4 Mart 2016

Muaz Kutluay, Sevgilimin Ödül Töreninden Muhasebe Notlarım

ile izdiham

ömrün boyunca çocuk kalasın diye
bir yıl önceden havalandırdığım
şiirden bülbülü
düşürmedim hiç rüyalarından
duman
o zifiri odadan uçarak güle çalmış
ölümle çarpışmadan uyandığım her sabah
yüreğimi
nasırlı parmaklarıyla sıvazlar sandığım acılar
şehrin sol yanından gökyüzüne süzülmüş de
gebe bırakılmış merhamete
saçlarını doladığın ibrişim kanatlar

ben aşkın hızlı koşan şairi
bir kuyuya hapsetti beni zaman
topuklarımdan yukarıya beklemek oldum
yüreğinde kılıçla budanmış goncalar
ellerim tütün kokulu bahçivan
henüz el değmemiş bir kaya kopardın
çılgın ve hasta yanardağın gövdesinden
bacaklarımı yıkayan ağrıya inat
gezinişi ruhumuzda dilimin
suretlerimizi arındıracak tek ecza olacak

vakti gelen mehtaptır
güneşi sürmemiştir ayakların henüz
bir kaç zaman daha,
mızrak kadar bir gece daha
dönecekler
zehri alınmış yarasalar
bu kapının eşiğindeki karanlıkta
dönsünler
gözlerine çarpan ellerim bilirim ki
bir yarasa avcısıdır ancak avuçlarında

ey karlı şehrine bahar diye çağıran
beni heybende hediyelerle karşılayan rüya
uykularıma ansızın çatmaktan durma geri
aldırma göğsümde birikmiş lekelerin kalınlığına
yeryüzünü acıtan köklerimi kesip al
beni kesip al
beni esir al
beni bülbül beni kafes beni köle

namluya sürülen; aşk
beklemek; süregelen katliam

 

Muaz Kutluay
İZDİHAM