28 Temmuz 2017

Muhammed Güleroğlu, Çünkü

ile izdiham

Afedersiniz! İzin verirseniz yüksek müsadenizle yani sizin için bi mahsuru yoksa, rahatsızlık vermeyeceksem birkaç damla göz yaşı dökebilir miyim şuracıkta? Yük olmam azıcık yer kaplarım, hemen şu köşede kıvırılıp birkaç damlacık, çok çok azıcık ağlayabilir miyim? Gürültü yapmam, biraz belki birkaç saniye hıçkırır gibi ya da iç çeker gibi ya da bir yudum yorgunluk çayı içerken oh der gibi bir ses çıkabilir. Sokağın sesinden dolayı hiçbir ses gelmez hem.

Küçük birikintilerin adamıyım çünkü.

Çünkü bana bağırmayın lütfen!

Delirmenin eşiğinde, göz kapaklarım ay ışığına asılıyken ve o şarkı tekrar tekrar çaldığında, rol icabı ya da talep üzeri kurgulanmış dramları düşleyip kendime en hüzünlü yerden baktığımda yani aşağı yukarı gece iki iki buçuk civarı o hiç bakmadığınız tarafta oturup, yani çömelip ağlasam ne olacak sanki.

Bana doğru bakmayın diyorum, bakarsanız utanırım çünkü.

Çünkü alışık değilim.

Işığı kapatır mısınız? Sivrisinek kendini öldürecek.

Ve bir de kelebek.

Lütfen!

Of ya her şey çok parlak. Gözlerim kamaşıyor. Ay ışığını göremiyorum. Işık olmazsa göremem ama bazen görmek için ışıkları kapatmam gerekiyor.

Kalbim de dursa bazen ama ölmesem.

Ölmek hoş değil, yani ben sevmiyorum. Tamam Allah’ın takdiri ama sevilecek gibi de değil.

Allah’ım ölümü sevmiyorum ama ne gerekiyorsa yap. Doğru olanı sen bilirsin.

Nadir de olsa doğru olanı ben de bilebilirim. Şimdiye kadar bilmedim ama bilebilirim bence. Yani şimdi doğru olan ağlamaktır di mi? Yani inşallah öyledir. Boş işmiş gibi görünmesin. Ağlamak çok önemlidir. Yani inşallah öyledir umarım.

İzin verirseniz, yani eğer kıyamet kopmayacaksa, siz de bu tarafa doğru bakmazsanız.

Lütfen!

İhtiyacım var galiba çünkü.

Çünkü gecenin bu saatinde acılarımı sıkıp suyunu çıkarıyorum.

Muhammed Güleroğlu 

İZDİHAM