uyanacakları saate kadar Tek Devlet tarafından belirlenmiştir. İntegral’in mimarı olan D-503’te eserin yazarı gibi bir mühendistir ve her şeyi matematiksel olarak, devletin ona sunduğu şekilde ifade etmek ister. Duyguların, isteklerin, yaşamanın matematiksel bir karşılığı, anlamı olmalıdır. Maneviyat ve hayal gücü ölümcül bir hastalığa eş değerdir. D-503’ün anılarını kaleme alma isteğinin nedeni ise yeni bir çağ başlatacak olan İntegral gibi bir aracın mimarı olarak düşüncelerini gelecek nesillere aktarmaktır.

Kendimi duyumsuyorum. Ama sadece içine kirpik kaçan göz, şişmiş parmak veya çürük diş kendini duyumsar, bireysel varlığının bilincine varır. Sağlıklı göz veya parmak ya da diş varlarmış gibi görünmezler. Yani gayet açık, değil mi? Kendi kendinin bilincine varmak hastalıktır.

İşte böyle bir dünya içerisinde D-503, bir gün I-330 isimli bir kadınla tanışır. I-330’un onda uyandırdığı duygular, D-503’ü her açıdan manipüle eder ve I-330’un amaçları doğrultusunda tahmin edemeyeceği bir yolculuğa çıkar.

Biz, günümüzde Dorlion, İthaki, Tema, Zeplin gibi birçok yayınevi tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir. Ancak İthaki Yayınları’nın baskısında, sosyal medyada her alan çeviri eleştirilerini dikkate alarak tercihimi Ömer Ertan Yurtseven tarafından Rusça aslından çevrilmiş olan Zeplin Kitap’tan yana kullandım. Çeviri içerisinde herhangi bir sorunla karşılaşmamakla beraber bu çevirinin daha okunaklı olduğunu düşünüyorum. Okumak isteyenler de bu karşılaştırmalar ve çeviriye ait olan yorumlar neticesinde tercihlerini belirleyebilirler.

“Velinimet adına Tek Devlet’in tüm üyelerine duyurulur.”

Kaynak: Parlakjurnal, Fırat Yıldız

İZDİHAM