18 Haziran 2017

Nutrigenetik, Ölçülü Beslenme

ile izdiham

Genetik bilgiye göre beslenme, her gün daha fazla rağbet görüyor. Nutrigenetik vasıtasıyla hangi besinleri tüketebiliriz, hangilerinden hasta olabiliriz ve fazla kilolarımızı nasıl veririz gibi sorular yanıtlanmaktadır.

Bir Alman atasözü ‘ne yersen osun’ demekte, günümüzde bu ‘nesen onu yersin’ olmalı. Beslenme ve kalıtım maddesinin kesişimini, bilim nutrigenetik olarak adlandırıyor. Bu bilim dalı vücudun bazı besin maddelerine karşı gösterdiği reaksiyonu gen boyutundan araştırıyor. Bu gösterilen reaksiyonlarda özellikle bazı gen varyasyonları ile karşılaşılırsa hastalıkların oluşumu engellenebilir ve hatta hastalıklar iyileştirilebilir. Bazı özel laboratuvarlarda genetiğinizdeki gıda yatkınlığını, oluşabilecek muhtemel hastalıkları ve diyet programınızı ölçtürebilir, teşhis ettirebilirsiniz. Bu laboratuvarlardan biri olan Novia (Avusturya-Salzburg) sağlık birimi genel müdürü Harald Klotz: “ Besinden ne kadar yağ alacağımızı genler ayarlıyor. Vücut yeterince besin aldıktan sonra artan bağırsakta kalır ve vücuda alınmaz. Yağlı yiyip kilo almayan insanlar genetik olarak korunuyorlar. Kilo alanlar ise bu korumayı engelleyen bazı gen varyasyonlarına sahipler. Aynı durum karbonhidratlarda da söz konusu. Bu testle fazla kiloların yağdan mı karbonhidrattan mı olduğunu belirliyoruz.”

Yüksek kilo sorununda genlerin etkisi sosyal yaşam ve yeme-içme alışkanlıklarının etkisi ile kıyaslanabilir mi? Harald Klotz soruya cevaben: “Gen ve çevre birbirleri ile uyum içindedir. Örneğin Laktoz-intolerans (Laktoz hassasiyeti) hastalığı, genetik bir sorundur. Bu hastalıkta laktoz (süt şekeri) sindirilemez. Sadece genin sorunlu olması, vücuda süt alıncaya dek, hastalık belirtisi göstermeye yetmez. Aynı şekilde sadece süt içilmesi, gen sorunu olmadan, hastalık belirtisi göstermez. Dolayısıyla çevre mi daha önemli gen mi sorusu yanıtsız kalır; ikisinin kombinasyonu ile  her şey oluşur. Genlerin ne olduğunu biliyoruz, çevremizi genlere göre ayarlayıp, kalıtımın oluşturduğu sorunu nötralize edebiliriz; laktoz hassasiyeti örneğinde süt içmemek, laktozsuz süt içmek gibi.”

İnsan genetik kodunun çözülmesinden sonra çokça görülen şahsi tıp gibi terimlere artık şahsi beslenme olarak başka bir terim eklendi.

Bu testin yapılması için bir damla tükürüğünüz kâfi. İşin uzmanları kalıtım maddesi analizi ile yüksek kolestrol, ağır metal zehirlenmeleri, yüksek tansiyon veya özel olarak bazı besinlere gösterilen tepkileri, bu sorunların muhtemel sebeplerini ve tedavilerini belirleyebilir. Sizin şahsi diyet programınız ve günlük hayatta olası hastalıklardan korunmanız nutrigenetik analizi sayesinde sağlanabilecek.

 

 

 

Çeviri: Mustafa Safa Karagöz

Kaynak: perspektive-magazin.de/nutrigenetik    

İZDİHAM