3 Mart 2016

Üçü Bir Arada (Kahve Değil Kitap)

ile izdiham

Rus klasikleri arasında çok sağlam bir yer edinen Dostoyevski’nin Üç Novella’sı Engin Altay’ın çevirisiyle İletişim yayınlarından çıktı. Joseph Frank’in önsözü ve Andrew M. Drozd’un sonsözüyle birlikte eser daha bir aydınlık konuma geçiyor. Ayrıca kitabın başına koyulan resimlerde dikkat çekici. Devamında yer alan kronoloji, yazarın tanınması ve eserlerinin yazılışı konusunda sürecin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.

Ev Sahibesi, Amcanın Rüyası ve Ebedi Koca isimli üç eser tek kitapta toplanmış. Dostoyevski ne kadar da Amcanın Rüyası’nın çok hacimli olmadığını söylese de üçü arasında başı çeken konumda o var.

Baştan ele alınırsa; Ev Sahibesi’nde, kilisede rastlayıp daha sonra taşındığı evde yeniden karşılaşan bir adamın aşk hikayesine değinir. Burada farklı olarak Halil Cibran etkisi görmek mümkün. Aynı dönemde yaşamayıp, farklı düşüncelerde de olsalar üslupları benzeyebiliyor.

Amcanın Rüyası, aslında bize çok farklı gelmeyen, geçmişte duyduklarımıza bir nevi belge niteliği taşıyan bir olay örgüsünü içermekte. Kurnaz ve bir o kadar da düzenbaz olan evin annesi(Maria Aleksandrovna) yaşadıkları yere bir kaza sonucu gelen ihtiyar Prens K.’yı kızıyla(Zinaida Afanasyevna) evlendirip, kısa sürede köşeyi dönme planları yaptığı entrikalarla dolu. En ince ayrıntılarına kadar düşünülen her planın işlerin hep yolunda gitmesinin mümkün olmadığı gibi bu yapılan da başlarına bir ev misali yıkılır. Yıkan da kendisine söz verilen damat adayı(Mozglyakov)’dır. Sonu, önceden sinyalleri bazı ince ayrıntılarla yakılsa da okuyucunun şaşıracağı bir şekilde bitirilmiş. Bolca mizah yüklü cümlelerle karşı karşıya kalacaksınız okuduklarınızda.

Ebedi Koca’da ise iki aşığın yıllar sonra karşılaşması ve daha sonrasında başlarından geçen tuhaflıkların yazın haline geçirilmesi. Şaşırarak okuyup, hep bir merak unsuruyla devam edilen bir bölüm; Ebedi Koca. Tahmin etmek söz konusu olduğunda yanılma ihtimalini göz önünde bulundurmak gerek.

Üç eserde de mevcut olan karakterlerden en az birinin ağır bir hastalık geçirmesi. Bunun genellikle verem olması dikkat çeken noktalarından. Ayrıca Amcanın Rüyası ve Ebedi Koca’da yıllar sonra karşılaşmalara her ikisinde de yer verilmiş.

Eserlerinde değindiği hastalıklara ve karakterlerin durumlarının şekillenmesi konusunda geçirdiği sara nöbetlerinin kısmen de olsa etkilerini hissetmek mümkün.

Kitabın arka kapağında yazar hakkında önemli şahsiyetlerin düşüncelerine yer verilmiş;
Ernest Hemingway: “Dostoyevski’de akla sığmaz ve inanılmayacak şeyler var ama gerçek şu ki, okudukça sizi değiştiriyorlar.”
Albert Einstein: ” Dostoyevski bana diğer bilim insanlarından daha fazla şey öğretti.”

Kitaptan bir bölüm:

“O anda sizi kovmamışsam, size acıdığımdandı bu… Cevap vermekte acele etmememin, ‘hayır’ demememin nedeni sizi daha yakından tanımam için yalvaran size acımamdı… Şöyle de demiştiniz: ‘Beni daha yakından tanıyınca ne kadar dürüst bir insan olduğuma inanacak, belki o zaman reddetmeyeceksiniz beni’. Benimle evlenme yollarını aramaya başladığınızda böyle diyordunuz. Bu söylediklerinizi inkar edemezsiniz! Oysa şimdi tutmuş, sizi kendime bağlamaya çalıştığımı söyleyebiliyorsunuz. Oysa bugün, söz verdiğinizden iki hafta önce geldiğiniz için, karşılaştığımızda sizden ne kadar nefret ettiğimi gördünüz! Ve saklamadım da bu nefretimi, tersine, açık açık belli ettim… Siz de fark ettiniz bunu, çünkü sordunuz bana: ‘Erken geldiğim için kızdımz mı?’ diye. Şunu unutmayın, insan nefretini gizleyemediği, gizlemek de istemediği birini kendine bağlamaya çalışmaz. Sizi yedekte tuttuğumu iddia edebiliyorsunuz. Buna karşı şunu söyleyeceğim, sizin için şöyle düşünüyordum: ‘Pek akıllı bir şey olmasa da, iyi bir insan olabilir ve bu yüzden evlenebilirim kendisiyle’. Ama şimdi, şansıma, sizin bir aptal, üstelik kötü niyetli bir aptal olduğunuzu anladıktan sonra bana, size mutluluklar ve iyi yolculuklar dilemekten başka bir şey kalmıyor. Güle güle! Yolunuz açık olsun!”

Seydi Özçal
İZDİHAM
 
Künye: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, İletişim Yayınları, 2014, 455 sayfa