16 Ekim 2017

Melike Kılıç, Bir Filmden Kesit

ile izdiham

Bir hikâyeye dahil değilsek,
kurguladıklarımız için suçlanamayız.

İç:

Ellerin dokunmadığı hiçbir şey kalmamış
ve dokunulmamış gibi geziyordu koltukların üzerinde.
Bir filmden bir kesit
Açtın ve eğildin.
Değmediğin hiçbir şeyi sevmeyecektim.

Uzak duracaktım
İçimdeki boşluğu hatırlatan her şeyden.
Tanımları tanımıyorum, harflerini bilmiyorum kendimi bulduğum seslerin.

İzahlara uzaklığımız bin türlü hayal kırıklığı besler.

Gün:

Işığı bil. Saati bilmek tutsaklıktır. Bunu da.
Buradayken ancak gölge boyları umurumuzda.
Uğraştık yer bulamadığımız bir kalbe sığınalım
Bizi bilmeyen topraklar bağrına bassın diye.

Haydi gidelim,
Suları atlayınca kurtulduğumuza inanırız biz de,
Henkür menkürden ve daha nicesi.
Tarla diye kelime sokarız hayatımıza, inanacağımız tanımlamalar.

Bir sıradağ:

-Ölene kadar hayal kalmasına izin veremem.
Su ve taşa. İncire.
Taş ve evet, zeytine. Taşa. Taşa.-

Ellerini yardın. Hâlâ dokunulmadık.
Sana bir oRmana inanır gibi inandım ama
Dallarını haddinden fazla budamışlar.
Ondandır yanıyorum Ağustos öğleleri.

Dışına itildiğin hikâyeyi reddet.
Almaşık olaylar hazırla, yaşa.
Tahammül edemeyiz mazgalların ve gerçek yansımaların üzerinden geçilmesine.
Nasıl geçerse geçsin, anılara karışır anlar
Ve insanlar buz keser tarihin içinde.
Korkma aniden kalkıp gelmelerin normalliğinden
Gerçekdışı sahnelere düşmekten, sobalardan
Alelade giysilerle sofralar kurmaktan korkma.

Beni bu güç gösterisine sen attın. Bir sıradağ.
Yaslanacaktı bir coğrafya göğsümüze
Söylesene hangi geminle birlikte yandın.

Melike Kılıç,  Hece- 238

İZDİHAM