28 Ekim 2020

Ozan Kaçar, Mazeret

ile izdiham

ölmek için iyi mazeretim yok daha
sakarlık, hastalık, kaza, intihar hatta cinnet
hepsinde telef olacakmışım sanki
yani pisipisine yani yok yere bir genç ölüm
üzer annemin çocuklarını bu son
ölmek için iyi bir mazeretim olsa
ne kadar dayanabilirim
baldırından ısırılmış şu kuduz hayata
göbeğime batırılan iğneyi içimde kır
ne olur bir mazeret bul bana
bul ki bu hayvan gibi değilmiş dargınlıktan feragat
edeyim
gittikçe büyüyen peltekliğimden, etimi uykumda
cımbızlayan çocukluk korkularımdan da
orağını iyi bile
kursağımda hazır bıçkılıyorken kendini Allah
mar yavrularını salın sürülere
soğukluk ciğerime kadar işlesin

ölmek için buruşturmuşken kendimi
bu alışmışlık da neyin nesi?
bu aşk hangi namussuzun malumu?
baygınlık bana hangi akrabamın mirası?
sorularıma karşı durun, bahçenizi çitleyin
soldurabilirim yoksa kasımpatılarınızı
gece konuşan ağustoslarınızı
ben ölümü denemekten geliyorum
çocuklarınızı içeri alın

gecenin çürüğünü dişleyen Kıptiler
bülbül ağızlı yazgımın damarlarını kesmeye
geldiklerinde bilek bakırdı bilek sapına kadar bakırdı
hadım edilmiş geniş zamanlarda darlık yaşadım
bitti-çenem dağıldı-kuştu uçtu-yerdi göçtü
bir göl habire kuruttu kendini
bir dağ habire yaktı kendini
sesimi külle boğdu komşum
blues tükürdüm

Ozan Kaçar

İZDİHAM